Kastamonu’nun Tosya ilçesinde hayvancılıkla uğraşan vatandaşlar, yaşadıkları tüm zorluklara rağmen 2 bin 200 rakımda bulunan doğal güzelliği ile büyüleyen yayladan vazgeçemiyor.

Dağ turizmi ile dikkat çeken Kastamonu’nun yaylaları, hayvancılıkla uğraşan vatandaşlara da ev sahipliği yapıyor. Tosya ilçesinde hayvancılıkla uğraşan vatandaşlar, hayvanlarını otlatmak için her yaz 2 bin 200 rakımdaki Ekincik Yaylasında konaklıyor. Mayıs ayında yaylalara çıkan yöre halkı, kış mevsimine kadar hayvanlarını otlatıyor. Yaylada sabahın erken saatlerinde işe koyulan vatandaşlar, hayvanlarını otlatmak için meraya gidiyorlar. Yayladaki ineklerinden sağdıkları sütten peynir, yoğurt, çökelek, tereyağı da yapan vatandaşlar, ürettikleri ürünleri satarak geçimlerini sağlıyor.

“Benim ölümü de bu yaylaya koyun diyorum”

Nisan ayında yaylaya taşındıklarını söyleyen Sebahat Yalçın, “Nisan ayında yaylaya çıkıyoruz, burada hayvanları otlatıyoruz. Hayvanlardan süt, peynir alıyoruz, çökelek yapıyoruz. Benim ikiz çocuklarım da var, onları da yanıma alıyorum. Ben, yaylaya çıkmayı çok seviyorum. Benim ölümü de bu yaylaya koyun diyorum. 28 yıldır yaylaya hayvan otlatmaya çıkıyorum. Komşularımızın da hayvanları oluyor, onları da otlatıyorum. Bizlere emanet ediyorlar, bizler de hem komşularımızın hayvanlarını hem de kendi hayvanlarımızı otlatıyoruz" dedi.

“1980 yılından beri yaylaya çıkıyorum"

Tosya Ekincik Köyü Muhtarı Recep Uğraşmış ise, yaylaların kendileri için taşıdığı öneme eğinerek “Nisan ya da Mayıs ayları gibi yaylaya çıkıyoruz. Kasım ayına kadar yaylalarda duruyoruz. Buralar bizim için çok önemli, 1980 yılından beri yaylaya çıkıyorum. Meralar bizim için çok önemli, buralar bizlerin gelir kaynağı. 8-10 aile yaz boyunca bu yaylada duruyor. Bizler her türlü kazancımızı yayladan sağlıyoruz. Burada tereyağı, yoğurt, peynir, çökelek yapıyoruz" diye konuştu.

“Gençlerimize kesinlikle tavsiye ediyorum, yapılmayacak bir iş değil”

Gençlere hayvancılıkla uğraşmaları tavsiyesinde bulunan Ramazan Uğraşmış da, “Sabah kalktığım zaman hayvanların tuzlama işlemlerini yapıyorum. Ardından otlatmak için hayvanları salıyoruz. Öğle arasında belli bir süre yataklama işlemlerini yapıyoruz. Hayvanlar belli bir yerde yatıyorlar. Tekrar otlamaya başladıktan sonra da hayvanları koyuyoruz. Tarım ve Orman İl Müdürlüğü tarafından yaylamıza konteynerler bırakıldı. Konteynerlerin üzerinde güneş panelleri bulunuyor. Bizler de akşam olduğunda bu güneş panelleri sayesinde telefonlarımızı şarj ediyoruz, televizyon izliyoruz. Şu anda 50-60 civarında hayvanım var. Komşularımın hayvanları ile birlikte 150 hayvan otlatıyorum. Yaylacılık, çocukluğumuzdan beri içimizden gelen bir heves" şeklinde konuştu.

Bu işletmenin kazanları kuru fasulye, duvarları tarih kokuyor Bu işletmenin kazanları kuru fasulye, duvarları tarih kokuyor

“Sevmesem yapamazdım”

40 yıldır yaylaya çıktığını belirten İsmail Yalçın ise, “Bunu severek yapıyorum, sevmesem zaten yapamam. Bu yaşımda burada, bu siste, bu dumanda, bu yağışlarda yapamazdım. Üşüyorum bazen ama yaylaya çıkmayı seviyorum. Tereyağı, yoğurt, çökelek, peynir yapıyoruz. Mayıs ayı gelsin de yaylaya çıkalım diye özlüyoruz" ifadelerini kullandı.

Kaynak: iha