Haziranda Şiirleri Öksüz Bıraktılar
'Anılar defterinde gül yaprağı
Gibi unutuldum kurudum
Başıma düştü sevda ağı
Bir başıma tenhalarda kahroldum
Sen kim bilir rüzgârlı eteklerinle
Kim bilir hangi iklimdesin, ben
Sensiz bu sessizlikle
Deliler gibiyim sensiz
Bu sessizlikle.'
Cahit Zarifoğlu edebiyatımızda son dönemde oldukça fazla öne çıkan isim.Fakir evinde zengin şiir sohbetleri ile zaman geçiren üstad. Yedi Güzel Adam'ın da katıldığı bu sohbetler sadece o evi değil dünyayı aydınlatmıştır. Enis Batur onu bir zaman keşfedilecek adaya benzetir. Keşfettik. Ama ada geniş hâlâ keşfedilmeyi bekleyen köşeleri var.Sözcüklere diz çöktürmek en güzel tarifi olacaktır şiirlerinin. Az ama öz yazar çoğu kez. Kelimeler kanatlanır başka diyarlardan anlam yüklenir dizelerde.
Bu zarif ve erdemli şairimiz bizim sesimiz.
**************************
'Uy havar!
Muhammed, İsa aşkına,
Yattığın ranza aşkına,
Deeey, dağları un eder Ferhadın gürzü!
Benim de boş yanım hançer yalımı
Ve zulamda kan-ter içinde, asi,
He desem, koparacak dizginlerini
Yediveren gül kardeşi bir arzu
Oy sevmişem ben seni.'
Ahmet Arif, Anadolu gürleyen insanının sesidir. Doğu -Batı kardeşliğini şiirlerinde kavgacı sesiyle içimize kazımıştır. Arif'in aşkı da öyle sıradan bir aşk değildir. Prangaları eskitmiştir. Sevdiceği gözlerini kapadığında üşür Arif'im. Hapishane yılları şiirlerindeki başköşeye oturmuştur. 33 yerinden yararlıdır. Nazım 'ın yolundan yürüdü. Tek şiir kitabıyla yüzlerce şair onun yolundan beslendi. Şiirleri Nazım şiirleri gibi ritimliydi.
*************************
'Senin adını
kol saatımın kayışına tırnağımla kazıdım.
Malum ya, bulunduğum yerde
ne sapı sedefli bir çakı var,
(bizlere âlâtı-katıa verilmez),
ne de başı bulutlarda bir çınar.
Belki avluda bir ağaç bulunur ama
gökyüzünü başımın üstünde görmek
bana yasak...
Burası benden başka kaç insanın evidir?
Bilmiyorum.
Ben bir başıma onlardan uzağım,
hep birlikte onlar benden uzak.
Bana kendimden başkasıyla konuşmak
yasak. '
Nazım Hikmet Ran'ın Bursa günlerinden kalma yorulmuştu kalbi. Fazla da dayanamadı. Mücadele dolu bir ömür. haksızlık. kaçışlar. Özlem. Bütün olumsuzluklara rağmen bitmez tükenmez bir insan sevgisi. O Türk Şairi dünyanın kabul ettiği. Geleneğin şiirdeki modern tezahürü. Şiire yepyeni bir soluk katmıştır. Karlı kayın ormanlarında memlekete dizmiştir sözcükleri. Ve oğlu Mehmet'e. Memleket ona gençliği ve yıldızlar kadar ırak bıraktırılmıştır.Sadece kendisi ve hemşehrileri için değil dünyanın bir ucundaki Hiroşima'ya da ağıt yakmıştır. Türk şiirinin evrensel sesi olmuştur.
Büyük şair ölümüne günler kala merasimini şiirleştirmiştir.
'Bizim avludan mı kalkacak cenazem?
Nasıl indireceksiniz beni üçüncü kattan?
Asansöre sığmaz tabut,
merdivenler daracık
Belki avluda dizboyu güneş ve güvercinler olacak,
belki kar yağacak çocuk çığlıklarıyla dolu,
belki ıslak asfaltıyla yağmur.
Ve avluda çöp bidonları duracak her zamanki gibi. '
İşte böyle kısacası. Her biri için binlerce sayfa yazsak az. Ne Zarifoğlu 'nu ne Arif'i ne de derya deniz Mavi Gözlü Devi.
Anlatamayız. Az gelir. Haziranda şiirleri öksüz bıraktılar. Saygı ve rahmetle anıyorum.