7 Haziran 2015 Genel Seçimleri'ne 4 aydan az süre kaldı. Bürokratlar, Öğretim Üyeleri gibi kanunen istifa etmesi gerekenler istifa etti. Aday olacaklar aşağı yukarı netleşti. Hemen hemen bütün partilerde aday profillerine bakıldığında farklı bir görüntü yok. Bir takım adaylar ideolojik olarak Partililiklerini tescil etme, bir kısım adaylar bürokrasi vb yerlerde statülerini koruma, bazı adaylar sosyal ve ticari geleceklerine katkı sunma amacı ile bir kısmı da siyaseti meslekleştirip klasik görevlerine devam etme hesapları ile start almış görüntüsü vermekteler. İçlerinde tabi ki samimi olarak Mersin'e hizmet etme gayesi ile mücadeleye girenlerde var.

Aday profilleri aşağı yukarı diğer seçimlerle farklı olmayınca muhtemelen seçim sonuçları ve Mersin'in kaderi de üç aşağı beş yukarı benzer bir durumda olacak, değişiklik olmayacak demek anlamını çıkartmak şaşırtıcı olmasa gerek.

Mersin'e, Mersin'deki siyasi yapıya, Mersin'in gelişimine dair bir çok konu, proje, formül yazılabilir çizilebilir ama ben burada önemsediğim kendimce olmazsa olmaz gördüğüm bir konuyu sizlerle paylaşacağım.

Bu konu bütün Parti'ler için aynı derecede önemli diye düşünüyorum. Partiler seçimlere girerken Mersin için futbol tabiri ile sahaya sürdükleri 11!i belirlemede çok hassas olmalılar. Mersin'i değiştirmek için olagelen durumu tersine çevirmek için şimdiye kadarki tavırlarından metodlarından vazgeçmeliler.

Mersin'de yaşayan Mersin ile her anlamda hemhal olmuş Mersin'in gerek kültürel gerekse sosyal, ekonomik panoramasına hakim adaylara öncelik vermeliler. Seyahat anında Mersin'den geçen, Mersin'de bir dönem memuriyet nedeniyle bulunup ahbap-çavuş ilişkisi kurmuş bürokratlar, hayatı Mersin dışında geçmiş Mersin'in merkezindeki ilçelerden bile bi haber ama sözüm ona Mersin'in evladı(!)adaylar yedek kulübesinden çıkartılmamalıdır. Mümkünse 18'e de alınmamalıdır. Çünkü var olan durum devam ettiğinde gelinen nokta ortadadır.Partiler bir türlü beklenen çıkışı yapamamaktadır Mersin'de.

Bu tezimiz desteklemek adına Mersin'de başa güreşen 3 partiyi kısaca analiz edelim.

Ak Parti kurulduğu günden bu yana Türkiye'de sürekli oyunu yükseltmiş uyguladığı merkezi hükümet proğramları ile bir çok ilde oyunu % 70 lere kadar çıkarmıştır. Aynı proğramın uygulandığı Mersin'de ise bir türlü açık ara 1. parti olamamış oyunu %32 lerden öte götürememiştir. 2002'den bu güne yapılan genel seçimlere bakıldığında bunun nedeni gayet açıktır. Listeler yapılırken Mersin ile alakasız isimler Mersin'e emri vaki gibi sunulmuştur. Yapılan anketler ve önseçim sonuçları hep kulak ardı edilmiştir. Alpaslan Gürgenç gibi, Fatih Kısa gibi, İbrahim Gül gibi, Hacı Özkan gibi, Mustafa Sever gibi, Hakkı Meniz gibi, Mehmet Bolat gibi, Atilla Olçum gibi gerek ön seçimlerde gerek anketlerde gerekse kamuoyunda öne çıkan isimler bir türlü listelerde öne çıkamamışlardır. 2002'de, 2007'de  Ak Parti'den seçilen milletvekillerinin esamesi bile okunmamaktadır. Oysa yukarda isimlerini belirttiğim ve belirtemediğim Mersin ile Ak Parti tabanı ile hemhal olan partinin emektarları hala Mersin'e Mersin'de yaşayanlara nefesleri kadar yakın ve hizmete devam etmektedirler. Yine çarpıcıdır ki 17-25 Aralık olaylarına rağmen Alpaslan Gürgenç Erdemli de belediye başkanlığı seçiminde % 47 ile Ak Parti Mersin tarihinin rekor oyunu almıştır.

Yukarıdaki çelişki ortadan kaldırılır belirtilen kriterlerde adaylarla liste ile seçime gidilirse Ak Parti için %30 ların makus talih olmayacağı ,Türkiye ortalamasının çok rahat yakalanacağı gün gibi aşikardır.

Mersin Büyükşehiri 15 yıl yönetme şansı olmuş CHP de de durum farklı değildir. Çok rahat %50 leri yakalama şansı var iken İstemihan Talay, Ahmet akın, Fikri Sağlar gibi Mersin'le özdeşleşmiş isimleri sahada etkili kullanamadığı için yerinde saymıştır. Nihayetinde de Büyükşehiri kaybetmiştir.

MHP'de de durum çok farklı değildir. Belirttiğimiz kriterlere uygun adayları uygun metod ile bir kez belirlemiş ve Mersin'de tarih yazmış 1999 seçimlerinde 5 miletvekili çıkarmıştır. Sonrasında ise u dönüşü olmuş ve 8-9 ilçeyi yıllardır yönetmesine ve bu ilçelerin çoğunda % 40 ların üzerinde oy almış olmasına rağmen bir türlü genel seçimlerde %35'leri bile görememiştir.

Çok şey daha yazılabilir ama özetle tabiki siyasi partilerin, gerek kanunun tanıdığı belirli orandaki kontenjanı kullanma, gerekse Türkiye'yi yönetmek adına oluşturulacak A takımı için gerekli gördüğü adayları belirli illerden liste başı gösterme hakkı vardır ama hakkaniyet herşeyden önemlidir. Mersin'in her parti ve görüşten A takımını hakedecek değerleri vardır.
Mersin hakkını almalıdır, hak ettiği yerde olmalıdır. Mersin'in seçimi asıl bu olmalıdır.