Güzel bir kadının gözleri, derin bir okyanusun duruluğunu yansıtan, hem huzur hem de gizem

dolu bir bakış taşır. Bazen içten bir merakla çevresini gözlemlerken, bazen de derin bir

bilgelik fısıldar. Bu bakışlar, kimseye doğrudan bir şey anlatmasa da, herkese çok şey söyler

gibidir.

Uzun kuzgun karası saçları omuzlarına dökülürken her telinde adeta bir şiir saklıdır; rüzgârla

hafifçe dalgalandığında bile büyüleyici bir ahenk sergiler.

Onun güzelliği yalnızca dış görünüşle sınırlı değildir; zarif yürüyüşü, etrafına yaydığı

kendine has dinginliği ve çekiciliği, doğal bir cazibeyle birleşir. Tüm bu özellikler, onu

herkesin gözünde hayranlık uyandıran biri yapar.

İnce, düzgün yüz hatları, adeta bir ressamın titizlikle dokunuşlar yaptığı bir sanat eseri

gibidir.

Gülüşü ise bir bahar sabahının aydınlığını andırır; dudakları hafifçe kıvrıldığında, etrafına

yayılan sıcaklık insanın içini ısıtır. Bu gülüş, sadece bir mimik değil, bir duygunun dile

gelmeden gösterdiği en içten ifadedir.

Odaya girdiğinde, arkasında hafif bir esinti gibi ferah bir iz bırakır; insanlar onun varlığını

sadece görmekle kalmaz, hisseder.

Konuştuğunda sesi, yumuşak ve melodik bir tınıyla akar, her kelimesinde kendine güvenen

bir duruşun yansıması bulunur. Ama en etkileyici yanı, dış güzelliği kadar iç dünyasının da

ışık saçmasıdır.

Güçlü, kararlı ve bir o kadar da yumuşak bir kalbi vardır. Bütün bu nitelikleriyle o, sadece

gözlere değil, ruhlara da dokunan eşsiz bir güzellik sergiler.