Çağdaş toplum olmanın ön koşulu okuma–yazma oranının yüksek olmasıdır. Çağdaş toplum seviyesine gelebilmek için okuyan, okuduğunu anlayan, bilgi üreten, ürettiği bilgiyi yaşama geçiren insan gücünü yetiştirmek gerekir. Yetişmiş insan gücünü sağlayabilmek ise eğitim programlarının birbirini takip edici ve tamamlayıcı bir zincir gibi hazırlanıp uygulanmasına bağlıdır. Bu halkaların birincisi “İlköğretim Programları”dır. İlköğretim programları ilk okuma ve yazma temelinde gelişmektedir.
İlk okuma-yazma öğretiminin amacı; sadece okuma ve yazma gibi becerilerin kazandırılması değil, aynı zamanda düşünme, anlama, sıralama, sorgulama, sınıflama, ilişki kurma, analiz-sentez yapma ve değerlendirme gibi zihinsel becerilerin geliştirilmesini de içermektedir. Bu süreçte Türkçeyi doğru, etkili ve güzel kullanma, iletişim kurma, problem çözme, karar verme, öğrenmeyi yaşam boyu sürdürme gibi becerilerin de geliştirilmesi beklenmektedir. Buradan hareketle, ilköğretim birinci sınıftan itibaren etkili bir okuma-yazma öğretimini gerçekleştirmek; düşünen, anlayan, sorgulayan, öğrenmeyi öğrenen, bilgiyi kullanabilen ve sorun çözebilen bireyler yetişmek amaçlanmaktadır.
İlk okuma ve yazma öğretimi amacıyla kullanılan öğretim yöntemi, çocuğun tüm yaşamı boyunca etkisini göstermektedir. Birinci sınıfta ilk okuma ve yazma ile güdülen asıl amaç, okumayı, okuduğunu anlamayı çocuğa öğretmektir. Okuduğunu anlayan çocuk, bilmediklerini öğrenecek, gitmediği yerleri, görmediği şeyleri görmüş gibi olacaktır.
Çocuk, okuma ile en büyük bilgi edinme yolunu, yazma ile de en kalıcı anlatım yolunu kazanacaktır. Bunların önemini iyi anlayan çocuk okuma ve yazmaya daha çok heves eder. Çocuğun duyduğu bu heves ve güç öğretmenin en büyük yardımcısı olur.
Birinci sınıf öğretmeni, bu önemli işe başlamadan önce, hem çocuklar hem de öğretim yöntemleri üzerinde gerekli bilgileri edinmiş ve bütün hazırlıklarını yapmış olmalıdır. İlköğretimde en fazla sınıf tekrarı, birinci sınıfta görülmektedir. Bu sınıftaki başarının, okuma ve yazma düzeneğini kavrama becerisi ile ölçüldüğü düşünülürse, bu dersin önemi daha da açık olarak görülecektir. Birinci sınıfta sınıf tekrarına karar verilen öğrenciler, arkadaşları tarafından da “tembel “olarak nitelendirilmektedir. Bu başarısızlığı yaşayan öğrencilerin bedensel, zihinsel, duygusal ve sosyal yönlerden yeterince tanınmaları ve durumlarına uygun yardımların yapılması gerekir. Günümüzde üniversiteyi bitirmiş olanlarda bile hızlı okuyamama, okuduğunu gereği gibi anlayamama gibi kusurlar görülebilmektedir. Bu olumsuzlukların temeli birinci sınıfta atılmaktadır. Bu nedenlerden dolayı ilkokulda birinci sınıf önemli bir yer tutmaktadır.
Sağlıcakla kalın…