TURİZM FAKİRİ MERSİN

 Mersin 321 km sahil şeridi ile Türkiye'nin önemli bir sahil kentidir. Mersin kıyılarının yaklaşık 108 km'lik bölümünü doğal kumsallar oluşturmaktadır. Önemli tarihi ve turistik yerlere sahip olmasına rağmen turizmde hak ettiği yerde değildir. Şehirler ya da bölgeler, devlet yatırımları olmadan yani turizmin arkasında devlet desteği varlığını göstermeden turizmde beklenen adımları atamazlar.

     İşsizlik oranı Türkiye ortalamasının iki katı olan Mersin’de, istihdam açısından da turizmin gelişmesi ve yeni  iş alanlarının yaratılması ciddi bir öneme sahiptir.Şu soru sorulabilir:Turizm fakiri olan Mersin, sağlıkta, ekonomide, eğitimde, altyapı ve sanayide zengin mi ki?” Zaten, Mersin’in sosyo-ekonomik gelişmişlikte iller arasında yirmi dördüncü sırada yer alması yetersizliği ortaya koyuyor.Yatırımlar konusunda Hükümet yıllardır Mersin’e şaşı bakmaya devam ediyor. Ne zaman ki, siyasal iktidar Mersin’e üç boyutlu olarak bakmaya başlar, o zaman Mersin her konuda büyük adımlar atacaktır.

Kağıt üzerinde baktığımız zaman Mersin’de çok sayıda “Turizm Merkezi” görülüyor. Ovacık, Kargıcık, Melleç, Taşucu-Boğsak, Narlıkuyu-Akyar ve Karboğazı gibi. Çok şükür “Kazanlı Turizm Bölgesi”ni konuşmaktan kurtulduk(!). Yedi yıl insanları avuttuktan sonra iptal ettiler.Turizm Merkezi olarak belirlenen yerlere baktığımız zaman, nükleer santral, kömür santralı ve çimento fabrikalarının arasında bu iş nasıl olacak, bir bilen varsa açıklasın. Turizm fuarlarında boş işlerle uğraşacağımıza bu konulara kafa yorsak daha isabetli olur.Kaldı ki zaten,  neredeyse dört bir tarafımız savaş bölgesi ilan edilecek. Avrupalı ve Amerikalılar Çukurova ve Hatay bölgelerini, can güvenliği yönünden aylar öncesinden riskli bölgeler ilan ettiler.

     Tarihi, kentsel, doğal ve arkeolojik SİT alanları yönünden Mersin, oldukça zengin değerlere sahip. Ancak, müze ve örenyerleri ziyaretçi sayısı ile konaklama tesislerinde kalan turist sayısına baktığımız zaman yetersiz olduğunu görüyoruz. Bu anlayışla gidildiği sürece önümüzdeki yıllarda da değişen bir şey olmayacaktır.Çünkü, Mersin için, kapsamlı ve gerçekçi bir  “Turizm Master Planı” yok. Dökme suyla değirmen döndürülmeye çalışılıyor.

TEPAV(Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı) tarafından hazırlanan “Türkiye’nin Yeni Gelişim Koridorları” raporunda görüleceği üzere Mersin ili, “Antalya-, Kapadokya-Erzurum Turizm Koridoru”nun tamamen dışında kalmaktadır.Bunun anlamı şudur:Önümüzdeki dönemde de Mersin Turizm Fakiri olarak kalacaktır.” Demek ki, yapılması gereken, Mersin’in toplam kalite değerinin yükseltilmesidir. Topyekün bir kalkınma hamlesinin başarılmasıdır. Devlet, yerel yönetimler, üniversiteler, iş camiası, sivil toplum ve siyaset önderlerinin birlik ve beraberliğidir.

     Turizm yolu barış ve kalkınma yolu olmalıdır. Unutulmaması gerekir ki; turizm altyapı, planlı çalışma ve hizmetle gelişir, sevgi ve hoşgörü ile büyür.