MESLEK AHLAK KURALLARI

 Genel anlamda, insanların bireysel ve toplumsal ilişkilerini nasıl yönlendirmeleri gerektiğine ilişkin davranış kuralları bütünü olarak ifade edebileceğimiz ahlak, insan yaşamının merkezinde yer almaktadır. Ahlak hep vardı ve varolmasını sürdürecektir. Onun tarihi, insanlık tarihi kadar eskidir. En ilkel toplumlarda bile belirli ahlak kurallarının varlığı bir gerçektir.

Ahlak, değerlerle ilgilidir. “İyi ve kötü”, “doğru ve yanlış”, “dürüstlük ve yalan”, “tarafsızlık ve adam kayırma”, “çıkar sağlama ve objektif davranma” ahlaki değerlerle doğrudan bağlantılıdır. Kuşkusuz iyi ile kötüyü birbirinden ayırmak, “iyi”nin herkesçe kabul edilen bir tanımını bulmak her zaman kolay değildir: Kimilerine göre “iyi”, mutluluktur, kimilerine göre dürüstlük, kimilerine göre bir sorumluluğu yerine getirme, başka birilerine göre de birlikteliktir, paylaşmaktır ya da sevgidir.

Birbirlerine pek de uzak düşmeyen bütün bu farklı tanımlamalara karşın, günlük yaşamımızdaki davranışlarımızın büyük bir çoğunluğu yine de ahlakla ilgili eylemlerdir. Ahlaki sorularda evrensel formüller elde etmek her zaman tümüyle mümkün olmasa da, açık olarak yürütülen bir karar süreci mutlaka daha ahlaki olmaya adaydır. Açıklık, karar sürecinin ifşa edilmesi anlamına gelmez. Bu, tüm gerçeklerin sonuna kadar kullanıldığının ve adil bir karara ulaşma arzusunun göstergesidir.

Kuşkusuz her tür yönetimde, kişisel ve toplumsal ilişkide olduğu gibi, mali müşavirlik ve muhasebecilik mesleğinde de ahlaklı ve dürüst davranışı egemen kılabilmek temelde insana, onun haklarına, kutsallığına, onuruna ve tüm ana değerlerine yönelmekle ve bunları sürekli geliştirmekle olanaklıdır.

Yönetimde ahlaklı davranışı egemen kılma ve çeşitli yolsuzlukları ve kötü yönetimi önlemek amacıyla bugüne kadar geliştirilen değişik öneri ve yaklaşımlar zaman zaman yetersiz kalabilmektedir. Hangi görev ve  meslek olursa olsun, ahlak kuralları uygulamasında, toplumdaki davranış bozuklukları ayrı bir araştırma konusu olmalı ve her hangi bir yönetimde yolsuzluğun önce ilkelerden başlayacağı unutulmamalıdır.

Meslek odası yöneticilerinin temel görevi kamu çıkarını koruyarak, meslek mensuplarının gereksinimlerini karşılamak ve refah ve mutluluğuna katkı sağlamak olmalıdır. Ancak bazen yöneticilerin kendi çıkarı, meslek örgütünün, meslek mensuplarının ve kamu yararının önüne geçebilmektedir. Yöneticilerin tüm davranış ve hizmetlerde dürüst ve adil hareket ettiklerine emin olmak için dikkatli ve ilgili olunması gerekir. Kişisel ahlak, mesleki ahlak, kurumsal ahlak ve toplumsal ahlak birbirlerinden ayrılamaz kavramlar olmalarına rağmen önce “kişisel ahlak ya da ahlaklılık” gelmektedir.

Kişisel ahlaklılık temelde doğru ve yanlış, iyi ve kötü duygu ve anlayışı üzerinde oturan ve kişinin geçmişine ve ailevi, manevi değerler, kültürel, toplumsal vb. bir çok etkene bağlı bir biçimde var olan bir yapıdır.  Unutulmaması gerekir ki, insanlar her zaman iyi olanı ya da iyi buldukları şeyi severler ve örnek alırlar. Yanıldıkları yer, neyin iyi olduğunun değerlendirilmesindedir. Yapıcı ve dürüst değerlendirme yapılabilmesine olanak tanıyan bir ortamın yaratılması önem kazanmaktadır.

Ahlak, ahlakı tatbik edecek grubun eseri olmalıdır. Halka hizmet fikri ile mesleğe bağlılık hissi, tüm kişisel çıkarlardan önde gelmelidir.