Mersin Valiliği himayesinde ve Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin desteğiyle 12-15 Mart 2015 tarihlerinde Atatürk Kültür Merkezi’nde Ankara’da ilk kez düzenlenen “Mersin Tanıtım Günleri” Mersinlileri bir araya getirdi.

     Türkiye’nin kalbi olan Ankara’da, Mersin’in Ankaralı’nın kalbinde taht kurup kuramadığını bilemeyiz ama, sonuçta, geçen yıl İstanbul Feshane’de yapılan tanıtım günlerinden daha başarılı bir organizasyon olduğunu söyleyebiliriz.


     Mersin’in sosyal, kültürel, tarihi ve ekonomik boyutta ulusal ve uluslararası alanda Mersin dışında tanıtımını sağlamak amacıyla düzenlenen tanıtım günlerinde, çok fazla isteğin bir araya getirilmesi, beklenen kalıcı etkiyi sağlamaz. Aslında, en etkili tanıtım, Mersin Kenti’nin sosyo-ekonomik alanda değerlerinin yükseltilmesi ile başarılır. Önce, Mersin’de yaşayanlar kentini tanıyacak ve özdeşleşecek ki, daha sonra başka kentlerden konuklar davet etme arzusunu göstersinler. Önce, Mersinliyi yaşatalım ki, Mersin büyüsün.

Tanıtım organizasyonlarında belirli bir temanın işlenmesi daha akılcı bir tutum olacaktır. “Marka Kent” olma hedefinde olan bir kent, başka şehirlerde tanıtılarak “Marka Kent” olamaz. Elbette, böyle etkinlikler yapılmalıdır. Öncelikle büyük düşünmek gerekir. Organizasyon sahasında kurulacak platformlar çok dikkatli seçilmelidir. Örneğin, Mersin Tanıtım Günleri’nde  “Antik Roma ve BizansDönemi”  eserlerin birebir kopyası ile başlanabilir. Adam Kayalar, Soli Sütunları gibi birçok taş yapılar ya da röliker, lahit ve heykeller 3D modellemesi ve ışık becerisiyle sunulabilir.

     Kışı ılıman bir şehir olan Mersin, doğa avantajlarından mutlaka yararlanmalıdır. Anadolu’da kışın soğuktan titreyen insanları, Mersin’in güneşli ve ışıl ışıl doğasına çekmek için, çağdaş bir anlayışla düzenlenecek “Doğa ve Botanik Parkı” başka şehirlerden ziyaretçi akınına uğrayacaktır. Topraklarımızın kıymetini bilmeliyiz. Mersin’deki yazlıklarına gelen yazlıkçıların sezon sonu dönerken otomobillerinin bagajlarını, çiçekler için Mersin toprağı ile doldurduğuna çok şahit olmuşumdur.

     Mersin altı ay deniz mevsimi olan bir şehir. Ancak, zevkle denize girilebilecek bir sahili yok. Akdeniz kucağını açmış coşkuyla insanları bağrına basmak istiyor. Gelin görün ki, kimse görmüyor, kimse duymuyor. Modern Kent mi olmak istiyorsunuz? Kavuşturun insanları Akdeniz’le. Bu hasret bitsin!

Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz’ın söylediği gibi Mersin sahipsiz bırakılmış. Küçük küçük adımlarla da olsa bir noktadan başlayarak, büyük adımlarla ileriye doğru gitmek zorundayız. Bunun için, Mersin’in toplumsal yapısı uygundur. Yeter ki, birlik ve beraberlik içinde, kuvvetli bir vizyonla topyekün hareket edebilelim.