15 Temmuz 2016 tarihindeki hain darbe girişiminin birinci yıldönümünde 2017 yılında Mersin Üniversitesi (MEÜ) tarafından düzenlenen “15 Temmuz Demokrasi Haftası” programı, benim de konuşmacı olduğum ‘15 Temmuz Darbe Girişiminin Ülke Ekonomisine Etkileri’ başlıklı panelle sona ermişti. Panelde ‘15 Temmuz Öncesi ve Sonrası Türkiye’nin Ekonomik Geleceği’ konusunda dinleyicilere bilgi aktarmıştım. 15 Temmuz darbe girişiminin nedeninin sadece siyasi değil aynı zamanda ekonomik de olduğunu belirterek, “Türkiye son 15 yılda faizleri yüzde 10’lardan yüzde 6’lara kadar düşürmüştür. IMF’ye ve benzeri kuruluşlara olan borcunu ödemiş, yeni borç almamak suretiyle yurtdışına ekonomik bağımlılığını azaltabilmiştir. Ağırlıklı olarak yabancı yatırımcıların portföy yatırımları ve özelleştirmelere yapılan doğrudan yatırımlara dayalı bu sistemin siyasi etkenlere karşı kırılganlığı da çok olmaktadır. Bu etkinin azaltılması için doğrudan yatırımların ve istihdamın artırılması ile ekonominin sıcak paraya karşı duyarlılığının azaltılması gerekmektedir" ifadelerini kullanmıştım. Türkiye’de siyasi ve ekonomik istikrar vardı. Güçlü Türkiye’den birileri içeride ve dışarıda rahatsız oldular ve 15 Temmuz hain darbe girişimi oldu. Fakat Kurtuluş Savaşı destanı yazan bu Aziz Millet 15 Temmuz 2016 günü yeni bir destan daha yazmış ve tüm iç ve dış düşmanların hevesini kursağında bırakmıştır.
Yaklaşık 15 yıllık bir dostluğum olan Optimar Araştırma Şirketi Başkanı Hilmi Daşdemir, Optimar olarak önemli bir araştırmaya imza atmıştır. “Türkiye’nin Nabzı 15 Temmuz” araştırması 26 il de 2047 katılımcıya eksi 2,17 hata payı ile gerçekleştirilmiştir. Peki üzerinden 4 yıl geçen 15 Temmuz hain kalkışmasının mağduru kim olmuştur? 15 Temmuz tüm Türk milletine karşı yapılmıştır. Araştırmada “Sizce 15 Temmuz’un mağduru kimdir?” sorusuna %70,4 oranı ile “Türk Milleti” cevabı verilmiştir.
15 Temmuz 2016 günü canlı olarak halka seslenen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, halkı meydanlara ve direnişe davet etmişti. Bu çağrıya uyan milyonlar sokaklara dökülmüş, canı pahasına ülkesini korumuştu. Yine bu araştırmada “Benzer bir darbe girişimi yaşansa meydanlara çıkar mısınız?” sorusuna katılımcıların %53,5’i “Evet, çıkarım” cevabını vermiştir. Umarım bir daha böyle bir ihtiyaç olmaz.
Acaba araştırma katılımcıları tüm devlete sızan FETÖ’nün en fazla nereye sızdığını düşünüyor? Araştırmaya katılan vatandaşların %28,9’u, FETÖ’nün en fazla Türk Silahlı Kuvvetlerine sızdığını düşünüyorlar. Diğer FETÖ’nün sızdığı kurumlar olarak sırasıyla yargı kurumları, eğitim kurumları, siyasi partiler, emniyet teşkilatı, diyanet işleri, ÖSYM, belediyeler ve bankaları sıralamak mümkündür.
15 Temmuz darbe kalkışması ile ilgili mücadele hala sürmektedir. Yıllarca devletin içine sızan FETÖ’nün tamamen ortadan kaldırılması ne yazık ki uzun süreler almaktadır. Peki 15 Temmuz günü en etkin mücadeleyi kim/kimler vermiştir? Araştırmaya katılan vatandaşların%72’si, “15 Temmuz darbe kalkışmasında en etkin mücadeleyi kim/kimler göstermiştir?” sorusuna “Türk Milleti” cevabını vermiştir. Vatandaşların %9,6’sı ise 15 Temmuz darbe kalkışmasında en etkin mücadeleyi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın verdiğini belirtmişlerdir.
En önemli soru ise “15 Temmuz’un kazanı kim?” sorusudur. Araştırmaya katılan vatandaşların %47,4’ü “Sizce 15 Temmuz’un kazananı kimdir?” sorusuna “Türk Milleti” cevabını vermiştir. 15 Temmuz 2016 tarihinde “Türk Milleti” hedef alınmış, mağdur edilmeye çalışılmış ama bu girişimin başarısızlığa ulaşması ile de kazanan “Türk Milleti” olmuştur. Bunun için 15 Temmuz’ların karşısında dimdik, “Türk Milleti”nin yanında ise her zaman gururla ve çoşku ile duruyoruz.
Kayseri’de Mustafa Kemal Atatürk gece şerefine düzenlenen fener alayında öğrenci Behçet Kemal Efendi’nin söylevine karşılık olarak: “Bütün dünya bilmelidir ki Türk Milletinin hakkını, haysiyetini, şerefini tanıtmaya gücü vardır. Türk vatanının bir karış toprağı için bütün millet hep birlikte ayağa kalkar. Haysiyetinin bir zerresine, vatanın bir avuç toprağına yapılacak saldırının bütün varlığına vurulmuş darbe olacağını artık Türk Milletinin fark etmediğini sanmak hatadır. Saygısızlığın, saldırının küçüğü, büyüğü yoktur.” demiştir. (Vakit: 15.10.1924, s.1)
15 Temmuz şehitlerimizi ve tüm şehitlerimizi rahmet ve şükran ile anıyorum. Aziz Türk Milleti ve Güçlü Türkiye için düşmanlarımıza inat daha çok çalışacağız, mücadele edeceğiz ve geçmişte olduğu gibi, gelecekte de her zaman başaracağız.