TÜRKİYE'DE DOKTOR OLMAK...

Doktor olmak diğer meslek gruplarına göre zor olanı seçmektir. İlkokuldan itibaren sınıfın en çalışkanları, en başarılıları arasında olmak, daha sonra üniversite sınavında ülkenin en başarılıları arasına girebilmektir.
Tıp fakültesini kazanıncada hemen doktor olunmuyor, asıl iş ozaman başlıyor. Bir çok üniversite öğrencisi okurken maç, tiyatro, gezi vb. Etkinlikler ile kendilerine zaman ayırırken, tıp fakültesi öğrencileri ders çalışmaktan bunlara zaman bulamazlar. Bazı tanıdığım istisnalar var, onlar zaman buldu fakat ya sınıfta kaldılar yada tıp fakültesini terk ettiler. Tıp fakültesini bitirdikten sonra TUS’u kazanıp asistan olanlarıda bambaşka zorluklar bekliyor.

Doktor olmak, bu mesleği seçerken Anne-Baba rızasını kazanmak için adeta kendini feda etmektir. Bir çok ebeveynin hayalidir evladlarının doktor olması...ve bir çok üniversiteye göre ekonomik olarak ağır olanı seçmektir...Eğer bu ülkede okul ve sınav dönemlerinde ortanın altında olan bir meslek grubu, bir doktordan fazla kazanıyorsa bu başarıyı cezalandırmaktır. Doktora niçin çalışıp başarılı oldun, niçin hayatta hep zor olanı seçtin demektir.

Doktor olmak aynı zamanda şarkılara, türkülere hedef olmaktır... bazı türkülerde; “Trene Bindim De Tren Salladı
Zalim Doktor Ciğerimi Elledi
İyi-olursun Dedi Geri Yolladı
Söyleyin Anama Anam Ağlasın
Anamdan Başkası Yalan Ağlasın” sanki adamın sağlam ciğerini ellemiş gibi “zalim doktor” oluverir.. kardeşim sağlam olsan ne işin var doktorda?.. Bunu dinleyen hastane koridorundaki vatandaşı siz düşünün...
Bazı türkülerde de zehirden acı derler...
Birçok Televizyon dizileride, proğramlarıda bu mesleği adeta küçülterek hedef gösterirler.. Topluma zerre kadar faydası olmayan bu sanatçı müsveddeleri malesef bir çok senaryoda, TV proğramlarında hep olumsuzluktan giderek bu mesleği hedef gösterirler... Bir kerede olumlu bir haber yapın.. bir kerede doğum ile ölüm arasındaki geçen sürede en acı anınızda size dokunan şifa veren eli anlatın.. hiçmi acınızı dindirmediler? hiçmi derdinize derman olmadılar? Ölüm Allah’ın emri diyoruz. Emir Allah’tan geldikten sonra Azrail’in elinden can almak kimin haddine. Sonuçta Doktorda insan.. oda hasta oluyor, oda ölüyor, maalesef bazende sırf bu mesleği seçtiği içinde öldürülüyor..

Pandemide bütün dünya sağlığın değerini en iyi şekilde anlayıp, buna göre yatırımlar yaparken, Güzelim ülkemdede verilmeyip fakat çok büyük paralar verilmiş gibi kamuoyunun önüne koyuyorlar. Biran önce Sağlık Bakanlığının bu konuda adım atması, gerçeğe dayalı, yanıltıcı olmayan ve geneli kapsayan bir düzenleme yapması elzem olmuştur. 22 Aralık’ta yapılacak olan Meclis görüşmelerinde hem hekime, hemde sağlıktaki diğer meslek gruplarına hakkı olan gerçek manada verilmelidir. Yapılmayan, verilmeyen paralar için toplumun önüne atılmamalıdır. Pandeminin kahramanlarına hakkını teslim etmede geç bile kalınmıştır.

Sağlık bir ekip işidir, doktorlarımızda bu ekibin mihenk taşıdır. İçerisinde birçok meslek grubunu barındıran bu ekibi birbirinden ayırmak mümkün değildir. Son dönemlerde bu ekibin içine fitne sokmaya, çalışma barışını bozmaya çalışanların sayısı giderek arttı. Eminimki, ne hayatları boyunca hümanist yaşayan doktorlarımız buna fırsat verecektir, nede diğer meslek gruplarımız buna fırsat verecektir. Bütün bu yaşadıklarımızı her zamankinden daha fazla birliğe, bütünlüğe, diri olmamıza, birbirimizi daha iyi anlamamıza vesile olmasını şanı yüce olan Rabbimden niyaz ediyorum. Allah’a emanet olun.