Eserin başarısı birçok insanın yazar gibi yasak bir aşkı yaşadığını kanıtlıyor. Ne yazık ki kitap arkadaşımda yarattığı etkiyi bende yaratmadı. Kitap hakkında eleştirilerim de oldu bir okur olarak. Kendisine sorduğu sorulara bir okur olarak siz de ortak oluyorsunuz doğal olarak. Kitabı bitirdiğinizde kafanızdaki hiçbir soruya yanıt bulmadığınızı algılıyorsunuz. Eseri önemli kılan, yazarın başından geçen yasak aşkı anlatımındaki içtenliktir. Okur, bir yandan böylesi tutkunun insan yaşamındaki yansımasına tanık olurken; diğer yandan da, böyle güçlü tutkuların ruh sağlığını tehdit edecek boyutlara varan yaralarıyla yüzleşiyor. İnsana yarar yerine zarar getiren tüm tutkuları farkında olmadan sorguluyorsunuz. Aşka dair böylesine güçlü tutkuları özleyen ve hayal eden insan sayısının çok fazla olduğunu biliyorum. Hastalıklı bir tutkunun insanın usunu esir almasına ve insanı tüketmesine yüreğim dayanmıyor. İnsanın ruh ve düşünce dünyasına kendi elleriyle kelepçe takması gerçekten çok zor bir durum.
Kadın -erkek ilişkisine ayna tutan bu kitap, daha çok evli bir erkekle yaşanan yasak bir ilişkinin insan psikolojisindeki travma boyutlarını gözler önüne seriyor. Bir insana tutku derecesinde bağlı olmanın insan yaşamındaki esaretini anlaşılır bir dille anlatıyor yazar. Tutkuyla yaşanan bu yasak aşkta tüm ayrıntıların tek tek gözden geçirilmesi, insanın içini acıtan umarsızlıklara umar arama konusundaki başarısı, savunma mekanizması, iki sevgiliyi ele verecek tüm davranışlardan uzak durmak adına düşünülen çareler...
Yazar ağır bir bedel ödediği yasak aşkını anlatırken kendisine olduğu kadar okurlarına da dürüst davranıyor. Yazarın dürüstlüğü ve içtenliği eserin başarısı olmuş. Bir insanın kendisini kandırmasının kendisine yaptığı ihanet olduğu gerçeğiyle yüzleşmek insanı düşündürüyor. Yazarın bu tutkuya hem esir olması hem de bu tutkudan kendisini kurtarmak adına katlandığı bir dizi serüvene yüreğiniz kanayarak tanık oluyorsunuz. Yazarın, sevdiği erkeğin eşiyle birlikteliğinin yüreğini acıtmaması için başvurduğu yöntemi anımsarsak “(...) kadını önemsiz bulmamın, belki “ elinin altında “ olduğu için A’nın onunla seviştiğini düşünmenin böyle bir göz önüne getirmenin vereceği acıya bir yararı dokunmazdı (28).
Hepimiz hayatımızdaki boşluklardan bizi kurtaracak doğru tutkularımızın olmasını istiyoruz. Yazık ki birçok tutku insan yaşamına ağır maliyetler getirdiği gibi insanın kendi gerçeğini yok saymasına da neden oluyor. Umarsızlığın duruma göre değişen tanımı bu eserde de karşınıza çıkıyor. Yalın Tutku, bir kadının yaşadığı yasak aşka yaşadıklarıyla kattığı anlama yeni anlamlar katmak adına okunması gereken bir eser.
* Annie Ernaux. Yalın Tutku. İstanbul: Can Yayınları. Türkçesi: Yaşar Avunç, s.64.