Karadeniz Bölgesi’nin sofralarının vazgeçilmezi karalahana üzerine yapılan yeni bir tıbbi araştırma, bu bitkinin sağlık üzerindeki etkilerine dair yanlış bilinenleri ortadan kaldırdı. Giresun’da 150 hasta üzerinde gerçekleştirilen araştırma, karalahananın "guatr" yaptığına dair halk arasında yaygın olan inancın gerçek olmadığını ortaya koydu. Aksine, yapılan çalışmalar, karalahananın antikanserojen, antioksidan özellikleri bulunduğunu, diyabet ve osteoporozdan korunmaya yardımcı olduğunu, ayrıca mideyi koruyucu etkilerinin de bulunduğunu gösterdi.

Karalahananın sağlık üzerindeki faydaları tespit edildi

Dengesiz havalar, sağlık dengenizi bozmasın Dengesiz havalar, sağlık dengenizi bozmasın

İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Hüseyin Emre Aydın, Giresun’da gerçekleştirilen araştırmanın sonuçlarını paylaştı. Dr. Aydın, “Karalahana tüketen kişilerde kandaki değişiklikleri ve endoskopi yapılanlarda görülen farklılıkları inceledik. Yapılan çalışmalar genellikle kimyacıların analizleriyle sınırlıydı. Bizim bulgularımız ise, karalahananın antikanserojen, antioksidan, diyabetten ve osteoporozdan koruyucu etkilerinin yanı sıra mide üzerine de koruyucu etkileri olduğunu gösterdi” dedi.

Dr. Aydın, karalahananın sık tüketimiyle ilgili toplumda var olan "guatr yaptığı" inancının bilimsel bir dayanağı olmadığını vurgulayarak, “Toplumda bu algı çok yaygın. Ancak, bu bitkinin aşırı tüketiminin zararlı olduğuna dair hiçbir bilimsel veri bulunmamaktadır. Karalahananın zengin içeriği, özellikle A, C, D vitaminleri ve kalsiyum açısından önemli faydalar sağlıyor. Kemik erimesine karşı koruyucu etkisi olduğunu gördük. Ayrıca, karalahana çiğ tüketildiğinde mide ağrılarını azaltmak için de kullanılıyor” diye konuştu.

Karalahana ve mide üzerine koruyucu etkiler

Dr. Aydın, araştırmalarının sonucunda pişmiş karalahana tüketiminin olumsuz bir etkisini gözlemlemediklerini belirterek, “Pişmiş karalahananın mideye koruyucu etkileri olduğu tespit edildi. Ayrıca, karalahana ve tüketenlerde kemik erimesi oranı daha düşük görünüyor. Çiğ karalahana ise en faydalı tüketim şekli gibi görünüyor” ifadelerini kullandı.

Yöresel bitkiler üzerine daha fazla araştırma yapılmalı

Dr. Aydın, Türkiye’de yaygın olarak tüketilen yöresel bitkiler üzerine daha fazla bilimsel araştırma yapılması gerektiğine de dikkat çekerek, “Karalahana gibi sık tüketilen bir bitkinin bu kadar az araştırılması oldukça garip bir durum. Bu sadece karalahana için değil, taflan gibi yöresel bitkiler için de geçerli. Bu araştırmamız Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde nadir vaka olarak kabul edilip yayınlandı” şeklinde konuştu.

Karalahana, bağışıklık sistemi için önemli

Giresun Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Akif Şen ise, karalahananın sağlık üzerindeki olumlu etkilerine değindi. Doç. Dr. Şen, “Soğuk havaların etkisiyle özellikle karla kaplanmış karalahanalar daha lezzetli olur. C vitamini açısından oldukça zengin olan bu bitki, bağışıklık sistemine büyük fayda sağlar. Aynı zamanda K vitamini ve antioksidan özellikleri ile bilinir. Yüksek lif içeriği sayesinde bağırsak sağlığını iyileştirir ve kan şekerinin düzenlenmesine yardımcı olur” dedi.

Ev hanımı Elmas Atar ise, en az haftada bir iki defa lahana türü yemek olduğunu ifade ederek, “Lahana çorbası soframızdan eksik olmuyor mutlaka lahananın sarması, diplesi, çorbası, döşemesi yapılıyor hatta turşusunu dahi yapan oluyor. Karadenizli olup da lahana tüketmeyen olmaz ”dedi.

Kaynak: iha