DANGAL


Dershanelerin kapandığını ve yaz tatilinde olduğumuzu düşündüğümden başta anlamlandıramamıştım fakat biraz dikkatle çocukların, levhalarında X okulları ortaokulu veya Y Özel Lisesi yazılı; ana yol kenarında, çok katlı, mevzuatta yer alan asgari ölçüleri sağlayan bahçe denmeyecek alanları tellerle çevrilmiş kafes görünümlü binalara girdiğini anladım ve zannedersem çocuklar öğretim yılına hazırlık için uygulamaya konmuş programlara dahil oluyorlardı.
Görmek için fırsat kolladığım DANGAL'ın akşam uygun bir saatte gösterimi olduğunu öğrendim ve hanımla filmi izledik. Filmden çıktığımda hanım beni şaşırtan bir çıkış yaptı ve Amir Khan'ın ülkesi için ne kadar büyük bir şey yapmış olduğunu söyledi. Dangal'ı izledikten sonra senaryonun etkisinde kalarak kahramanları hakkında benzer bir cümle beklerken hanım baş rol oyuncusu ve yönetmenin ülkesi için çok büyük ve tarihi bir şey gerçekleştirdiğini iddia ediyordu.
Haklıydı. Amir Khan ve yönetmen ülkesindeki insan kaynağı potansiyelini ve bu insan kaynağının içindeki ülke ve insan sevgisini olağanüstü ve etkileyici bir başarı hikayesi ile herhangi bir aşırı milliyetçi ve hamasi dil kullanmaksızın ve hatta ülkesindeki kokuşmuş düzen, bozuk ve yetersiz eğitim sistemi, toplumdaki düşük kültür seviyesi, ehliyetsiz ve karaktersiz yöneticiler ve ülkedeki düşük sosyoekonomik seviyeyi dahil gözler önüne sermekten çekinmeden ders niteliğinde bir üslup ve güzellikte tüm dünyaya hissettirmeyi ve hatta öğretmeyi başarmıştı.
Filmi çekmek için ciddi zahmete girilmiş ve çaba sarf edilmiş, çok hassas bir dil kullanılmış, seyircinin önemli detaylara dikkat kesilmesi sağlanmış ve çok nitelikli bir Hindistan tasviri gerçekleştirilmişti. Gerçek bir hikayeden esinlenerek yazılan senaryo, oyunculuk, kullanılan teknikler, vs hakkında şimdiye kadar çok şey yazıldığı ve gelecekte yazılacağından eminim. Ben filmden ziyade bu filmi çeken adam ve bu film için insanüstü zahmete giren başroldeki adamın; ortaya çıkardıkları üründen yola çıkarak hissettiğim ve zannettiğim endişelerine kafa yormak istiyorum.
Çünkü bu adamların ülkelerini ve insanlarını sevdikleri, ülkeleri ve insanları için endişelendikleri, ülkeleri ve insanlarına güvendikleri aşikar. Bu adamlar bu filmle tarihe geçtiler çünkü belki yüzlerce yıllık hikayelerini birkaç saate sığdırmayı ve bu hikayenin en fakir en kötü en geri kalmış en karanlık yerinde dahi herkes tarafından bilinmese de herkes tarafından varlığına inanılan; umudu, sevgiyi, saygıyı, dayanışmayı tetikleyen, küçük büyük kahramanlıklar, fedakarlıklar ve hatta zaferler olduğunu anlatmayı başarmışlardı.
Bu adamlar ülkelerini ve insanlarını sevmişler, endişelenmişler, meziyet ve maharetleri oranında insanları için bir şeyler yapma ihtiyacı hissetmişlerdi çünkü içinde toprak, su, tabiat, afet, mevsim, iklim, yokluk, varlık, zulüm, teveccüh, beşeri adaletsizlik, ilahi adalet, emanet, ihanet gibi kavramlarla harmanlanmış insan hikayelerinde yaşayarak büyümüşlerdi.
Ülkelerindeki ehliyetsiz yöneticiler, kokuşmuş düzenler, niteliksiz sistemler, yolsuzlar, yoksullar, köleler, efendiler, vs'lerle; cömert toprak, heybetli dağ, geniş ova, bereketli yağmur, iyi baba, fedakar anne, minnetkar çocuk, samimi komşu, vs'den oluşan hikayelerde büyüyen bu adamların huzur, bolluk, sağlık, birlik ve düzen için çok çalıştıkları ortada.
Gençlerle ve gençler için oluşturduğumuz platformlar ve gerçekleştirdiğimiz çalışmalarda memleket ve ümmet için en çok ihtiyaç duyulanın memleketin imkanları ve imkansızlıkları ile yaşanan hikayelerinde yetişen veya yetişmiş meziyetli ve maharetli insan kaynağı olduğunu gözlemleyerek Nisan 2016'da gençlerden oluşan bir fikir grubu kurduk. Oluşturduğumuz bu fikir grubunun kuruluş amacı hikayesi olan veya olması muhtemel memleket ve ümmet endişesinde veya endişe etme bilinci yerleşmesi muhtemel bireylere meziyet ve maharet kazanabilecekleri imkanlara erişebilmelerini kolaylaştırmak, ümmet bilincinin yerleşmesini desteklemek, ülkeleri ve insanları için yani başkaları için nitelikli işler ve iyilik için çalışmalarına vesile olmaktı.
Belirtilen hedeflerle kurduğumuz fikir grubunun kısa bir süre içinde çok sayıda muhatabı ve üyesi oldu. Öncelikle kütüphane, okuma ve çalışma alanı, toplantı salonu ve çay ocağı olan bir mekan ihtiyacı gündeme geldi. İhtiyaç duyulan mekanın ulaşım için gençlerin herhangi bir bedel ödemesine gerek kalmadan ve ders aralarında dahil kullanabilecekleri yakınlıkta, temiz, düzenli ve yeteri büyüklükte olması elzemdi. Bu kriterler dikkate alınarak üniversite ve yurtları karşısında bir ofis kiraladık. Toplantı odası, çalışma odası, çay ocağı, buz dolabı, kliması, vs ve en önemlisi üç bin kitap kapasiteli kütüphanesi hazırlandı. Meziyet ve maharet kazanılmasında en önemli araç olan kitapların öneriler, görüşler ve fikir adamları dikkate alınarak sürekli güncellenen bir listesi oluşturuldu ve listeye bağlı kalınarak kitaplar edinilmeye başladı. Şimdiye kadar yaklaşık 800 nitelikli eser kütüphaneye kazandırıldı. Kasım 2016'dan itibaren neredeyse her hafta belirlenmiş konu ve gündemler çerçevesinde sunumlar, münazara ve mütalaa toplantıları, sinema filmi gösterimi ve kritiği, kitap analizi, çay ocağı sohbetleri gerçekleştirilmektedir. Ayrıca ofiste sınırsız internet, sınırsız çay ve sınırsız makarna imkanı da ücretsiz olarak sunulmaktadır. Yaz dönemi gençlerin memleketlerine gitmesi sebebiyle etkinlik ve çalışmalara ara verilse de eylül ayı başında devam edilecektir.
En son yaklaşık 120 üniversite öğrencisi ve mezunu üyesi olan fikir grubunun endişeli ve nitelikli üyelerinin akademik veya çalışma alanları ile ilgili ulusal veya uluslararası etkinlik, kongre ya da toplantılara katılımları sağlanmakta, sosyal ağ geliştirmeleri ve hikayeleri olanlar arasına girmeleri desteklenmektedir.
Yukarıda ifade ettiğim hedefler ve sunulan imkanları hazırlayan ve sunan bir grup insan başta zaman, aileleri ve madde olmak üzere birçok şeyden feragat ederek sürdürülebilirliği sağlamak için çalışmaktadır. Bu gayret ve endişelerin sonuçlarının bugün, yarın ya da yakın gelecekte gözlemlenemeyeceğini bilerek ve sonunda sadece zahmet, külfet, tahkir, vs'nin bile kalabileceği riskini göze alarak çalışanların ortak bir gözlemi ve edindiği bir kanaati de vurgulamak isterim. Belirtilen hedeflerin bir parçası olmak isteyen, sunulan imkanlardan faydalanan, daha fazlasını talep eden yani özetle nitelik, meziyet ve maharet amacıyla çalışan gençlerin neredeyse tamamının insana, konuya, komşuya, ağaca, toprağa, suya, iyiye, kötüye, varlığa, yokluğa, ehliyetliye, ehliyetsize, samimiye, samimiyetsize, değere, değersize, vs.'e dokunduğu, kendine has bir hikayesinin olduğu ya da bir hikayesinin olması için uğraş verdiği ve neredeyse tamamının ülkesini ve insanlarını sevdiği, ülkesine ve insanlarına minnet duyduğu görülmüştür.
Yani özetle varlığının kendinden olduğuna ve varlığını idame ettirmek, hayat kalitesini standardize etmek için her yolun mübah olduğuna inandırılmış, sadece kendisini düşünmesi telkin edilmiş, toprak, ağaç, konu, komşu, akraba, zahmet, külfet, su ya da sabuna dokundurulmamış, kafes görünümlü binalarda test çözmek dışında bir uğraş beklenmemiş çocukların bir hikayesi olmasını veya bir hikayede yer almalarını, tanışmadıkları ülkelerini ve insanlarını sevmelerini, ümmet bilinci ve memleket endişesi taşımalarını ve son olarak sahip oldukları bilinç ve verdikleri olağanüstü emekle dünya tarihine geçmesi ve ders olarak izletilmesi muhtemel Dangal'ın yönetmeni Nitesh Tiwari ve baş rol oyuncusu Amir Khan gibi kendilerini yetiştirmesini ve benzer işler üretmesini beklemek beyhude.
Bu gerekçelerle hikayesi olan ve bir hikayede yer almak isteyen ülkesini ve insanlarını seven, ümmet bilincinde ve memleket endişesinde gençlerin meziyet ve maharet sahibi olması için tüm imkansızlık, yalnızlık ve istiskallere rağmen çalışanlar olacağına ve ülkelerindeki ehliyetsiz yöneticiler, kokuşmuş düzenler, niteliksiz sistemler, yolsuzlar, yoksullar, köleler, efendiler, vs.'lere rağmen başarılı olacaklarına inandığımı belirtmeliyim.
Saygı ile...