I-YEREL YÖNETİMLERİN ÖNEMİ:
Teknolojik gelişmeler sonucunda elde edilen bilgi birikimi ve kentleşme sürecinin kavranmasındaki derinleşme, yerel yönetim konusunda yeni anlayışlara ve arayışlara yol açmaktadır. Kentsel nüfusumuz her yıl büyük bir hızla artmakta, artan nüfus ile birlikte, içme suyu ve kanalizasyon, insan ve çevre sağlığını koruma, toplu taşımacılık, konut ve kentsel gelişim-dönüşüm gibi temel hizmetlere olan talepte de belirgin bir artış görülmektedir. Nüfus artışının yanı sıra, yaşam standartlarındaki artışla birlikte kentsel hizmetlere olan talepte çeşitlenme ve farklılaşma ortaya çıkmaktadır. İnsanlar, yaşamlarının her saniyesinde belediye hizmetleriyle karşı karşıyadırlar. Gece yatağımızda yatarken bile, yangın, deprem, su baskını afetlerine karşı yerel yönetimlerin hazır olarak beklediğinin güvencesi içinde olduğumuzu düşünerek yatarız. Zaten, yerel yönetimlerin varlık nedeni, kent halkıdır. Kent halkının ortak gereksinimlerinin karşılanmasına, ekonomik ve kültürel zenginliğine ve refahına ilişkin geniş kapsamlı sorumluluk alanında yerel yönetimler, iç içe geçmiş ikili bir yapıda faaliyet gösterirler: İlk olarak, işleyişlerinde insan haklarını, çoğulcu ve katılımcı demokrasi ilkelerini yaşama geçiren özerk ve demokratik yönetim birimleri olmanın gereklerini yerine getirmeye çalışırlar. İkinci olarak da, hizmete dönük olmanın zorunlu kıldığı, yerel hizmetlerin sağlanmasında insan gücünün ve mali kaynakların daha etkin ve verimli bir biçimde kullanılmasına çalışırlar. Toplumlar, gün geçtikçe karşılarına daha da karmaşıklaşarak çıkan, uluslararası yarışta bir yer alabilmek, yeni enerji kaynakları ve istihdam alanları yaratmak, açları doyurmak, halkın satın alma gücünü yükseltmek, eğitim, sağlık, kültür, sanat ve spordaki sorunlarla başa çıkmak için güçlü donanımlara gereksinim duymaktadırlar. Toplumların tüm bu zorluklara karşı yaptıkları en önemli ve yaratıcı icatlardan biri de organizasyonlardır. Organizasyonların daha iyi çalıştıkları toplumlar, sözü geçen zorluklara o denli iyi tepkiler verirler. İşte tam bu noktada, dünyadaki yönetim sisteminin ve yerel demokrasinin gelişmesinde önemli bir yeri olan Belediye örgütlenmeleri şeklinde oluşan organizasyonlardaki yenileşme ve yönetim kültürünün varlığı, kent halkını doğrudan ilgilendirmektedir.
2 II-TEMEL İLKELER:
*Bütün önceliği hizmete vermek, halkın istek ve beklentilerini anlayıp, eldeki olanakları en etkin biçimde kullanarak onları tatmin etmek, iş düzenini ve çalışma sistemini bu amacın gereklerine göre kurmuş olmak, “halk efendimizdir” diyebilen bir ilkeye göre çalışmak. *Yalnızca kendine dönük, durmadan kendini besleyen, kamu kaynaklarını çarçur eden, eşi dostu kollayıp geniş kitlelere kötü hizmet veren yönetim anlayışında olmamak. *Tüm yerel yöneticiler, belediye hizmetlerinin kentin her yerinde, aynı standartta ve kesintisiz olarak sağlanmasını ve kent halkının tamamının bu hizmetlerden yararlanma hakkına sahip olduğunu kabul ederek göreve başlamalıdırlar. *Yerel yönetimlerde dinamik, etkili ve yeni bir yönetim anlayışının ortaya konulması ve bu alanda daha yaratıcı, esnek ve insana yönelik hizmet ve tekniklerin geliştirilmesi sağlanmalıdır. *Yerel yönetimler, çalışan insanların, yetenek, kararlılık ve heyecanlarının köreltildiği yerler olmamalıdır. Kim ne derse desin, hizmet sunumu sonunda insan kaynağına dayanmaktadır. *Yerel yönetimlerde karar alma süreçlerinde şeffaflığın sağlanması, sorumluluk ve hesap verme ve sorma mekanizmalarının mali, ekonomik ve siyasal boyutları içerecek bütünsel bir anlayışla güçlendirilmelidir. Yazılı ve sözlü, ulusal ve yerel basınla ilişkiler kuvvetlendirilmelidir. *Yerel yöneticiler için sağlıklı bir çevre politikası oluşturma ve uygulamasının temel koşulu bu konuda gösterecekleri kararlılık olmalıdır. *Eğitim, sağlık, kültür ve sanat çalışmaları için belediye bütçelerinden ayrılan ödenekler hızla artırılmalı, belediye yönetimleri yurt dışındaki yerel yönetim hizmetlerini sürekli izlemeli ve kent için yararlı olabilecek yeni projeler üretmelidir. *Belediye başkanlarının yönetim anlayışı ve yatırım tercihleri evrensel sosyal demokrasi ilkeleri ile uyumlu olmalıdır. *Büyük projelerin kentte büyük rantlar yaratması söz konusudur. Bu rantların nasıl dağılacağı, projenin finansmanını kolaylaştırmak için nasıl kullanılacağı gibi konularda alınan kararlar, gerek kent halkında ve gerekse yerel siyasal çevrelerde kuşku ile bakılan ve tartışılan konular olmamalıdır. Büyük projeler, çoğu kez belediye başkanları açısından birer “prestij projesi” niteliği taşımakta ve başkanlar, isimlerinin kalıcılığını büyük ölçüde bu tür projelerin gerçekleştirilmesinde bulmaktadırlar.
3 III-ÖNCELİKLİ OLARAK YAPILMASI GEREKENLER:
1)İLÇE ÖRGÜTLERİYLE PARTİ ÜYELERİ ve HALKLA OLAN İLETİŞİMİN KUVVETLENDİRİLMESİ: Seçimlerde ulaşamadığın, görüşemediğin seçmen senden değildir. Küçük olsun benim olsun anlayışı içinde yıllardır parti yönetimlerinde görev alan ve çıkar için siyaset yapanlardan partiyi temizlemek gerekiyor. İlçe yönetimleri öncelikli olarak tüm üyelerine mektup, e-posta ve SMS yoluyla ulaşabilecek iletişim bilgilerini noksansız olarak tamamlamalıdır. Mahallelerdeki üye listeleri iletişim bilgileri ile birlikte her mahalle üyesine bir kitapçık halinde dağıtılmalı ve “İşte bunlar senin yoldaşların, işte bunlar senin ailen” söylemiyle, parti üyeleri arasındaki aidiyet duygusu pekiştirilmelidir. Hafta sonlarına denk getirmek suretiyle, her hafta bir mahallede gündemi ve konuşmacıları önceden belirlenmiş toplantılar düzenlenmeli, bu toplantılarda sadece siyaset konuşulmamalı, bu birliktelikten yararlanarak parti üyelerinin diğer sorunlarına da sahip çıkılmalı, üyeler arasında dayanışma ve sevgi duyguları geliştirilmelidir. Mahalle sorumluları aktif olarak görev yapmalı, partiye üyelik konusunda gençler ve kadınlar teşvik edilmelidir. Belki de, böyle bir mahalle toplantısına, kısa süreli de olsa Genel Başkan’ın sürpriz bir şekilde katılması sağlanmalıdır. Tüm mahalle toplantıları sonunda, ilçedeki tüm üyelerle, demokrasi şölenine dönüştürülecek genel bir etkinlik düzenlenmelidir.
2) KADINLAR ve GENÇLER HALKLA İLİŞKİLERDE DAİMA ÖN PLANDA OLMALIDIR: Kadınlar ve gençler için sadece kota uygulaması yeterli değildir. Bu kadroları seçimlerden önce ve seçimlerde etkili bir şekilde kullanma zorunluluğu vardır. Onları yetkilendirmeli ve onlara güvenerek çalışmalarına destek verilmelidir.
3) CHP’li BÜYÜKŞEHİR, İL ve İLÇE BELEDİYE BAŞKANLARI BELİRLİ DÖNEMLERDE GENEL MERKEZE BRİFİNG VERMELİDİR: Seçilen belediye başkanlarını görev süresi içinde kendi haline bırakmak, zaman zaman telafisi olanaksız sonuçlar doğurmaktadır. Belediye başkanlarından, belirli dönemlerde brifing alınmalı, neyi, nasıl yaptığı ve gelecekte neler yapacağı soruları sorulmalıdır. Hedefler, projeler ve kadrolar sorgulanabilmelidir. Yerel seçimlere 16 ay kaldığını düşünecek olursak, başta büyükşehirler olmak üzere diğer iller ve büyük ilçelerde kamuoyu yoklamaları yapılmalı ve mevcut belediye başkanlarının performansı ve oy potansiyeli ölçülmelidir. Çünkü, bugün çıkacak sonuçlarla seçimlerde çıkacak sonuçlar arasında önemli bir farklılık olmayacaktır. Başarısı düşük ve yeniden seçim kazanma şansı zayıf olan başkanlarla yolların ayrıldığı, bugünden kendisine hissettirilmelidir.
4) İL BAŞKANLIKLARI TEMSİL ve KOORDİNASYON GÖREVİNİ ÜSTLENMELİ, STRATEJİ ve PROGRAMLARIYLA İLÇE YÖNETİMLERİNİ YÖNLENDİRMELİDİR: İl Başkanlıkları ilçe yönetimlerine verilen görevlerin zamanında ve istenilen bir şekilde yapılıp yapılmadığı denetlemeli ve objektif bir şekilde raporlamalıdır. İlin sorunları hakkında donanımlı olmalı, seçmende güven uyandırılmalıdır. İl Başkanları, CHP’nin kurumsal kimliğinin ağırlığını tüm platformlarda ortaya koymalıdır.
5) BELEDİYE BAŞKANLARI HALKLA İLİŞKİLERDE SICAK TEMAS SAĞLAMALI, İMAJ, TANITIM ve YAPILAN HİZMETLERİN SUNUMU KONULARINDA PROFESYONEL DESTEK ALMALIDIR: Belediye başkanları, kapım herkese açık diyerek, bir şekil şartını yerine getirmekten çok, gerçekten gönlünün ve yüreğinin kapısını vatandaşa açabilmeli, onların sorunlarını dert edinerek çözüm üretebilmelidir. İnsanlarla göz göze gelebilmek, elini sıkmak ve onun değerli olduğunu hissettirebilmek çok önemlidir. Bürokratik işlemleri ve toplantıları bahane ederek halkın içine karışmaya ve halka dönük çalışmaya zaman bulamadığını söyleyebilen bir belediye başkanı ile yollar derhal ayrılmalıdır. Lüks lokantalarda zaman geçirmekten çok, halkın sofrasına misafir olmayı becerebilmek gerekir.
IV- MERSİN “ÖZEL” DEĞERLENDİRMESİ:
Dört merkez ilçe ve dokuz diğer ilçeler olmak üzere toplam on üç ilçeden oluşan Mersin İlinde genel seçimlerle yerel seçimleri birbirine karıştırmamak gerekiyor. Mersin İlinin tamamının Büyükşehir için oy kullanacak olması, çalışmaların bütünlük içinde yapılmasını zorunlu kılmaktadır. CHP’nin iki önemli avantajı vardır. Bunlardan birincisi, CHP’nin yerel seçimlere daha yatkın bir parti konumunda olmasıdır. İkincisi ise, CHP’nin Tarsus ve Silifke gibi büyük ilçelerde hala gerçek potansiyeline ulaşamamış ve yerel seçimlerde, genel seçimlerinden daha fazla oy alabilme gücünün olduğudur. İyi Parti’nin kurulması Mersin Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimindeki rekabeti daha da artıracaktır. Sağ oylardaki derin bölünme CHP’nin hanesine avantaj olarak yazılacaktır. CHP, gerek Büyükşehir ve gerekse Yenişehir, Akdeniz ve Mezitli ilçelerinin favori partisidir. Toroslar İlçesinde de plase konumdadır. (Diğer dokuz ilçenin değerlendirilmesi daha sonra yapılacaktır) CHP’li seçmenin büyük çoğunluğu parti için oy kullanmaktadır. Ancak, parti oyları Belediye Başkanlığı seçimleri için bazen yetmeyebilir. Bu bakımdan, başkan adaylarının konumunun önemi de her geçen seçimde daha da artmaktadır. Belediye seçimleri için CHP’nin genel görüşü bellidir. Halkın istediği adaylarla seçime gidilecektir. Burada, şu sorunun yanıtı çok önemlidir: “Halkın istediği adaylar nasıl belirlenecektir?” CHP Genel Merkezi Belediye Başkan Adaylarının nasıl belirleneceğini açıklamıştır. 5 CHP'DE BELEDİYE BAŞKAN ADAYLARI ÜÇ AŞAMADA BELİRLENECEK:
1-ANKET YAPILACAK: CHP’nin yönettiği belediye olsun olmasın her yerde anket yapılacak. Vatandaşa, kimi istediğini sorulacak. Bunun için profesyonel destek alınacak.
2-ÖRGÜTE SORULACAK: Ardından vatandaşın tercih ettiği isimleri temayül yoklaması ile örgüte sorulacak. Adayların teşkilatta karşılığının olup olmadığına bakılacak.
3-SÖZLÜ YAPILACAK: CHP Genel Merkezi’nde, Genel Başkan’ın takdir edeceği kişilerden bir komisyon kurulacak. Komisyon, örgüt tarafından yeşil ışık yakılan aday adaylarından, vizyon sahibi, bilgi ve birikimiyle belediyeyi yönetebilecek isimleri belirleyecek. Ardından yetkili kurullar toplanarak adayları belirleyecek. Bilgisi, birikimi olan vizyon sahibi kişileri belediye başkanı adayı olarak gösterilecek. (NOT: CHP Genel Merkezi 2013’te de buna benzer bir açıklama yapmıştı. Sonunda kendi bildiğini okudu. Tükenmiş birisini Mersin Büyükşehir Adayı gösterdi ve kaybetti. Yani, bu açıklamanın anlamı kısaca şu: “Ben kimi istersem aday gösteririm.” Halbuki esas olan hakim gözetiminde tüm üyelerle ön seçim yapılmasıdır. V-SONUÇ: Madem ki, yerel seçimler genel iktidara sıçrama tahtasıdır deniyor, o zaman, yerel seçimlerde başarı peşinde koşmak isteyen CHP, yukarıda temel ilkelerini ortaya koyduğumuz bir anlayışla yerel seçimlere hazırlanmalıdır. Sadece Genel Başkan’ın üstün performansının arkasına sığınarak seçim kampanyası dönemini geçirtirmeye çalışmak niyetinde olan örgütler, şimdiden yerlerini çalışacak örgütlere bırakmalıdırlar. İnsana, halka hizmetin, bireysel ve kurumsal çıkarlara hizmetten çok daha üstün bir değer olduğunu bilerek, kent halkına saygı, nezaket, ilgi, sevecenlik ve coşku ile hizmet edebilecek adaylara yer verilmelidir. Bu adaylar, kendilerini sürekli geliştirmeyi, geleceğe hazırlamayı, yeniliklerden ve ortaya çıkması muhtemel sorunlar konusunda bilgilenme sorumluluğunu kişisel bir görev olarak görmelidirler. Belediye başkan adayları, yerel görev ve hizmetleri yerine getirirken, toplum vicdanında en küçük bir kuşku yaratabilecek usulsüzlüklere asla yönelmemeyi; hizmetlerin görülmesi, gördürülmesi ve dağıtımında, hizmetin gerekleri dışında, hiçbir düşünce ve etki altında kalmamayı ve ancak bu yollarla halkın saygı ve güven desteğini sağlayabileceklerini kabullenmelidirler. Küçük bir not: İstanbul ve Ankara Büyükşehirlerini kaybedeceğini anlayan AKP, bir yolunu bulup seçimleri erteleyebilir.