Konumuz İhtiras 



Arapça eski bir kelimedir. Bildiğin o hırs, haris, ihtiras, muhteris sözleri buradan türemiştir. Harese develere çöl gemileri derler bilirsiniz bu mübarek hayvan üç hafta yemeden içmeden, aç susuz çölde yürür de yürür; o kadar dayanıklıdır yani Ama bunların çölde çok sevdikleri bir diken vardır. Gördükleri yerde o dikeni koparır çiğnemeye başlarlar. Keskin diken devenin ağzında yaralar açar, o yaralardan kan akmaya başlar.
Tuzlu kan dikenle karışınca bu tad devenin daha çok hoşuna gider.
Böylece yedikçe kanar, kanadıkça yer, bir türlü kendi kanına doyamaz ve engel olunmazsa kan kaybından ölür deve. Bunun adı haresedir.
Yukarıda da yazmıştım, hırs, ihtiras, haris gibi kelimeler buradan bu bitki isminin kökünden türemiştir.
Ya da bu bitkiye devenin ihtirasından dolayı harese denmiştir kim bilir.

Gel gelelim diğer örneğimize.

Asya'da avcıların maymun yakalamak için kullandıkları bir çeşit tuzak vardır.

Bir hindistan cevizi oyularak iple ağaca veya yerdeki bir kazığa bağlanır. Hindistan cevizinin altına ise ince bir yarık açılır ve oradan içine tatlı bir yiyecek konur.

Bu yarık sadece maymunun elini açıkken sokabileceği kadar büyüklüktedir, yumruk yaptığında elini dışarı çıkaramaz.

Maymun, tatlının kokusunu alır, yiyeceği almak için elini içeri sokar ve yiyeceği kavrar; ama yiyecek elindeyken elini dışarı çıkarması olanaksızdır.

Sıkıca yumruk yapmış olduğu elini, bu yarıktan dışarı çıkaramaz.

Avcılar geldiğinde, maymun çılgına döner ama kaçamaz. Aslında bu maymunu, tutsak eden hiçbir şey yoktur.
Onu sadece onun kendi bağımlılığının gücü tutsak etmiştir. Yapması gereken tek şey elini açıp yiyeceği bırakmaktır. Ama yiyeceğe olan açgözlülüğü o kadar güçlüdür ki bu tuzaktan kurtulan maymun çok nadir görülür.

Sonuç olarak şunları söylemek mümkün.
Bizleri de tuzağa düşüren şey açgözlülüğümüz ve kendi bağımlılıklarımızdır.
Bizi özgür kılacak olan da bu tutunduğumuz şeylerin farkına varıp onları bırakmaktır...
Devenin kendi kanında boğulması ve maymunun elindekini bırakmama arzusu aynı şeyi ifade eder.
İnsanoğlu hırslarına tıpkı örneklerde olduğu gibi yenilir.
Ve bu hırslar yüzünden çoğu kez birilerinin maşası haline gelir.
Daha yükseğe çıkma arzusu, makam düşkünlüğü gözünü karartır.
Çevresinde onu sevenler de dahil birçok kişiyi bu uğurda harcar. Ama sonuç genellikle hüsran olmuştur.

Çünkü 'Yükselmek için insanların sırtına basanlar çıktıkları yerde çok duramazlar.'