BELEDİYELERDE ALTERNATİF HİZMET SUNMA YÖNTEMLERİ GELİŞTİRİLMELİDİR

     Türkiye’de yaşanan kentleşme süreci içinde bir yandan kentlerin ölçeği, diğer yandan kentlerin yapısını belirleyen süreçler hızla değişmektedir. Bu gelişmeler sonucunda edilen deneyimler ve bilgi birikimi ile kentleşme sürecinin kavranmasındaki derinleşme, kentsel yönetim konusunda yeni anlayışlara ve arayışlara yol açmaktadır. Buna paralel olarak, çağdaş denetim anlayışının önemi, kaynak artışı sağlanması, yerel temsil ve katılımın özendirilmesi gibi önlemler, yerel yönetimlerin süreç içerisinde “etkin ve demokratik yönetim birimleri” olarak işlev görmelerini sağlayacak önemli mekanizmaları oluşturacaktır.

     Kentsel hizmetlerin daha fazla, daha yaygın ve daha kaliteli olarak sunulabilmesi amacıyla yerel yönetimler, hizmetlerin alternatif yöntemlerle sunulmasına ağırlık vermeye başlamışlardır. Bir hizmetin doğrudan yerel yönetim tarafından yerine getirilmesi yerine, başka bir yöntemle sunulması, o hizmetle ilgili temel sorumluluktan vazgeçme anlamı taşımamaktadır.

      Hizmetin doğrudan yerel yönetimce sağlanması ile yerel yönetim dışındaki bir alternatif yöntemden yararlanılması arasındaki değerlendirmeler ele alınırken, özellikle, özel sektöre kaydırılan hizmetlerin yararları ve sakıncaları üzerinde objektif davranılması kaçınılmaz bir olgudur. Hizmetin kalite standardı ve verimliliği ile şeffaf denetim uygulamaları vazgeçilemez unsurlar olmalıdır.

     Hizmetin tanımlanabilirliği ve ölçülebilirliği arttıkça, özellikle sözleşmeye dayalı alternatif yöntemlerin başarı şansı da yükselecektir. Kesin olarak tanımlanamayan, kapsadığı işler ve görevler ile zamanlaması ve maliyetleri ayrıntılı olarak belirlenemeyen ve sonuçları ölçülemeyen hizmetlerin ihalesi ya da başka yöntemlerle yerel yönetimler dışındaki kuruluşlara devri, daha sorunlu olmaktadır.  

     Hizmet sunma sürecine ilişkin kurumsal yapı ve işlevler ele alındığında, insangücü kaynağı açısından değerlendirilmesi gereken iki temel yönü vardır. Bunlardan biri kent halkı, diğeri ise yerel yönetimin kendi personelidir. Kent halkı, yalnızca politika oluşturma sürecinde değil, kentsel hizmetlerin sunulması sürecinde de etkin bir rol oynayabilmelidir. Aynı şekilde, yerel yönetimin diğer insani kaynağını oluşturan personeli de son derece önemlidir. Yerel yönetimler, çalışan insanların, yetenek, kararlılık ve heyecanlarının köreltildiği yerler olmamalıdır.

    Alternatif hizmet sunma yöntemlerine, Avrupa ve ABD’nin bazı kentlerinde başarı ile uygulanan çok değişik örnekler verilebilir: Çevre sağlığı ve temizlik konuları başta olmak üzere, gönüllülerden yararlanma yoluna gidilmesi, belediyeye ceza borcu olan kent sakinlerinin, bu borçlarını, bilgi ve deneyimleri esas alınarak, kamu projelerinde gönüllü çalışarak  ödeyebilmeleri, imarsız konut alanlarındaki altyapı kalitesini yükseltmek amacıyla mahalle halkının gönüllü yardımlarının sağlanması, itfaiyecilerin yeni bir rol üstlenerek, gençlik hizmetlerine  katkıda bulunması, temizlik işçilerinin görevlerini yaparken, yalnız başına yaşayan yaşlılar açısından herşeyin yolunda gittiğini denetleme sorumluluğunu üstlenmeleri ve gönüllü kuruluşlarla daha sıkı işbirliği içinde olunması.

     Belediye hizmetlerinin sunulmasında önemli olan, üretim süreci ister özel ve isterse kamusal nitelik taşısın, daha fazla, daha yaygın ve daha kaliteli kamu hizmeti sağlanmasına yönelik talebin karşılanmasıdır. Bu durum, ulusal gelir düzeyi ne olursa olsun, ekonomik ve mali olanakları önemli ölçüde aşan miktarda ve kalitede kamu hizmeti sunma sorununun sürekli gündemde olduğunu göstermektedir.

     Yerel yönetimlerde dinamik, etkili ve yeni bir yönetim anlayışının ortaya konulması ve bu alanda daha yaratıcı, esnek ve insana yönelik hizmet ve tekniklerin geliştirilmesinin önemi artmaktadır.