ESAS OLAN TÜKETİMDE DEĞİL ÜRETİMDE ÇAĞDAŞLIĞA YÖNELEBİLMEKTİR

     Çağdaşlık kelimesi Türkiye’de yıllardır kısır ve anlamsız çekişmelere neden olmaktadır. Gereksiz bir tartışma yapılmaktadır. Çağdaşlığın Türk Dil Kurumu'ndaki anlamı şu şekildedir. Bulunulan çağın anlayışına, şartlarına uygun olan, uygarca ve modern, aynı zaman dilimi içinde yaşamak.

     Her çağın ve uygarlığın farklı temel değerleri olduğunu unutmadan, kültürel, siyasal, hukuksal ve bilimsel maddi ve manevi kavramlar bütünüdür çağdaşlık. Burada, dünya ölçüsünde kabul gören ve geçerli olan bir evrensel uygarlık söz konusu olmalıdır. İnsan ve toplum yaşamı açısından yararlı, insanları başarılı ve mutlu kılan, üretime ve verimliliğe teşvik eden, öğretiler, düşünceler, uygulamalar, teknikler ve araçlar bütünüdür çağdaşlık.

     Çağdaş uygarlığın ilkelerini ve özünü benimsemeden, muhafazakarlıkla gericilik arasındaki sınırı çizmeye kalkmaktarafları yanlış yerlere götürür. Çağdaşlığın, giyim kuşamla, saç ve sakalla hiçbir ilgisi olmamalıdır. Çağdaş toplumlar çağdaş tüketime değil, çağdaş üretime ve verimliliğe yönelen toplumlardır. Çağdaşlık yolunda ilerleyen toplumlar, hiçbir zaman için toplumdaki kültürel ve geleneksel yapıların bozulmasına izin vermemelidirler. Bilakis, toplumu ileri götürecek değişimlerle ilgili olmalıdırlar.

  “Çağdaşlığı esas alan bir yaşam biçimi ile topluma bu doğrultuda katkı sunmak istiyorum. Bu konularda neler yapabilirim ?”
diye soranlara, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ni adres olarak göstermek doğru bir tavır olacaktır. Gidin, onların çalışma ilkelerini benimseyin ve katılımcı olarak toplumu aydınlatın. Peki, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin çalışma ilkeleri nelerdir:

* Evrensel  hukuk ilkeleri, Anayasa ve yasalar doğrultusunda evrensel insan haklarına saygılı, demokratik, laik bir toplum ve sosyal hukuk devleti düzeninin gerçekleştirilmesi, korunması ve geliştirilmesi.

* Bireylerin hukuksal, siyasal, ekonomik, kültürel, toplumsal, konumunun geliştirilmesi, tüm insan hakları ve özgürlüklerinden yararlanmalarının sağlanması.

*Toplumda çevre sorunları ve kültürel mirasımızla ilgili duyarlılığın artırılması ve çevre bilincinin yerleştirilmesi.

*Amaç doğrultusunda çocuklar ve gençlerin sosyal, kültürel ve bedensel gelişmelerini sağlamak, sağlık sorunlarının çözümüne destek olunması.

* Eğitimde fırsat eşitsizliğini gidermek amacıyla kız çocuklarının okullaştırılmasının artırılmasının sağlanması.

*Kadınların eğitimli ve meslek sahibi bireyler olmaları için çalışmalar yapılması.

*Çağdaşlaşma ve eğitimde reform çalışmalarına öncülük edilmesi.

     1989 yılında kurulan Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, bugün, Türkiye’deki yüzden fazla şubesiyle, özellikle, çağdaş eğitim konusunda önemli işler yapmaktadır. Unutulmaz Başkanları Prof. Dr. Türkan Saylan, arkasında çok güçlü bir miras bırakarak, aramızdan ayrılmıştır. Geride kalanlar, çalışma azimlerinden ve umutlarından hiçbir şey kaybetmeden, çağdaşlık bayrağını daha yükseklere taşımak istemektedirler.

   Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Mersin Şubesi de, bu onurlu görevi yerine getirmek için var gücüyle çalışmaktadır. Şube Başkanı Gülten Kolbaşı ve Yönetim Kurulu Üyeleri, özverili çalışmaları ve etkili projeleriyle örnek olmaktadırlar.

   Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün söylediği gibi: İçinde  bulunulan çağın  gereklerini anlayan, bunları benimseyen ve topluma  hem anlayış hem de kurumlar açısından o çağın  gerektirdiği  yaşam biçimini sunan, herkes çağdaştır.