Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Farabi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Gürdal Yılmaz, AIDS hastalığının ülkemiz için ciddi bir sorun olduğunu kaydederek, “2021 yılı raporuna göre dünyada HIV epidemisinin başlangıcından bugüne kadar 79,3 milyon kişi HIV ile enfekte oldu. AIDS ile ilişkili hastalıklar sebebiyle 36,3 milyon kişi ise hayatını kaybetti” dedi.

Ülkemizde 2 bin 438 AIDS vakası bulunduğunu belirten Yılmaz, “Ülkemizde 1985 yılından 07 Kasım 2024 tarihine kadar doğrulama testi pozitif tespit edilerek bildirimi yapılan 45 bin 835 HIV pozitif kişi ve 2 bin 438 AIDS vakası mevcuttur. HIV ve AIDS toplam vakaların yüzde 81,8’i erkek, yüzde 18,2’si kadın olup yüzde 16,1’i yabancı uyruklu kişilerden oluşmaktadır. Vakalar en fazla sırasıyla 25-29 ve 30-34 yaş gruplarında görülmektedir” dedi.

İlk 1981 yılında Amerika’da raporlandı

Depresyon kadınları “Kalp’ten” vuruyor Depresyon kadınları “Kalp’ten” vuruyor

İlk vakaların 1981 yılında Amerika’da raporlandığını hatırlatan Yılmaz, ”İlk vakalar 1981 yılında Amerika’da raporlandı. Erkeklerle seks yapan erkekler arasında sebebi bilinmeyen bir şekilde bu enfeksiyonun görülmeye başlanması ve akabinde ölümlerin gerçekleşmesi ile dikkat çekmeye başladı ve araştırmalar yapılmaya başlandı. Günümüzde ise heteroseksüel ilişki, kan ve kan ürünleri aracılığıyla bulaştığı da bilindiğinden, toplumun tüm kesimlerini ilgilendiren bir enfeksiyon olarak tanımlanmaktadır. 1983 yılında insanlar arasında enfeksiyonun geçiş yollarının saptanması ve 1986 yılında ise HIV’in tanımlanmasıyla ile birlikte 1987 yılında enfeksiyon üzerinde etkili olduğu bilinen ilk ilaçlar kullanılmaya başlanmıştır. Bugün gündemimizi oluşturan 1 Aralık Dünya AIDS Günü ise HIV ile yaşayanların yaşadıkları mücadeleleri ve kayıpların anılması ile HIV farkındalığının sağlanması adına Dünya Sağlık Örgütü tarafından 1988 yılında ilan edilmiştir. 1996 yılında ise ilk kez, virüsün doğrudan kopyalanmasını engelleyen ilaçlar hayatımıza girmiştir” dedi.

“Ülkemizde 1985 yılından 7 Kasım 2024 tarihine kadar doğrulama testi pozitif tespit edilerek bildirimi yapılan 45 bin 835 HIV pozitif kişi ve 2 bin 438 AIDS vakası mevcut” diyen Yılmaz, “HIV ve AIDS toplam vakaların yüzde 81,8’i erkek, yüzde 18,2’si kadın olup yüzde 16,1’i yabancı uyruklu kişilerden oluşmaktadır. Vakalar en fazla sırasıyla 25-29 ve 30-34 yaş gruplarında görülmektedir. Vakaların bulaş yoluna göre dağılımına bakıldığında, yine ilk vakanın görüldüğü 1985 yılından itibaren, ülkemizde bildirimi yapılan vakaların yüzde 58,9’unda bulaşma yolu bildirilmemiştir. Bulaşma yolu bildirilen vakalar içerisinde cinsel yolla bulaşma yüzde 94,4, damar içi madde kullanımı yoluyla bulaşma yüzde 1,2 ve anneden bebeğe geçiş ise yüzde 1,2’dir. Vakaların yüzde 2,2’sinde çoklu bulaş yolu bildirilmiştir. 1 Ocak 2024-7 Kasım 2024 tarihlerinde ise bin 527 HIV pozitif kişi ve 40 AIDS vakası olmak üzere toplam bin 567 vaka doğrulama testi pozitif tespit edilerek bildirilmiştir. Bildirimi yapılan HIV ve AIDS vakalarının yüzde 84,6’sı erkek, yüzde 15,4’ü ise kadındır. Vakaların yüzde 10,5’i yabancı uyrukludur. 2024 yılında bildirimi yapılan vakalardan 25-29 yaş grubu, diğer yaş gruplarına göre daha fazla sayıda bildirilmiştir. Yıllar itibarıyla hastalık trendinde artış izlenmektedir. 2020 yılında HIV pozitif kişi sayısı 3 bin 137 iken, 2023 yılında HIV pozitif kişi sayısı 6 bin 185 olmuştur. Tüm dünyadaki HIV pozitif vakalarının yüzde 70’i Sahra Altı Afrika’dadır. Afrika’daki bazı ülkelerde nüfusun yüzde 10’undan fazlası HIV ile yaşamaktadır. Birleşmiş Milletler HIV/AIDS Ortak Programının (UNAIDS) 2021 yılı raporuna göre dünyada HIV epidemisinin başlangıcından bugüne kadar 79,3 milyon kişi HIV ile enfekte oldu. AIDS ile ilişkili hastalıklar sebebiyle 36,3 milyon kişi ise hayatını kaybetti” diye konuştu.

"HIV tedavisi olan bir hastalıktır"

HIV tedavisi olan bir hastalık olduğuna dikkat çeken Yılmaz, “HIV’in bulaş yollarından ilki korunmadan (kondomsuz) gerçekleştirilen cinsel birleşmedir. Bir diğeri ise kontrolsüz kan ve kan ürünleri, doku ve/veya organ nakli ve deri altına giren her türlü iğne ve enjektörün ortak kullanımıdır. Yine HIV ile yaşayan ve tedaviye erişemeyen gebeden çocuğa bulaş da söz konusu olabilir. HIV, sosyal davranışlarla bulaşmaz HIV sosyal ilişkilerle, öpüşmekle, sarılmakla, aynı ortamda bulunmakla, aynı çatal bıçağı kullanmakla bulaşmaz. HIV tedavisi olan bir hastalıktır. Tedavi maliyeti devletimiz tarafından karşılanmaktadır. Tedavisi olan bir hastalıktan halen tedavi almadığı için ölen insanları, özellikle de çocukları duyunca inanamıyoruz. Bu, hastalığı insanlarımıza anlatamamış olduğumuzu gösteriyor. 1 Aralık Dünya AIDS günü vesilesi ile herkesin aşağıdaki bilgileri bilmelerini istiyorum. HIV en sık korunmasız cinsel ilişki ile bulaşır. Deri altına giren her türlü iğne, enjektör veya jilet gibi aletlerin ortak kullanımı ile de bulaşma olabilir. HIV korkulacak bir hastalık değildir. Ancak AIDS’den korkmalıyız. AIDS’de bağışıklığın zayıflaması söz konusudur. AIDS’de fırsatçı enfeksiyonlar ve fırsatçı kanser türleri görülebilir. Günümüzde mevcut ilaçların düzenli kullanılması AIDS gelişimini önlemektedir.Hastaların takiplerini düzenli olarak yaptırmaları, hekimlerinin önerilerine uymaları ve tedavilerini aksatmamaları hayati öneme sahiptir” dedi.

Kaynak: iha