Dönem dönem hizip kelimesinin yaygın olarak kullanıldığını görmekteyiz. Hizip kelimesinin anlamı, TDK sözlüğünde “Bir siyasi partinin içinde, partinin izlemekte olduğu ana siyasi çizgiye karşı olan, ayrı bir teşkilat merkezi bulunan ve partinin çoğunlukla aldığı kararlara karşı savaşan parti içi grup, fraksiyon, klik.” olarak tanımlanmaktadır. Siyasi tarihimizdeki en meşhur hizipleri aşağıdaki gibi kısaca açıklamak mümkündür.
12 Eylül Darbesi’nden sonra Türkiye’de kapatılan Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) oylarını almak için, 1983 yılında siyasal partilerin kurulmasına izin verilmesinden sonra Halkçı Parti ve Sosyal Demokrasi Partisi diye iki parti kurulmuştur. Bu partiler sol oyların bölündüğü suçlaması ve solda birleşme tartışmaları sonucunda 3 Kasım 1985 tarihinde birleşmişler ve Sosyaldemokrat Halkçı Parti (SHP) kurulmuştur. SHP’de bir süre sorun yaşanmadan süreç devam etti. 12 Eylül darbesi öncesinde CHP’de birçok görevde bulunan ve 12 Eylül darbesi ile siyasi yasaklı olan, 1987’deki genel seçimlerde SHP’den Antalya milletvekili seçilen Deniz Baykal, önce grup başkanvekilliğine seçilmiş ve ardında da Haziran 1988’de genel sekreterlik görevine gelmiştir. Ama ne yazık ki SHP’deki bu güzel günler yaklaşık 5 yıl sürmüş ve Baykal genel sekreterlik görevinden 10 Eylül 1990 tarihinde istifa etmiştir. SHP’de Baykal, kurultaylarda Genel Başkan Erdal İnönü’nün karşısına genel başkan adayı üç defa olmasına rağmen başarılı olamamıştır. Parti içinde hep “Baykal hizbi” diye suçlanmıştır. Deniz Baykal, Temmuz 1992’de kapatılan siyasi partilerin açılmasına izin veren yasanın sağladığı imkânla 9 Eylül 1992 tarihinde toplanan CHP Kurultayında Genel Başkanlığa seçilmiş ve 54 yaşında genel başkan olmuşdur. Bundan sonra seçimlerde solda SHP ve CHP’nin mücadelesine sahne olmuşdur. SHP, hep CHP ve Baykal’ı “Bir Bölen” olarak suçladı. Örneğin 27 Mart 1994 yerel seçiminde SHP’nin adayı mevcut belediye başkanı Bedrettin Sarpkaya ve CHP’nin adayı ise Ali Oksal olmuştur. SHP ve CHP’nin toplam oyu seçimi kazanmaya yeter sayıya ulaşmasına rağmen bu iki parti de tek başına seçimi kazanacak yeter oyu alamamış, sonuç olarak MHP adayı Burhanettin Kocamaz Tarsus Belediye Başkanlığı’nı kazanmıştır. Ayrıca 1994 yerel seçimine diğer bir sol parti DSP’de girmiştir. Bu süreçte solda birleşme tartışmaları sürmüştür. Bu birleşme baskıları sonucunda Sosyaldemokrat Halkçı Parti 18 Şubat 1995 tarihinde Cumhuriyet Halk Partisi ile birleşmiş, böylece hukuki varlığı da sona ermiştir. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal birleşme kurultayında genel başkanlığa aday olmamış ve 9 Eylül 1995 tarihinde birleşmeden sonra yapılan CHP Olağan Kurultayında genel başkanlığa seçilmiştir.
CHP’de “Baykal hizbi”nden başka “Günaycılar” denilen Ertuğrul Günay’ın liderliğindeki bir hizip daha oluşmuştur. Bülent Ecevit’in CHP Genel Başkanı olmasından sonra Ecevit’e karşı oluşan muhalefetin içinde de Baykal ve Günay var idi. Hatta 1976 yılındaki kurultayda, Baykalcıların kurultay başkan adayı Ertuğrul Günay’dı. Günay, 1977 seçimlerinde en genç milletvekili olarak meclise girerek 1977-1980 döneminde Ordu Milletvekilliği yaptı. 1980’den sonra siyasete Sosyaldemokrat Halkçı Parti'de devam etti. SHP’de, Ankara İl Başkanlığı (1986-1987) ve Genel Sekreter Yardımcılığı (1990-1991) görevlerinde bulundu. Baykal’ın 1992 yılında CHP’yi tekrar kurması 9 Eylül 1992’den 1994 yılı sonuna kadar CHP’nin Genel Sekreterlik görevinde bulundu. 1994’teki yerel seçimlerde CHP İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı adayı oldu. Sonra Genel Başkanlığa aday oldu ve 2004 yılında partiden ihraç edildi.
İsmail Cem, SHP’de birçok görevde bulundu. 1987 genel seçimlerinde SHP’den İstanbul milletvekili seçildi. Parti içinde Deniz Baykal’la birlikte “Yeni Sol” denen grupta yer aldı, Anadolu Solu’nun teorisyeni oldu. 25-26 Haziran 1988’de yapılan SHP II. Kurultayı'nda genel başkanlığa aday oldu ve Erdal İnönü’ne karşı kaybetti. 1991 genel seçimlerinde SHP’den tekrar İstanbul milletvekili seçildi. 1992’de Deniz Baykal ile birlikte SHP’den ayrılarak CHP’nin yeniden kurulmasında görev aldı. 1993 Cumhurbaşkanlığı seçimine CHP adayı olarak katıldı ve 7 Temmuz 1995 tarihinde Kültür Bakanlığı görevini yaptı. 1995 genel seçimleri öncesinde CHP’den istifa ederek DSP’den Kayseri milletvekili seçildi. 30 Haziran 1997 tarihinde Dışişleri Bakanı oldu. 11 Temmuz 2002’de, dışişleri bakanlığı görevinden ve DSP’den istifa etti. 22 Temmuz 2002 tarihinde Yeni Türkiye Partisi'nin (YTP) kuruluşuna katıldı ve bu partinin genel başkanlığına getirildi. 2004 yılının Ekim ayında YTP, Cumhuriyet Halk Partisi’ne katılma kararı aldı.
Baykal ve Günay gibi Mustafa Sarıgül’de siyasal yaşamına 12 Eylül 1920 darbesi öncesinde CHP’de başlamıştır. CHP’de İlçe başkanlığı gibi birçok görevde bulunmuştur. 1987 Genel Seçimlerinden önce yapılan ön seçimde en yüksek oyla liste başı oldu ve seçmenin kullandığı tercihli oyların da çoğunu alarak SHP’den İstanbul Milletvekili seçildi. 1999 Yerel Seçimlerinde kazanarak DSP’den Şişli Belediye Başkanlığını kazandı. 28 Mart 2004 yerel seçimlerinde ise CHP'den Şişli belediye başkanlığına yüzde 67'nin üzerindeki oy oranı ile seçildi. 29 Ocak 2005’te, 13. Olağanüstü CHP Kurultayı’nda Deniz Baykal’a karşı Genel Başkan adayı oldu ve kaybetti. Parti içinde “Sarıgülcüler” önemli bir hizip olarak yer alıyordu. 24 Mart 2005’te, CHP’den ihraç edildi. 2009 Yerel Seçimleri’nde, bu sefer DSP’den, yüzde 55 oy oranı ile üçüncü kez Şişli belediye başkanlığına seçildi. 2009 yılında Türkiye Değişim Hareketi'ni başlattı. 2010 yılı ocak ayı başında yeni partisini kuracağını açıklayan Mustafa Sarıgül bu partinin tüzük taslaklarını medyaya açıkladı. 22 Haziran 2010 tarihinde yaptığı basın toplantısında Türkiye Değişim Hareketi’nin partileşmeyeceğini ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığındaki CHP’yi destekleyeceğini açıkladı. 3 Kasım 2013 tarihinde Parti Meclisi’nde CHP’ye döndü, 2014 yerel seçimlerinde CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkan adayı oldu ve seçimi kaybetti. 23 Ocak 2019 tarihinde Cumhuriyet Halk Partisi’nden istifa etti ve DSP’ye katıldı. 2019 yerel seçimlerinde DSP’nin Şişli Belediyesi başkan adayı oldu, ancak seçimi kaybetti. 27 Ekim 2020 tarihinde DSP’den ayrıldığını ve yeni siyasi parti kuracağını açıkladı. 17 Aralık’ta ise Sarıgül, Türkiye Değişim Partisi’ni kurmuştur.
Muharrem İnce, 2002 ve 2015 yılları arasında yapılan tüm genel seçimlerde CHP’den Yalova milletvekili olarak meclise girmiştir. Ayrıca iki dönem CHP Grup Başkanvekilliği görevinde bulunmuştur. 18 Ağustos 2014 tarihinde gerçekleştirilen 18. Cumhuriyet Halk Partisi Olağanüstü Kurultayı’nda Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı genel başkan adayı olmuş ve kaybetmiştir. 2018 Türkiye Cumhurbaşkanlığı seçiminde CHP’nin cumhurbaşkanı adayı olmuş ve %30,67 oranında oy almıştır. İnce, 4 Eylül 2020’de Sivas’ta “Bin Günde Memleket Hareketi” adında siyasi bir hareket başlattı. Muharrem İnce, 8 Aralık 2020 tarihinde, Memleket Hareketi’nin partileşeceğini açıkladı. İnce, 8 Şubat 2021 tarihinde “CHP ideolojik savrulmalar yaşamaktadır, parti tabanı ile üyeler arasında derin uçurum oluşmuştur. Bugün yol ayrımında olduğumu biliyorum. 42 yıl içinde her kademede görev yaptım. Hala Atatürkçüyüm, Cumhuriyetçiyim, kurucu değerlere bağlıyım. Bir yandan partiyi yönetenler partinin evlatlarına iftira atarken, CHP ile mücadele eden insanlarla kol kola fotoğraf vermişlerdir. Atatürk’ün partisi kalmamıştır. CHP artık bir tabela partisidir. ABD’den demokrasi dilenenlerden yollarımı ayırıyorum, Atatürk’e kefere diyenlerle yolumu ayırıyorum, Mustafa Kemal deyip de Mustafa Kemal Atatürk diyemeyenlerle yolumu ayırıyorum, grup başkanvekili seçimini atamaya getirenlerle yolumu ayırıyorum, FETÖ’cülerle, Sarosçularla yollarımı ayırıyorum. Bu arkadaşlardan yolumu ayırıyorum. Atatürk’ün emanetini işgalden kurtarmak için yolumu ayırıyorum.” diyerek CHP’den istifa etmiştir.
CHP’de Deniz Baykal, İsmail Cem, Ertuğrul Günay, Mustafa Sarıgül ve Muharrem İnce’nin isimleri farklı ama hikayeleri benzerdir. Hepsi CHP içinde hizipçi sayılmışlar, genel başkan adayı olup, kaybetmişler, yeni partiler kurmuşlar ve bir bölen olarak suçlanmışlardır. Hatta DSP ve Bülent Ecevit bile CHP tarafından yıllarca solu bölmek ile suçlanmıştır. Solda hizip, bölünme ve birleşme tartışmalarının tarihi yukarıda kısaca değinmeye çalıştığımız gibi çok eskidir ve daha çok uzun süre de sürecektir.