Gündem

Duayen Gazeteci Şen , Haberimin arkasındayım ; Başkan Tuncer Evli Personeli ile Eşi tarafından uygunsuz halde basıldı '

Mersin Gazeteciler Cemiyeti Başkan Yardımcısı ve Mersin İz Haber , haber portalı İmtiyaz sahibi Ali Ekber Şen , Mezitli Belediye Başkanı Ahmet Serkan Tuncer ile ilgili yaptığı haberle ilgili yaptığı açıklamada Başkan Tuncer'e hodri meydan dedi.

Mersin Gazeteciler Cemiyeti Başkan Yardımcısı , Mersin İz Haber İmtiyaz sahibi  duayen gazeteci Ali Ekber Şen , Mersin Merkez İlçe Mezitli Belediye Başkanı Ahmet Serrkan Tuncer ile ilgili yaptığı , '' Skandal : CHP'li Belediye Başkanı Evinde Personeli İle Basıldı '' haberin arkasında olduğunu ifade ederek Başkan Tuncer'e hodri meydan dedi.

Haber linki : https://www.mersinizhaber.com/haber/5549/ozel-skandal-chpli-baskan-evinde-belediye-personeli-ile-basildi.html

Duayen gazeteci Şen , sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şu görüşleri paylaştı ;

“HABERİMİN ARKASINDAYIM; HODRİ MEYDAN”

Özellikle Mezitli’de yaklaşık bir aydır konuşulan ve günün konusu olan iddiayı duyunca adeta beynimden vurulmuşa döndüm.

“Başkan Ahmet Serkan Tuncer’i eşi, evinde belediye çalışanı kadınla basmış, sonra da bir celsede boşamış”

Önce “Bu doğru olamaz, başkan böyle bir yanlışın içene nasıl düşer? Diye düşünürken, yaklaşık bir hafta süren araştırmadan sonra olayın doğru olduğunu öğrendim.

Haberi yaparken, başkanı da arayıp önemli bir konuda görüşmek istediğimi söyledim. Bana, bir program için Kuzucubelen’e gideceğini bu nedenle görüşmeyeceğini dile getirip, telefonda konuşmayı istedi. Ben ise konunun ciddi olduğunu ve yüz yüze görüşmek istediğimi ifade ettim.

Ancak, gecenin ilerleyen saatlerine kadar içtiğini bildiğim ve bu çok önemli iddiayı kendisine makamında sorarken, nasıl bir ruh haline gireceğini kestiremediğim den, dışarıda görüşmeyi teklif ettim. Başkan ise makamda görüşmek üzere randevu saati için aratacağını söyledi. Bütün gün beklememe rağmen ne arandım ne de soruldum.

Bugün ise yaptığı basın açıklamasında kişiliğime ve meslek onuruma dair zehir zemberek bir açıklama yaparak beni yalanladı. İddianın doğru olmadığını ve bir iftira ile karşı karşıya olduğunu söyledi.

Biz de sorumlu yayıncılığımız, ilkeli duruşumuz ve ilgili kanun gereği noktasına, virgülüne dokunmadan aynı haberin altında açıklamasını girdik.

Çünkü bu hukuksal anlamda bir gerekliliktir.

Buradan haykırıyorum; yazdığım haberin arkasındayım…

Ama şunu da belirtmeden geçemeyeceğim; eşi tarafından kendi evinde belediye personeli ile uygunsuz durumda basılmamış olsaydı, belki de ‘Özel hayat’ der geçerdim.

Ancak, ortada CHP’li bir ilçe başkanın diz boyu ahlaksızlık iddiası var.

Bu nedenle de vicdanımın sesini dinleyerek haberi yazdım.

Şimdi Hodri meydan diyorum!

Başkan ‘İftira’ diyor ve haberin doğru olmadığını söylüyor…

Varsın desin

Beni bilen bilir…

Yaklaşık 40 yıllık mesleki hayatım boyunca bundan daha önemli haberlere imza attığımı herkes bilir. Hele ki özel hayatı ilgilendiren bir haber ise dayanaktan yoksun haber yapabilir miyim?

Bilmeyen kimler mi?

Haberin yayınlandığı günün gecesinde beni arayarak, emir kitinde ‘Ali Şen, bu haberi kaldır, sonra görüşelim’ diyen, yıllarca sırtımda taşıdığım ve bir kardeş gibi bildiğim, hayata tutunmasını sağladığım kişi.

Demek ki, bu yalamayı, tanıyamamışım.

Söz konusu iddiadan bir satır bile yazamayan bu zat ve kendisini basın mensubu gibi gören yalamalar, Başkan Tuncer’i mağdur göstererek sosyal medyada paylaşım yarışına girdiler. Ayrıca, başkanın basın açıklamasını kendi yayın organları gazete ve internet sitelerinde yer verirken; “Ya bu konuyu haber yapan muhatabına da bir soralım” bile düşünmediler.

Asıl üzücü olan budur…

Yoksa başkanın açıklaması tabi ki haberdir, yayınlanabilir. Açıklamayı yayınlarken de şahsımı arayıp ‘Nedir bu konu, aslı astarı var mı?” diye de sormayı akıllarından bile geçirmediler, geçiremezler!

Çünkü; işlerine gelmez.

Mamaları birden kesiliverir…

Hele bunların içinde biri var ki;

Yıllarca aslı astarı olmayan sosyal medya yazılarıyla insanları karalayıp, şantaj ve iftira timsali olmasıyla tanınan ‘O’ kişi.

Bu zavallı ne mi yaptı?

Yediği ölümcül dayaktan sonra geri vites atıp, birileri ile anlaşma masasına oturup, eşini de işe aldırdıktan sonra da ağzına bant, kalemine pranga vurdu.

Şimdi üç maymunu oynayan bu zat ve bunun gibiler, tutmuş haktan ahlaktan söz ediyor ve haberin özel hayat kapsamında olduğunu dile getiriyorlar. Oysaki; başkanla basıldığı iddia edilen kadının kamu görevlisi olduğunu, olayın mesai saati içerisinde yaşandığını bunun da kanunlarda “YÜZ KIZARTICI SUÇ” sayıldığını ya bilmiyorlar ya da bilmek istemiyorlar.

Buradan diyorum ki, sizin kalibreniz Ali Ekber Şen’e uymaz, herkes onu da bilir sizi de bilir.

Ben yaptığım haberimin arkasındayım, ‘yalan, iftira, karalama’ olduğunu iddia eden gider hukuk yollarıyla hakkını arar. Türk yargısı eğer bu yönde bir karar verirse bize de düşen ‘Adaletin kestiği parmak acımaz’ diyerek, verilecek karara boyun eğmek olur.

Bu işler böyle olur

Yoksa, birilerinin aracılığı ile çevreme haber salarak ‘Onu dövdüreceğim’ demez, diyemez. Yasal yollar varken, zorbalık ve dağ kanunu yolu seçmek,

Başkan Tuncer’e yakışıyorsa, varsın bu yolu seçsin.

Ha neredeyse unutuyordum…

Her daim gerçeğin peşinde koşan, dürüst ve ilkeli meslektaşlarım ile yanımda olduğunu hissettiren Mersin Gazeteciler Cemiyeti Başkanı R.Kaya Tepe'ye sonsuz teşekkürler.