Esme deli poyraz şiddete nara,
Esip savurmaya tahammülüm yok.
Yaprağımı döküp dalımı kırma,
Vurana, kırana, tahammülüm yok.
Esip savurmaya tahammülüm yok.
Yaprağımı döküp dalımı kırma,
Vurana, kırana, tahammülüm yok.
Yirmi üçte taze fidan idim,
Otuz üç yılında, on yıla girdim,
Kısa bir zamanda kendime geldim,
Dert ile vereme, tahammülüm yok.
Otuz yedisinde ilim çağları,
Seçer iken bahçeleri, bağları
Otuz sekizde, duman aldı dağları,
Kasıp kavurana, tahammülüm yok.
Altaylardan, Alplerden esip savurdu,
Çakal, kurt sürüsü koyunu kırdı,
Aslanın meydanı çakala kaldı,
İmanın inkara, tahammülü yok.
Otuz dokuz, yaman gördüm kışını,
Titretti dünyayı, döktü yaşını,
Kurtlar yedi, domuzların leşini,
Olanca inkara, tahammülüm yok.
Kırk dördünde, yer yerinden oynadı,
Fiiller, barış türküleri söyledi,
Kırk yedide, gör ki felek neyledi,
Sadakatsiz sultana, tahammülüm yok.
Biraz yol gösterse, dağların sisi,
Yandı yüreklerde aşkın ateşi,
Dediler, gelecek demokrasi,
Gammaza, dönmeze, tahammülüm yok.
Ellisinde, doğdu ufak bir şafak,
Elmas kıymetini, bilmedi sarraf,
Toz duman içinde kaldı her taraf
Tehdidi isyana, tahammülüm yok.
Ser askerler düştü, yeni havese,
Kısayı uzun etti, uzunu kısa,
Böyle geldik, yargısız bir kısasa,
Yasada noksana, tahammülüm yok.
Sahnelendi aynı ile herkesin ayinesi,
Bir türlü karar kılmadı, hayati sakinesi
Hakikatin ötesinde, şakşak demokrasi,
Her arzu merame, tahammülüm yok.
Altmış beşten sonra, sular çağladı,
Sardı etrafımı, yol yolağım bağladı,
Yürek yandı çok analar ağladı,
Bu ahu figana, tahammülüm yok.
Kurtulamadık, seksen, doksan, derdinden,
Selam duva ettik, zakir dilinden,
Sefer usta, çokça çektim elinden,
Kaybolan zamana, tahammülüm yok.