AKİF EMRE


Kitaplarını besleyen Mağrip ve Maşrık arasında yaşamış iyi insanlar, hikayelerini yüzlerce yıl sonraki yaşayanlara taşıdığı Endülüs'ün iyi ve hüzünlü insanları yani moriskoların müslüman ataları, yaşadıkları zulmü ve mağduriyetleri defalarca anlattığı, Sırp mezalimi sonucu şehit düşmüş Boşnaklar ve büyüyememiş çocukları, Gazze'den ibaret saymadığı Filistin'in iyi insanları ve büyüyememiş çocukları, işgal altındaki Kudüs'te yaşamış ve yaşarken Kudüs'ü dert edinmiş iyi insanlar, uğradıkları zulmü dünyanın nimet sahiplerine sıklıkla hatırlattığı Arakanlı iyi insanlar ve büyüyememiş çocukları, Çin işkencesi altındaki hayatlarını anlattığı Doğu Türkistanlı iyi insanlar, hikayelerini, mücadelelerini ve maruz kaldıkları zulmü anlattığı Pakistanlı, Keşmirli, Bangladeşli ya da Hindistanlı iyi insanlar, trenlere doldurularak sürgün edildiklerinin ve çoğunun bir daha gün yüzü görmediğine dair hikayesini dünyaya hatırlattığı Kırımlı iyi insanlar, Kafkaslardan sürülürken yollarda soğuktan ve açlıktan ölümlerinin acısını hissettirdiği Ahıskalı ya da Çeçen iyi insanlar, anlattığı Ruhi Şirin'in hikayesinde korumaya güç yetirilememiş ve büyüyememiş Kosovalı çocuklar ve anne babaları, kendi deyimiyle Batı'nın gözünde rehin alınmış garpzede niteliği taşımaması sebebiyle bulundukları coğrafyalarda ya da göç yollarındaki ahvalini anlattığı sığınmacı iyi insanlar ve büyüyememiş çocukları olacaktır mutlaka Akif Emre'yi karşılayanlar arasında. Özetle; kendisini yetiştiren üstadları, yetiştirme ve uyarma endişesine düştüğü muhatapları, dünyaya hikayelerini, mücadelelerini, mağduriyetlerini ve uğradıkları zulmü anlattığı ve hatırlattığı ümmetin iyi insanları, mazlumları, büyüyememiş çocukları olacaktır karşılayanlar arasında.
Karşılayanlar arasında olacağını düşünürken heyecanlandığımı farkettiğim; 'Bilge, Müslüman, özgürlük savaşçısı, sadece tarihe tanıklık eden değil tarih yazan' ve 'çehresinde gölgesi olmayan bir lider' olarak nitelediği adam Aliya İzzetbegovic.
Akif Emre... Hiç tanışmadık ama hüznümü tarif edemem. Şahidim ki; Allah rızası endişesiyle ve ümmet bilinciyle yaşadı.