ANAHTAR

Anahtar sözcükte bir çok anlamı olan bir kelime olup, şehrin anahtarının Şehrül-Emin’e verilmesi, Kabe’nin anahtarının ehline verilmesi gibi bir çok cümlede, makalede kullanılabilir, hatta bir roman bile yazılabilecek kadarda geniş bir anlama sahiptir. Peygamber efendimiz Kabe’nin anahtardarlığı görevini istemesine rağmen öz amcası Hz. Abbas’a değilde, müşrik olan Osman bin Talha’ya verilmesindeki ilahi kudret, bizlere verilen ilahi mesaj; EMANETİ AKRABANA DEĞİL!.. MÜSLÜMANA DEĞİL!.. ASİLLERE DEĞİL!.. “EHLİNE VERMEKTİR”. Mekke fethedildikten sonra Peygamber Efendimiz Kabe’ye yönelir, o sırada Kabe’nin kapısının anahtarını koruma görevini Müslüman olmamış olan, Osman bin Talha yürütmektedir. Peygamber efendimizin amcası Hz. Abbas, hacılara zemzem suyunu dağıtma görevini yürütmekte ve Kabe’nin anahtarını da muhafaza etme görevinin de kendisine verilmesini istemektedir. Peygamber Efendimiz Kabe’ye yönelir ve girmek ister.. Osman bin Talha anahtarı vermek istemez..Bunun üzerine Hz.Ali Osman bin Talha’nın kolunu burkarak anahtarı alır ve Peygamber efendimize vererek Kabe’nin kapısını açar ve Peygamber efendimiz Kabe’nin içinde iki rekat namaz kılar. Kabe’de namaz kıldığı sırada Nisâ suresinin 58. Ayeti “Allah size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Allah size ne güzel öğütler veriyor. Şüphesiz Allah her şeyi işitmekte, her şeyi görmektedir.” ayeti nazil olur. Bunun üzerine Peygamber efendimiz “ Ya Ali götür anahtarı Osman bin Talhaya geri ver ve ondan özür dile “ der. Mekke’yi fetheden bir ordunun önde gelenlerinden, üstelik Peygamber efendimizin amcası olan Hz. Abbas ( r.a.)’ın istemiş olduğu görevler kendisine verilmemiştir. Çünkü Osman bin Talha müşrik olmasına rağmen uzun yıllardır Kabe’nin anahdarlığını maharetle yürüttüğü bilinmekteydi. Yani işin ehli Osman bin Talha idi ve bu yüzden bu ayeti kerime nazil olmuştu. Bu olaydan sonra Osman bin Talha Müslüman olur. Peygamber efendimiz, Kabe’nin anahtarını kendisinde bulundurma görevini vermesindeki o ilahi ölçü ve emri yerine getirmek zorundadırlar. Görevi talep eden amcası dahi olsa , o görevi daha iyi yerine getirdiğinden dolayı o görevi bir müşrike vermek!.. Bizlerde Yaşantımız boyu ehline verdiğimiz her işte sonuç güzel olmuş, ehline vermediğimiz her işte sonuç hüsran olmuştur. Bu açıdan ANAHTAR’ı ehline vermek önemli olup, ortaya çıkacak olan güzelliklerden de, fenalıklardan da nasibimizi alırız. Peygamber Efendimiz bir hadisinde “ Emanetler kaybolduğunda kıyameti bekleyin” der. Bunun üzere sahabe “ Emanetin kaybolması nasıl olur ya Resulallah” diye sorduklarında “ işler ehil olmayanlara teslim edilince “ diye buyurur. Nisâ Süresinin 58. Ayeti ve o ayetin iniş sebebi, kamu yönetiminde yönetim emanetini verileceklerin seçimlerindeki ölçünün tespiti açısından, Vatanı Kabe ve görevini Kabe’nin anahtardarlığı görevini üstlenenler olarak görenler için de çok önemlidir. ANAHTAR’ı ehline vermek aynı zamanda gelecek nesillere olan bir borcumuzdur. Mutlak güç sahibi şanı yüce olan Mevlam; ANAHTAR’ı ehline vererek hem dünyası, hemde ahireti güzel olan kullarından eylesin. Selam ve dua ile sağlıcakla kalın.