Geçenlerde Mersin CHP Milletvekili Prof. Dr. Aytuğ Atıcı’nın Akkuyu Nükleer Santrali ile ilgili olarak Mersin CHP İl Binasında düzenlediği basın toplantısına bir parti üyesi olarak değil de gazeteci yazar kimliğimle katıldım. İyi ki katılmışım. Çok doyurucu, uyarı ve eleştirilerle dolu bir basın toplantısıydı.
Söylenenleri satırbaşlarıyla şu şekilde açıklayabiliriz:
Cumhurbaşkanı “daha ucuz” enerji elde edileceğini ifade ederek halkı yanıltmakta ve doğruyu söylememektedir. Şu anda elektriğin piyasa fiyatı 5 dolar sent civarındadır. Rusya ile yapılan anlaşmaya göre, Akkuyu Nükleer Santrali’nde üretilecek elektriğin yarısının Türkiye tarafından 15 yıl boyunca kilovatsaati 12,35 dolar sentten satın alınması zorunludur. Yani Ruslar ürettikleri elektriği şimdiki dolar kuruna göre piyasa fiyatının 2,5 katına bize satacaktır.
Ruslar, alım garantisi dışında kalan %50’lik miktarı kendisi veya enerji perakende tedarikçileri vasıtasıyla serbest elektrik piyasasında satabilecektir. Ruslar 22 milyar dolara mal ettikleri nükleer santralden, üretilen elektriğin yarısını 15 yıllık alım garantisi ile bize sattıklarında yaklaşık 35 milyar dolar kazanç sağlayacaktır. Diğer yarısını da aynı fiyattan sattığını varsayarsak, sadece 15 yılda yaklaşık 70 milyar dolar kazanacaktır.
Anlaşmanın yapıldığı 2010 yılında dolar kuru 1.41 TL iken bugün 4 TL’yi aşmış durumda. Dolayısıyla nükleer santralin ucuz enerji getirdiği doğru değildir. Cumhurbaşkanı nükleer enerji için “daha temiz ve gerçek anlamda çevreci” diyerek halkı yanıltmakta ve doğruları söylememektedir.
Nükleer santrallerde herhangi bir kaza olmasa da santral çevresinde yaşayan çocuklarda kan kanseri riskinin 2.2 kat arttığı Almanya’da yapılan araştırmalarda gösterilmiş ve dünyanın en prestiji dergilerinde birinde yayınlanmıştır. Nükleer santralde kaza olması durumunda ise durum çok vahimdir. Çernobil`de sızıntı sırasında resmi rakamlara göre 4 bin, Fukuşima` da ise 1700 kişi kısa sürede ölmüştür. Greenpeace raporlarına göre ise kaza sonrasında sızıntıdan etkilenen 200 bin insan ölmüştür. Bu enerjinin neresi temiz ve çevrecidir.
Ayrıca nükleer reaktörleri soğutmak için Akdeniz’den alınan su nedeniyle deniz suyu sıcaklığı 2-6 derece artacak ve denizde hiçbir canlı kalmayacaktır.
Akkuyu Nükleer Santrali’nin 25 km. yakınından geçen Ecemiş Fay Hattı, şu anda aktif ve yüksek enerji birikimli bir hat olarak tehlikeli grupta. 1970’li yıllarda nükleer santral lisansı verilirken bu bölgedeki Ecemiş fay hattı henüz keşfedilmemişti.
Rus şirketi Rosatom Akkuyu Nükleer Santrali’nde daha önce hiç denenmemiş VVER-1200 model reaktörleri kullanacaktır. Türkiye, Rusya’nın deney tahtası konumuna düşmüştür. Modelin ilk örneklerinde çıkacak kaçınılmaz problemler-kazalar, Türkiye’ye pahalıya patlayacaktır. VVER-1200 reaktörlere, dünyada sadece Rus TVEL Şirketi yakıt sağlayabilmektedir. Böylece Rusya’ya tam bir bağımlılık oluşacaktır.
Türkiye'nin nükleer santrallere ihtiyacı yoktur. Türkiye enerji ihtiyacını yenilenebilir doğal kaynaklardan elde edebilir. Dünyada gelişmiş ülkeler artık nükleer enerji üretimine son vererek yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmektedir. Dünyada nükleer santrallerin toplam elektrik enerjisi üretiminde payı bugün %11 civarındadır. 1996’da bu oran %17,6’ydı.