SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM

Açıkçası geçmişte bıraktığımız pandeminin etkisi ve yapay zekanın gelişimi ile birlikte Sağlık Çağı’nın tetiklenebileceği genel iddiasına katıldığımı belirtmeliyim. Birçok sektör ve endüstrinin “4.” Seviye olarak nitelenen bir gelişmişlik içinde bulunmasına karşın sağlık sektörünün büyük bir kısmının “2.” veya “3.” seviyede kalmasının devam edeceğini düşünmeyenlerdenim. Sağlık verilerinin evraklarla ya da CD’lerle elde dolaşmasının, günümüz salgınla mücadelesinin 1918 İspanyol gribi salgınında kullanılan maske, mesafe ve hijyen çerçevesinin dışına çıkmamasının, sağlık hizmetleri sunumunun betonarme merkezler veya hastanelerde devam etmesinin sürdürülebilir olmadığını ve değişimin kaçınılmaz olduğunu düşünenlerdenim.

Sağlıkta değişim aslında çoktan başladı, pandemi sürecinde akademik araştırmaların gizliliği ve hızı değişti, gerçek zamanlı olarak işbirliklerinin geliştirildiğine şahit olduk. On binlerce viral genom dizisinin açıkça paylaşılması; hastalığın anlaşılması, tedavi edilmesi ve aşılamanın tamamlanması için 2.000'den fazla klinik araştırmaya ilham vermiştir.

Ülkemizde kullanılmaya başlanan Medklik uygulaması ve benzeri uygulamalar hekimler ve akademisyenler arasında sanal bir ağ oluşturmakta gerçek ve eş zamanlı bilgi, tecrübe ve ihtiyaç paylaşımlarını desteklemekte ve hızlandırmaktadır.

Ayrıca pandemi kısıtlamaları ve bulaş riskini en aza indirmek amacıyla sağlık hizmetlerinin betonarme merkezlerde değil kişinin evinde ve on-line olarak sunulması gerekliliği bilinci birçok teknolojik ve tıbbi gelişmeyi desteklemiş ve desteklemeye devam etmektedir. Bu çerçevede geliştirilmiş giyilebilir cihazlardan ve hasta izleme araçlarından edinilen veriler yapay zeka ve veri analizi teknolojilerini besleyecektir.

Sağlıkta veriler biriktikçe anlamlı hale gelecektir ve bu verilerle sağlık hizmetleri, tanı ve tedavi süreçleri kişiselleşecektir. Ayrıca bu verilerin toplanması ve depolanması sürecinde blokzincir teknolojisinin de etkisinin önemli olacağı öngörülmektedir. Blokzincir teknolojisinin özellikle bu verilerin farklı sistemler arasında güvenli bir şekilde paylaşımını kolaylaştıracağı ve hizmet sunum kalitesini artıracağı düşünülmektedir. Blokzincir teknolojisi ile şeffaf, değiştirilemez, güvenli veri tutma ve dağıtma süreçleri sektördeki büyük bir ihtiyacı karşılayacaktır.

Lifesum ve fooducate gibi mobil sağlık uygulamaları kişinin boy, cinsiyet, kilo ve spor hedefleri gibi bilgilerin girildikten sonra kişiye özel beslenme ve egzersiz önerileri sunmaktadır. Çoğu giyilebilir sağlık izleme cihazları ve mobil sağlık uygulamaları günümüzde spor aktiviteleri veya egzersiz yönetimi kapsamında kullanılmaktadır. Gelecekte bu cihazların ve topladıkları verilerin hastalıktan korunma, tanı ve tedavinin merkezinde olacağı ve tüm bu edinilen verilerin klinisyenlere iletmek için ölçüleceği öngörülmektedir.

Nesnelerin interneti çözümlerinin en büyük açmazlarından biri, veri yoğunluğu nedeniyle ağların hız problemidir. 4G sınırlamalarına karşın 5G’nin kullanıma girmesi; gerçek zamanlı olarak hastanın veritabanına erişmeyi ve hastaların sağlık durumlarını izlemeyi yani bu durum hastalanmadan hastalığı önlemeyi mümkün kılabilir.

Sağlık Çağının olmazsa olmazı 5G teknolojisidir.

Çok yakın gelecekte bir zamanlar sadece yoğun bakım ünitelerinde elde edilebilecek nitelikteki veriler 5G teknoloji ile ilişkilendirilmiş giyilebilir sağlık izleme cihazları, elektronik medical tattuajlar veya sensörlerle, ilgili uygulamalara gönderilebilecektir.

Zamanla ve teknolojinin bu hızda gelişmesiyle bir manşona ihtiyaç olmaksızın ölçülen tansiyon , akıllı telefon yardımıyla ve yapay zeka ile ilişkilendirilmiş bir araçla dinlenen solunum sesleri, yine hastanın telefonuna taktığı bir aparat yardımıyla hastanın kanından, idrarından veya tükürüğünden edinilen kan oksijen seviyesi veya kan şekeri seviyesi, bir uygulama rehberliğinde hastanın ilettiği kendi boğaz görüntüsü, kulaklık olarak tasarlanmış hareket veya kardiyak atım ölçerlerden edinilen veriler, hastanın akıllı kontak lensinden edinilen kan veya göz yaşı analiz bilgisi, cilt altı sensörler veya gastrointestinal sistemde açılan kapsüllerden edinilen veri veya görüntülerle klinisyenler tanı koyabilecek, takip edebilecek ve tedavi verebilecektir.

Günümüzde kalp yetmezliği hastalarının giyilebilir sağlık izleme cihazları ve sensörleriyle tansiyon, kardiyak hız ve aktivite takipleri sonucu hastane başvuru oranlarının ciddi azaldığının görüldüğü çalışmalar yayınlanmaktadır. Hatta bu kapsamda Avustralya’da sağlık teknolojileri üzerine çalışan bir arkadaşımın FDA onaylı giyilebilir bir göğüs elektrodu geliştirdiğini, bu tek elektrod ile 18 farklı tanı koyabilecek veri analizi gerçekleştirebildiklerini ve tüm bunları bir akıllı telefon ve internet bağlantısı ile yapabildiklerini kendisinden dinledim. Sizler için ileride onun çalışmaları ve hayat hikayesini ayrıca kaleme alacağım.

Hastalıkların veri analizi, yapay zeka ve makine öğrenme destekli teşhis, takip ve tedavi süreçlerini yaşadığımız bir dönemin içindeyiz. Örneğin IBM’in “Watson For Oncology” ürünü kanser teşhisi konmuş hastayı en kısa zamanda ve kalıcı olarak iyileştirecek tedavi süreçlerinin belirlenmesinde kullanılmaktadır. Eğer kanserli doku biyopsi ile alınabiliyorsa ve tümörün gen dizinlemesi yapılabiliyorsa IBM’in “Watson For Genomics ürünü kullanılabilmekte, hem klinik hem de genomik bulgularla hastaya çözüm getirilemeyecek durumlarda IBM’in “Watson For Clinical Trial Matching” ürünü ile hastaya deneysel ilaç eşleştirme yöntemi önerileri getirilebilmektedir.

Deep Genomics şirketi hücrenin genom bilgisini temel alarak hasta için en uygun ilaç tedavilerini belirlemek amacıyla bir yapay zeka platformu geliştirmeye çalışmaktadır. Sophia Genetics şirketi ise yapay zeka yardımı ile genetik mutasyonları tanımlayarak her hasta için kişiselleştirilmiş ilaç tedavisini mümkün kılmaya çalışmaktadır.

Araştırmacılar yapay zeka destekli gen analizleri ile meme kanseri, kalp hastalığı, tip 2 diyabet, kronik inflamatuar bağırsak hastalığı ve atrial fibrilasyon hastalıkları çerçevesinde risk faktörü hesaplaması geliştirebilmiş ve bu çerçevede kişisel koruyucu hizmetlerin sunumu planlanmaya başlamıştır.

2018 Ağustos ayında araştırmacılar DNA’yı insan embriyonik hücrelerinde düzenleyebildiklerini ilan etti. Bu; daha ucuz, daha kolay ve daha doğru genetik düzenleme imkanı veren keşif CRISPR teknolojisi sayesinde gerçekleştirildi. Yapay zeka ve CRISPR gen düzenleme teknolojisinin genetik özelliklerin tanımlayabilmeye ve yeniden tasarlayabilmeye imkan oluşturma potansiyeli var. İleride bazı fiziki şartlar, yolculuklar, işler ve süreçler için insanların genetik olarak düzenlenebileceğini konuşabiliriz.

İnsan bedeninde yaşayan mikrobiyom gen analizleri, yapay zeka ile güçlendirilmiş kan, gayta veya balgam kültürleri çalışmaları; bizimle birlikte yaşayan ve birçok hastalıkta anahtar veya koruyucu rol oynayan dünyanın kapılarını bizlere arayalacaktır.

Özetlemek gerekirse Covid-19 pandemisinin tetikleyici etkisi ve gelişen 5G, blokzincir, yapay zeka, büyük veri analizi, vb teknolojiler ile “Sağlık Çağı”na girilmektedir.

Fakat bu çağa hep birlikte girilmesi ve tüm bu gelişen sağlık süreç ve çözümlerinin herkes için ulaşılabilir ve uygulanabilir olmasının hayati derecede önemli olduğunu düşünüyorum. Birçok fakültede verilen tıp eğitiminin değişen ve dönüşen sağlık sektörünün bir parçası olmak için yeterli olup olmayacağı tartışmaya açıktır. Sağlık hizmeti sunulan merkezlerin insan kaynağı niteliği ve teknik donanım seviyesi, sağlık hizmeti sunulan kitlenin sağlık okur-yazarlığı seviyesi, sağlık sektörü yöneticileri ve politika belirleyicilerin değişen ve dönüşeni farkındalık seviyesi, diğer sektör ve disiplinlerle koordinasyon yetisi, değişim ve dönüşümle birlikte artan sağlık harcamalarını karşılama kapasitesi herkes için ulaşılabilir ve uygulanabilir gelişmiş sağlık hizmetleri sınırlarını belirleyecektir.