Olağanüstü genel kurullar rekortmeni Mersin İdman Yurdu yeni bir olağanüstü genel kurulda yeni başkanını ve yönetim kurulunu seçti. Şu aşamada Mersin İdman Yurdu yönetiminde yer almak adeta ateşten gömlek giymeye benzer. Ayaküstü düzenlenen bir liste ile seçime gitmenin anlamı şu: “Yeni bir olağanüstü genel kurul yolda.” Yeni yönetim kurulunun yapacağı pek bir şey yok. Kulüp 120 milyon borç batağı içinde can çekişiyor. Bu acı tablonun en büyük sorumlusu da dokuz yıl aralıksız olarak başkanlık yapan Ali Kahramanlı. 2011 yılında MİY Süper Lig'deyken aynen şunları yazmıştım: "Tek başına sportif başarı yeterli değildir. Tesisleşme ve kurumsallaşma ile alt yapı organizasyonu ve bütçe performansı büyük önem taşımaktadır. Gelecek ayların gelirlerini temlik ederek borçlanmak doğru bir politika değildir." -Dinlemediler, uygulamadılar ve sonu felaket oldu... “Çıkmayan candan umut kesilmez “diye güzel bir ata sözümüz vardır. Zor da olsa Mersin İdman Yurdu için bir çıkış yolu önerim olacak. Genel kurulda da ifade ettiğim gibi, hamaset ve temenniyi bir tarafa bırakıp, kafamızı da gömdüğümüz kumdan çıkararak objektif davranmak zorundayız. MİY için 2. Lig serüveni bitmiştir. 38 puan silme cezasının da gelmekte olduğunu düşünecek olursak tüm planımızı şimdilik 3. Lig’de kalabilme üzerine kurmalıyız. Bunun içinde transfer tahtasında yazılı yaklaşık 30 milyon TL borçtan kurtulmak gerekiyor. Bu borçları sildirmeden transfer yapma hakkımız yok. 7-8 milyon bir nakit parayla alacaklı sporcularla pazarlık yaparak borçtan kurtulma şansımız olabilir. Yönetim kurulunun bu parayı temin etme şansı gözükmüyor. Ancak, iktidarın desteğiyle, belediyelerin ve büyük iş camiasının devreye girmesiyle böyle bir plan gerçekleşebilir. 92 yıllık ulu çınarın gözlerimizin önünde kurumaya terk edilmesi yüreğimizi yakıyor. Bu kötü gidişe dur denilemezse Mersin İdman Yurdu’nu “Bölgesel Amatör Lig”de göreceğimiz günler yakındır. Yeni yönetim kurulunun yapacağı en önemli iş kulübün yapısıyla ilgili objektif durum tespiti yapmak olmalıdır. Her genel kurulda olduğu gibi bu genel kurulda da borçlar olduğundan az gösterildi. Hani derler ya bu işin ne başı ne sonu belli. MİY da böyle bir şey. Bu olumsuz yapı halkta güvensizlik yaratıyor. Güvenin olmadığı yerde de başarı olmaz. MİY’nun bugün içinde bulunduğu çöküşün suçlusu kim diye; “Suçlu ayağa kalk” desek Ali Kahramanlı’dan başka kimseyi bulamayız. Ali Kahramanlı’yı tek suçlu olarak görmek de yanlış. Onu denetlemeyen, yanlışlarına dur demeyen, temin edilen kaynakların hesabını sormayan Bakanlardan Mülki İdare Amirlerine, Belediye Başkanından yöneticisine kadar çok sayıda kişi var. Bir diğer suçlu da Türkiye Futbol Federasyonu. Spor Yasasını bir türlü çıkarmayarak, özellikle Süper Lig’deki Anadolu Kulüplerinin hayali tahmini bütçelerine itibar ederek kaynak aktarması sonun başlangıcını hazırlamıştır. Mersinliyim, kendimi bildiğim günden beri de Mersin İdman Yurtluyum. İki dönem de kulübün basın sözlüğü görevinde bulundum. Yıllardır söylediklerimizin, yazdıklarımızın ve anlattıklarımızın hiç bir işe yaramadığını görmenin üzüntüsü içindeyim. İlgililerin bir kulaklarından girip diğer kulaklarından çıktığı anlaşılıyor. Bu yazı da MİY hakkında yazdığım son yazı olacaktır.