Toplumun duyarsızlığı ve alınan tedbirlerin eksikliği nedeniyle, Son günlerde Sağlık çalışanlarımızda bulaş ve ölümler her geçen gün giderek artmaya başladı. Sağlık sistemini yönetenlerin bir an önce sağlık çalışanlarımızı koruyacak tedbirler alması elzem olmuştur. Böyle giderse önümüzdeki günlerde hastalara bakacak sağlık çalışanımız kalmayacak!... Sağlıkta istihdam yetersizliği pandemi sürecinde çok daha net bir şekilde görülmüştür. Bir sağlık çalışanı 3 sağlık çalışanının işini yapmakta ve binlerce sağlık hizmetleri mezunu atama beklemektedir. Yeni atamalar yapılarak, personel ihtiyacı giderilmeli ve iş yükü biran önce hafifletilmelidir. Sağlık çalışanlarımızın moral ve motivasyonu her geçen gün azalmakta işyükü ve adaletsiz uygulamalar yüzünden ciddi bir tükenmişlik yaşamaktadır. Mesleğine severek başlayan arkadaşlarımızın nasıl bu hale geldiğini iyi sorgulamak ve sorunsalın üzerine gidilerek acil çözümler getirilmelidir. Unutulmamalıdır ki Corona ile verdiğimiz bu savaşta, SAĞLIK ÇALIŞANLARIMIZIN YÜZÜ GÜLERSE TÜRKİYE GÜLER.
Binlerce sağlık çalışanı Covit-19 hastalığına yakalanıp, onlarcası hayatını kaybederken, Covit-19'un meslek hastalığı sayılmadığı ortadayken maalesef Sağlık Bakanlığı da çalışanlarını anlamadığını, sahadan ne kadar uzak olduğunu gösteren uygulamalara devam etmektedir. Temelinde, harcında ADALET olmayan bu uygulamalar sağlık çalışanlarımızın vicdanında yer bulmuyor, sisteme olan güvenini kaybettiriyor. Adaletsiz döner sermaye yönetmeliği çalışanlar arasında çalışma barışını giderek bozmuş, Sağlık Çalışanlarımızı Ortaçağ Avrupa’sı gibi sınıflara ayırmıştır. Ayağı sahada tozlanmamış, sahanın tozunu yutmamış bakanlık bürokratlarının hazırlamış olduğu Pandemi sürecinde verilen tavan döner sermayeler, genel idari ve yardımcı hizmetler sınıfını yok saymış, aynı işi yapanlar arasında bile ciddi farklar meydana getirmiştir. Toplumun gözündede sağlık çalışanlarına büyük ödül verilmiş gibi gösterip tamamen gerçek dışı algıya neden olarak, sağlık çalışanlarımızı bir kez daha yaralamıştır.
Sağlık çalışanı olmak zordur. İnsanın dar gün dostudur... Doğduğumuzda ilk elimizi tutan, Ölürkende dünyada en son gördüğümüzdür... Yine Doğum ve Ölüm arasındaki yaşantımızda, en acılı anlarımızda Sağlık Çalışanlarımız elimizden tutarak derdimize derman olmuştur. Bir Canı kurtarmak için koşarken, vücuduna aldığı virüsle canını feda eden Kahramanlarımızdır Onlar. Bir yanı serviste hastadan hastaya koştururken, bir yanıda en sevdikleri için, onlardan ayrı kalarak geçirdiği nöbetlerde; bazen yıllar yılı Anne ve Babaların ne emeklerle büyüttüğü çocukların kenarıya atıp hiç arayıp sormadığı yaşlılara evlat olur, bazende sadece fizyolojik olarak bebeği doğurup, kucak bile görmeden çöpe atılan yavrucaklara ana olurlar. Siz hiç sokağa atılan bir bebeğe çocuk esirgemeye giderken, ömründe bir kez olsun ANA kucağı görsün diye kendi bebesinin sütünü emziren ANNE gördünüzmü?.. Siz hiç trafik kazasında ölen ANNESİNİN ardından ağlayan bebeğin acısını paylaşıp, onunla gözyaşı döken, yine kendi bebesinin sütünü hayatının ilk altı ayında öksüz kalmış bir bebekle paylaşan bir ANA gördünüzmü?.. Eğer sağlık çalışanı değilseniz NE GÖREBİLİR, NEDE YAŞAYABİLİRSİNİZ.
Allahu Azimüşşan sağlık çalışanlarımızı muhafaza ve muvaffak eylesin. Sağlıcakla kalın.