UZAKTAN EĞİTİM Mİ HİBRİT EĞİTİM Mİ ?

Merhaba sevgili anne-babalar,
Geçen yıl uygulanan uzaktan eğitim sürecini ve bu yıl uygulamada olan hibrit eğitimin değerlendirmesini yapmak istiyorum;
- Geçen yıl “Dijital ortamlardan uzak tutmaya çalıştığımız çocuklarımız artık istesek te istemesek te günün önemli bir kısmını canlı dersler ve ödevleri için bilgisayar başında geçirmekteler. Peki bu canlı dersler amacına ulaşıyor mu? En çok merak edilen soru bu. Açıkçası bunu zaman gösterecek.” demiştim.
Okullar açılalı 3 ay oldu ve maalesef uzaktan eğitimin çocuklar üzerinde pek de olumlu etkileri olmadığını gördük. Öncelikle belirtmem gerekli ki öğrencilerin yarısından fazlası online derslere katılmamış ya da katılmış gibi gözükmüş. Canlı derslere katılan öğrencilerde öğrenme gerçeklemiş mi? derseniz, öğretmen unsuru yüz yüze olmadığında etkili bir öğretme-öğrenme süreci gerçekleşmemiş. İnsanın insana göz göze teması, duygusal bağ kurulması her yerde olduğu gibi öğrenme süreci için de bir elzem.
-“Uzaktan eğitim hemen her yaş grubu için uygun bir eğitim olmamakla birlikte, yaş küçüldükçe ebeveynin eğitim-öğretimdeki rolü artmakta. Bu da birçok anne-babayı fazlasıyla kaygılandırmakta.”
Maalesef anne-babalar evde eğitim sürecinde yetersiz kalmışlar. Öğrencileri, dersi etkin dinleme, ödev yapma konusunda motive etmekte etkili olamamışlar. Çalışan anne-babalar ise eğitimin evde sürdürülebilmesi konusunda ciddi anlamda problem yaşamışlar.
-“Bir profesör edasında konuşabilen, dijital oyunlar söz konusu olduğunda bilgisayar mühendisi kesilen bu çocuklar, iş bir konuyu ders olarak öğrenmeye gelince donup kalabilmekte. Bunun en büyük sebebi çok fazla elektronik ve dijital ortama maruz kalmaları ve beyinleri artık bizden farklı işlemesidir.”
-Bu konuda çalışmış ve çalışmakta olan birçok değerli akademisyenin yaptıkları araştırmalar gösteriyor ki beyinleri bizden farklı işleyen bu çocuklar, öğrenme kapasitelerine göre yeni öğretim yöntem ve tekniklerine ihtiyaç duymaktalar.
-Bu konuda çalışmış olan, Gazi Üniversitesi Nöroloji Ana Bilim Dalı Nöropsikiyatri Merkezi'nden Prof. Dr. Hayrunnisa Bolay, “İşlevsel olarak okuduğunu anlamayan ve hesap yapamayan bir gençliğin doğmaya başladığını ve bilişsel testlere göre, 11 yaş çocuğunun 15 yıl önceki yaşıtlarına göre 2 yıl geride olduklarının tespit edildiğini ve temel okumanın, yazmanın, hesaplamanın eksikliğinin, ana problem olarak göründüğünü” söylemiştir.
-Sevgili anne-babalar, çocuğunuzu kendi çocukluğunuzla kıyaslamayın. Hızla gelişen teknoloji insanoğlunun farklı özelliklerde evrimleşmesine sebep olduğunu unutmayın.”
Duygusal anlamda ve sosyal iletişim anlamında bizden oldukça farklı bir nesil yetişmekte. İki yıldır yoğun dijitale maruz kalmış bu çocukların sanal ve gerçek yaşam arasında sağlıklı bir bağ kuramadıklarını çok aşikar. -Bu konuyu başka bir makalede daha ayrıntılı yazmak istiyorum.-
-Eğitim süreci boyunca çocuklar için en faydalı şeyin bolca kitap okumaları ve spor yapmaları olduğunu unutmayınız. Kitap okumak öğrenme güçlüğü çeken bu nesil için en etkili ilaçtır.
Çocuklarınızla birlikte bolca kitap okumanız dileğiyle.
Sağlıklı, huzurlu günler dilerim. Sevgiyle kalın.