İnsanlara yaratıcılık gücü vererek, onları mutluluğa ulaştıran sanat, birey olarak da insanların üstünlüğü ya da geri kalmışlığını göstermeye de yarıyor. Sanat, yalnız bir heyecan ve estetikten ibaret olmayıp, çok geniş kapsamlı bir kaynaktır. İnsanlık tarihinin her döneminde var olan sanatı anlamak çaba gerektirir. Hayal gücü olmadan sanat olmaz.

Asırlar boyunca, şiir, müzik, resim, fotoğraf, heykel, mimari, roman, tasarım ve tiyatro gibi sahalarda gelişen ve paha biçilmez eserler veren unutulmaz sanatçıların ortak noktalarının, insanlarda duygusal ve estetik heyecan yaratmak olduğu görülmektedir.Büyük Rus ressamı Briullov, bir defasında öğrencilerinden birinin eserinde küçük bir düzeltme yaptıktan sonra, bu düzeltme yüzünden tamamen değişen tabloya hayretle bakan öğrenci; “Siz bir tek noktaya dokundunuz, fakat eser ne kadar değişti” demiş. Briullov’da şu yanıtı vermiş; “Sanat, o küçük noktanın başladığı yerde başlar” demiş. İşte sanat böyle bir şey.

     Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün söylediği gibi; Sanatsız kalan bir toplumun hayat damarlarından biri kopmuş demektir.” Sanatın gelişmediği toplumlar geri kalmaya mahkumdur. Bu öğretiyi en iyi anlayan ve Mersin’de sanatın gelişmesi için yoğun çaba harcayan kuruluşlardan birisi, İÇEL SANAT KULÜBÜ.       

Kurulduğu 1989 yılından beri her zaman sanatın ve sanatçının yanında olan İçel Sanat Kulübü, gerçekten “bir Mersin klasiği”. Mütevazı denilecek bir mekanda, erdemli ve dinamik başkanları Eyüp Dinç’in önderliğinde, bıkmadan ve umutla Mersinlilere sanat aşkını aşılamaya çalışıyorlar.Daha geniş salonlara, galerilere, atölyelere ve sosyal alanlara gereksinimleri var. Ancak, bu işler kolay olmuyor. Önemli olan, hayallerden ve özlemlerden vazgeçmemek.

     Bir kentteki kültür ve sanatın gelişimine verilen desteğin, kentlilik bilincinin yaratılmasına da büyük katkısı var. Devlet yöneticileri ve yerel yönetimlerin pozitif bakış açıları çok önemli. Ortak anıların ve ortak mekanların sürdürebilirliği gerekiyor. Neden, İngilizlerin Didim’i, İtalyanların Antalya sahillerini ve Almanların Alanya’yı tercih etmelerini merak edenler için söyleyeyim: İşin altında  tarihten gelen bir merak ve tanıma yatıyor. Birinci Dünya Savaşı’na katılan İngilizlerin Didim sahillerinden, İtalyanların ise Antalya sahillerinden Türkiye’ye çıkmaları ve Almanların Alanya Limanı’nı kullanmaları, orada görev alan askerlerin, dönüşlerinde çocuklarına ve torunlarına anlattıkları maceraların etkisi var. Aynen, Yeni Zelandalıların Çanakkale’ye gösterdikleri ilgi gibi.

     İçel Sanat Kulübü, Mersin’in en eski mahalle birimi olan Camişerif Mahallesinde faaliyetlerini sürdürüyor. Camişerif Mahallesi, Cumhuriyet Dönemi ile birlikte Mersin’in eğitim, kültür ve ticaret merkezi olmuştur. Ben de bir Camişerif Mahalleli olarak, bu mahallede yaşamamın, kişiliğimde ve  düşüncelerimde pozitif bir katkı sunduğunu her zaman söylerim. Kaç kişi kaldık, şimdiki Borsa Sarayı’nın yerinde olan Mithatpaşa ve Kurtuluş Okullarıyla, Buğday Pazarı’nı, Yoğurt Pazarı’nı, Ak Kahve’yi, Avcılar Kulübü’nü, Bulvar Garajı’nı ve Parkını hatırlayan? Çok şükür ki, İleri İlk Okulu hala ayakta duruyor. Böylesine önemli bir merkezde bulunan İçel Sanat Kulübü, etkinlikleriyle, konferans, panel ve yayınlarıyla, Mersin’in kültür ve sanattaki önemini her fırsatta vurguluyor.

    İçel Sanat Kulübü’nün bugün içinde bulunduğu bina da tarihi bir mekan. Özellikle, Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin destekleri devreye girmeli, Sanat Kulübü’nü çevreleyen sokaklar ışıl ışıl ve rengarenk olmalıdır. Sanatın kendi dışında hiçbir amacı yoktur. Onun tek amacı kendisidir.

     Sanatın sadece bireysel olarak değil, toplumsal olarak da kendini ifade etme aracı olduğu unutulmamalıdır.Nasıl ki din, yaşama dair bir gerçeklik ise, sanatta bu gerçekliğin insan duyularına bağlı bir yansımasıdır.