Toplum kurallarına uygun olarak yaşayabilmek; insanlarla iyi ilişkiler kurarak, sağlıklı ve dürüst davranmak yanında, bedensel ve ruhsal gelişimle de yakından ilgilidir. Bedensel ve ruhsal gelişimi sağlayacak en önemli etkenlerden birisi de spordur.

     Spor, birlikte olma, birlikte iş yapma ve bireyin toplumda kendisini belirlemesine olanak veren, kültürün ayrılmaz bir parçasıdır. Spor, evrensel değerlendirildiğinde, herkese eşit bir yaklaşım ortaya koyduğu için, toplumların iletişimini arttırarak barışa katkı sağlar.

     İnsanoğlu, bazenvicdanının sesini duymuyor ve kaptırıyor kendini anlamsız bir hırsa. Her şeyden önce insanlığın geldiğini zaman zaman unutuyor. Siyasette, sosyal yaşamda ve spor sahalarından üzücü olaylar ortaya çıkabiliyor. Sporcularımız, yöneticilerimiz ve örnek alınan insanlar “fairplay” davranışlarını çoğalttıkça, olumsuzluklarda yavaş yavaş ortadan kalkacaktır.

Türkiye’de, spor değince akla gelen ilk spor futbol. Her yerde, her zaman oynanabildiği için çocukların ilgisini çekiyor. Yeter ki, bir çift spor ayakkabınız ve bir topunuz olsun. Bazı spor dalları ise, ciddi bir altyapı ve hazırlık gerektiriyor. Bunlardan birisi de tenis. Tenis, son yıllarda spor branşları içinde yükselen bir değer. 

     Tenis, yeni öğrenmekte olanlar için zorlayıcı bir spor olarak görülebilir. Ancak, düzenli olarak pratik yapıp kararlı davrandığınızda, iyi bir tenisçi olmanız için önünüzde hiçbir engel yoktur.Tenis konusunda Türkiye’nin en şanslı illerinden birisi Mersin. Çünkü,“Mersin Tenis Kulübü” kurulduğu 1989 yılından itibaren, tenisin gelişmesi ve tanınması için önemli projelere imza atmıştır. Kendini bu işe adamış özverili başkanları Birol Gelbul ve Yönetim Kurulu ile birlikte çağdaş bir vizyonla ilerlemektedirler.

Mersin Tenis Yelken ve Yüzme Kulübü, Mersin’de tenisin sevilmesine öncülük etmiş, çok sayıda lisanslı sporcu yetiştirerek, bugüne kadar milli takıma onlarca sporcu kazandırmıştır. Düzenlenen ulusal ve uluslararası turnuvalarla, Mersin adını uluslararası alanda bilinir hale getirmiştir. Tenis kortları ve sosyal tesisleriyle Türkiye’ye örnek bir spor kulübü konumundadır.

     Tenis denilince bir çocukluk anımı yazmadan geçemeyeceğim. Çocuk denilen yaşlarda mahallede elimize küçük ve sarı bir top geçti. Ne olduğunu bilmiyorduk. Bizlerden büyük birisine sorduğumuzda, “deniz topu” o oğlum dedi. Bunun üzerine bizde, Akdeniz Plajı’nın sahilinde o topu birbirimize atıp tutmaya başladık. Daha sonra, ATAŞ lojmanlarında bir aile dostumuzu ziyarete gittiğimizde, tenis kortu ile karşılaşınca, küçük sarı topun ne işe yaradığını öğrenmiş olduk. Bu anı aklımıza geldikçe güleriz. ATAŞ Rafinerisi’nin Mersin’in kültüründe önemli bir yeri vardır. Daha Türkiye’nin hiçbir yerinde çim saha yokken, ATAŞ’ın çim sahasında futbol oynadığımızı hiç unutmam.

    Tüm spor dallarını bir centilmenler mücadelesi olarak görmek ve davranışlarımızı buna göre belirlemek çok önemli. Kısacası “fairplay” örneklerini arttırmalıyız.Madem ki, tenisten bahsettik “fairplay” örneğini de tenisten verelim:

     “Fair Play” örneklerinden  önemli bir örnek de Macar tenisçi Istvan GULSAY' dır. 1967 yılında Hamburg' daki UA Almanya Şampiyonasında GULSAY ve Çekoslovak KUKAL 15. sette hala netice alamamışlardı. O sırada KUKAL ani bir krampla korta düştü. GULSAY derhal ona yardıma koştu. KUKAL devam edemeyecekti. Kurallara göre Macar tenisçiye lehte puan verilmesine karşılık, GULSAY hakemlerden bir doktor çağrılmasını talep etti. Tıbbi müdahaleden sonra maça devam edebilen KUKAL neticede karşılaşmayı kazandı. GULSAY böyle bir durumda galibiyeti reddetmişti. Zira rakibi ile eşit şartlarda değildi. Şartlar eşit duruma geldiğinde de galibiyeti KUKAL hak etmişti.