15-16/Ekim tarihlerinde Ankara’da yapılan seçimlerde, Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği’nin (TÜRMOB) yeni yöneticileri seçildi. Bir kez daha statükocular yönetimde çoğunluğu sağladı.
Genel Kurul’da konuşulanlara ve oy dağılımına baktığımız zaman, bu seçim statükocuların kazandığı son seçim olacak gibi gözüküyor. Her zaman olduğu üzere sonucu İstanbul Mali Müşavirler Odası’nın delegeleri belirledi. Demek ki, anlayışta değişim önce İstanbul’dan başlamalı.Eski İstanbul Odası Başkanı Yahya Arıkan’ın, büyük bir protesto, ıslık ve yuh sesleri arasında konuşmasını yapamadan kürsüden inmek zorunda kalması, sonun başlangıcı olarak değerlendirildi.
Ben de, yapmış olduğum konuşmada belirttiğim gibi, Dünya değişiyor, Türkiye değişiyor, TÜRMOB da değişmeli. Değişimden kastımız kişilerle ilgili değil. Anlayışta değişim, vizyon ve stratejide değişim, bakış açısında değişim.
Ortak amacımız, mali müşavirlik, muhasebecilik ve yeminli mali müşavirlik mesleğinin çıkarlarını korumak ve saygınlığını arttırmak olduğunu göre “Nasıl Bir TÜRMOB Olmalı” sorusunun yanıtlarını birlikte vermeliyiz.
*Statükodan yana olmayan, proaktif ve yenilikçi bir TÜRMOB,
*Ben bilirim ve yaparım anlayışından çok farklı bakış açılarını önemseyen bir TÜRMOB
*Ahbap çavuş ilişkisi yerine, bilgi, liyakat ve kariyeri ön planda tutan bir TÜRMOB,
*Odaların tüzel kişiliklerini bir şekilde baskı altında tutan değil, onların önünü açan ve özgürleştiren bir TÜRMOB,
*Ekonomik ve sosyal olaylar karşısında içine kapanan değil, bizim de söyleyecek sözümüz var diyerek ön plana çıkan bir TÜRMOB,
*Sürekli mızmızlanarak angaryalardan şikayet etmek yerine, alternatif uygulamalar üretebilecek bir TÜRMOB,
*Eğitim, Sağlık ve Spor gibi konuların, sosyal sorumluluk projelerinde biz de varız diye öne atılacak bir TÜRMOB,
*Staja ve mesleğe yeni başlayacaklar için, onları yüklü ödemeler altında ezen değil, kaynak yaratmalarına destek olacak bir TÜRMOB,
*Meslek mensupları arasındaki haksız rekabeti görmemezlikten gelen değil, haksız rekabet koşullarını ortadan kaldıracak bir TÜRMOB,
*Türkiye’nin yapısal sorunlarında seyirci olan değil, işte bizim gelir vergisi reformumuz bu diye gündeme girecek bir TÜRMOB,
*Kuralların yerine keyfiliğin egemen olduğu bir yapıyı reddeden,kurumsallaşan bir TÜRMOB,
*Çalışma ve hesap raporunu yıllık olarak değil, her ay sonunda WEB sayfasında yayınlayacak TÜRMOB.
Bu soruları çok daha genişletebiliriz. Çünkü, mesleki sorunlar her geçen gün giderek artıyor. Amacımız kimseyi eleştirmek ya da yıpratmak değil. Hepimiz aynı kulvardayız. Sorunlarımız ortak. Peki, o zaman neden ortak aklı bir araya getirmiyoruz. Buna en büyük engel yöneticiliği yaşam biçimi olarak seçenler.