ÖĞRENME SERÜVENİNDE; HER DOĞRU ADIM, YENİ BİR KAZANIM…

Öğrenme serüveni; insanoğlu için anne rahmine yerleştiği an başlar. Bebekler anne karnında bir taraftan dünyaya gelmek için hazırlanırken, bir taraftan da dünyada kullanabileceği tüm YAŞAMSAL fonksiyonlarını tamamlamaya çalışırlar. Bu süreçte ki en etken kişi ve en büyük destekçisi de kuşkusuz annesidir. Anne ve babadan aldığı genetik kodlarının yanı sıra annenin her davranışı bebeklerin gelişimi için önemli birer hamledir. Annenin duygu durumları, yedikleri içtikleri, hareketleri, çevresiyle olan ilişkileri, düşünceleri hepsi bebeğin dünyaya hazırlık aşamasında önemli birer tuğla görevindedir. Annelerin hamilelikleri sırasındaki tüm yaşantılarının bebeklerinin gelecekte sahip olacağı öğrenme kabiliyetleri başta olmak üzere tüm gelişimleri açısından çok değerli olduğunun farkında olarak, bilinçli ve pozitif bir yaşam tarzı benimsemeleri önemlidir.
Beynin en hızlı geliştiği dönemlerin anne karnından başlayarak yaşamın ilk üç yılı olduğunu da göz önünde bulundurursak durumun ciddiyetini daha iyi kavrayabiliriz.
‘’İnsan yaşamının ilk üç yılında beyindeki hücreler arasında trilyonlarca bağlantı kurulmaktadır. Kurulan bu bağlantılar çevreye ve kullanıma bağlı olarak kuvvetlenir ya da kaybedilirler’’(Akdağ,2015,.s.99;alıntı,Wortock, 2002).
‘’Beynin yapısı ve gelişimi üç ögeye bağlıdır: genetik, çevre ve deneyim. Genetik plan beyin gelişimi için gerekli temel plandır, sinir hücrelerinin temel özelliklerini ve bağlantı için gerekli temel kuralları belirler. İçinde yetiştiği çevrenin ise beynin gelişimindeki önemi büyüktür. Sadece anne karnından başlayan sağlıklı bir çevre, beynin tüm potansiyeliyle gelişmesini sağlar. Sağlıklı ve uyaran deneyimler de aynı şekilde genetik yapının tüm potansiyeline ulaşmasını sağlar’’. (Akdağ,2015,s.99;alıntı, National Scientific Council on the Developing Child, 2007).
Sağlam temellerle dünyaya gelen ve sağlıklı çevre koşullarında büyüyen bireyler hayatları boyunca daha başarılı ve daha mutludurlar.
Bireyler yaşamın ilk yıllarında aşırı meraklıdırlar ve bu merak onlarda öğrenmeyi tetikleyen en önemli unsurlardan birisidir. Ayrıca kişilerde merak uyandırmak ve farklı deneyimler sunmak her zaman öğrenmeyi kolaylaştırıcı bir etkendir.
‘’Çocuğun beyin gelişimi çocuğun geleceğinin anahtarıdır, ona dokunmak, konuşmak, şarkı söylemek, kitap okumak beynin gelişmesine yardımcı olur’’. (Akdağ,2015,s.98;alıntı, Shore, 1997; Siegel, 1999).
Öğrenme; insanoğlunun hayatının her anında ve ömür boyu devam eden bir süreçtir. Bu süreçte birey öğrenmeye ne kadar istekli olursa ve dikkatini verirse öğrenme de o kadar hızlı gerçekleşir.
Öğrenmek nedir peki? Sadece bilgiye ulaşmak mıdır?:
Öğrenme hayatı devam ettirebilmek için her türlü duygu, davranış ve tutumların kalıcı olarak kazanılmasıdır. Küçük yaşlarda davranışlarla gözlenmesi daha kolay olsa da(konuşmak,yürümek,sayı saymak,renkleri tanımak vb.) ilerleyen yaşlarda daha soyut bir şekilde artarak ve değişerek sürekli devam eden bir döngüdür. İnsanoğlu her yaşta yeni bir şeyler öğrenebilecek zihinsel donanımlara sahiptir.
Ama nedense çoğuna göre öğrenme sadece akademik başarıyla özdeşleşmiş durumdadır. Oysaki çocukların; yaşlarına ve gelişimlerine uygun olarak; oturması-kalkması, nerede nasıl konuşacağını bilmesi, doğru şekilde beslenmesi, bilgiye ulaşma konusunda farklı yollar denemesi ve bilgiye ulaşması, problemlere çözüm ürerebilmesi, zamanı verimli kullanması, öz denetimi, sevmeyi, saygıyı, giyim kuşamla ilgili davranışları göstermesi/kazanmış olması da öğrenmenin bir parçasıdır.
Yukarıda bahsettiğimiz tutum ve davranışların birçoğu model alarak, deneme- yanılma yoluyla öğrenilirken, bilgiye ulaşmak ve akademik öğrenmeler için farklı yöntem ve teknikler kullanmak öğrenmenin daha kolay gerçekleşmesi açısından önemlidir.
Zaten insan beyni de öğrenmeyi destekler bir nizamla çalışır ve sürekli öğrenme eğilimindedir, sürekli kayıt halindedir. Bilgiler önce beyinde kısa süreli bellek dediğimiz bölümde toplanır, tekrar edilerek uzun süreli belleğe aktarılır ve kalıcı hale gelir. Doğal olarak da kişi en çok ne ile meşgulse onu öğrenir. O nedenle hayatınızda önem arz eden şeyleri tekrar etmekte fayda var. Gereksiz stres, üzüntü, kaygılarla ve negatif düşüncelerle beyni çok meşgul etmemek lazım. Ataların bir sözü vardır bir şeyi kırk kez söylersen olur diye, işte bu söz tam da bu durum için söylenmiş gibidir aslında. Unutmayınız; beyin sürekli kayıt halinde olduğundan ve sık tekrarlanan bilgileri öğrenmeye dönüştürdüğünden aman DİKKAT! Özellikle çocuklarınıza karşı ağzınızdan çıkan her kelimeyi özenle seçin lütfen. Çocuğunuzun ne olmasını ve nasıl olmasını istiyorsanız onu tekrarlayın. Şöyle bir kulak kabarttığımızda etrafa, anne babaların dilinde hep benzer serzenişler: Bizim çocuğun okuması anlaması iyi de, matematiği hiç anlamıyor… Bizim çocuk pırasa yemez, bizim çocuk biz söylemeden ders çalışmaz, ödevlerini zamanında yapmaz… Eee çocuğa zaten bir kimlik vermiş anne baba, çocuk neden bunu değiştirmek için uğraş versin ki, herkes bu durumu kabullenmiş, söylenseler de kızsalar da işler bir şekilde yürüyüp gidiyor nasıl olsa. O nedenle özellikle çocuklarımız söz konusu olunca, düşüncelerimizi pozitif yönde ve olumlu söylemlerle ifade etmeye gayret gösterelim.
İnsan beyni öğrenmeye ve bilgiyi tutmaya bu kadar istekliyken ve bize sormadan sürekli kaydedip gerekli (sık tekrarlanan) bilgileri tutup, gereksiz olanları(az tekrarlananları) temizliyorken, sınırsız bilgiyi kaydetme özelliğine sahipken, nerede yanlış yapıyor insanlar? Normal zekâya sahip herkes öğrenmeyi çok rahat gerçekleştirilebilecekken neden yıllarca sınavlara giren ama kazanamayan, sürekli ders çalışan ama anlamayan, sözel bilgileri bir şekilde az çok öğrenirken sayılar ve matematikle bir türlü barışamayan çocuklar her geçen gün artıyor?
Bu durumda; ÖĞRENMEYİ ÖĞRENMEK; atılması gereken ilk adımdır aslında.
Peki nasıl?
Bireyin öğrenmeyi öğrenmesi için yapabileceği basit ama etkili çalışmalardan bazılarını paylaşmak istiyorum;
Öncelikli olarak kişinin kendi kapasitesinin ve beynin fonksiyonlarının farkında olması gerekir. Kendisine, başarabileceğine inanmalı ve başarıya odaklanmalı. Dikkatini öğrenmek istediği duruma vermeli ve öğrenmeye istekli olmalıdır. Bilgileri gözden geçirip harmanlayarak, önemli/gerekli olanlara odaklanmalı ve kodlama yapılmalı. Bilgileri ezberlemek yerine yaparak yaşayarak deneyimlemek te öğrenme yolunda atılabilecek önemli bir adım. Öğrendiklerimizi bir başkasına anlatmak da pekiştirmek ve eksiklerimizi görmek adına çok önemli. Bilgileri belirli aralıklarla tekrar yapmak ta unutmayı önler ve gereklidir. Düzenli ve dengeli beslenmek, yeteri kadar su tüketmek, düzenli uyumak ta öğrenmenin gerçekleşmesi için önemli.
Ebeveynlere de öğrenme serüveninde çocuklarıyla beraber yaşantıları deneyimlemek, onları doğru şekilde yönlendirmek ve mutlaka olumlu söylemler kullanarak motivasyonlarını yüksek tutmak kalıyor.
En güzel öğrenme deneyimlerini evlatlarınızla tecrübe edebilmeniz ve öğrenmeyi çocuklarınıza doğru bir şekilde öğretebilmeniz ümidiyle.
Bilgi her yerde öğrenmek insanın kendi elinde. Doğru yöntemlerle öğrenmeyi öğrenmiş, bilgiyi en doğru zamanda, doğru şekilde kullanan ülkemin geleceği genç beyinlerin ebeveynleri olma gururunu yaşamanız dileğiyle…