Herhangi bir koşulla sınırlanmama, zorlamaya, kısıtlamaya bağlı olmaksızın insanın kendi düşüncesine göre karar vermesi olarak ifade edebileceğimiz özgürlük, yürekte başlayan ve dış dünyada ifade bulan bir süreçtir. İnsanın özgürlüğü, aklına gelen ve istediği her şeyi yapabilmesi değil, istemediği hiçbir şeyi yapmak zorunda bırakılmamasındadır.

Eğer bir millet her hangi bir şeyi özgürlükten daha değerli görürse, özgürlüğünü kaybetmeye mahkûmdur. Bu bakımdan kendinizi ifade etmekten, gerçekleri dile getirmekten korkmayın. Bastırmaya çalışacağınız duygu ve düşünceleriniz ileride tekrar yüzeye çıkmak üzere bilinçaltınıza atılacaktır. Yüzleşmeyi ertelemeyin.

Aslında özgürlüğün temel koşulu sorgulamayı bilmektir. Sorgulayan, düşünen ve akıl eden insanlar fikren ve ruhen özgürlüğü hak edenlerdir. Her insan güzelin ve doğrunun peşinde koşmak ister. Buradaki güçlük neyin güzel ve neyin doğru olduğunun tespitidir.

Bu ayırım farkına varan insanlar özgür düşünceye ve yaşama sahip olanlardır.

Dünya Teknoloji Merkezi olan “Silikon Vadisi”nin San Francisco’da vücut bulması tesadüfü değildir. Liberalizm ve özgürlükler farklı düşünceleri ortaya çıkararak, yaratıcı ve yenilikçi kişi ve şirketleri buraya çekmiştir. İnsan ne kadar çok dünya görüşü bilir ve hayat tecrübesi edinirse çevresini ve kendisini daha iyi anlar ve hoşgörülü ilişkiler kurabilir, kendisi için daha uygun seçimler yapabilir.
Zülfü Livaneli ne güzel söylemiş “Ey Özgürlük” şarkısında:

Bir sözün coşkusuyla
Dönüyorum hayata
Senin için doğmuşum haykırmaya

Ey özgürlük!
Kör Kuyunun Sonundaki Özgürlük hikayesi ile yazımızı sonlandıralım:
Bir gün, bir çiftçinin eşeği kuyuya düşer. Adam ne yapacağını düşünürken, hayvan saatlerce anırır. En sonunda çiftçi, hayvanın yaşlı olduğunu ve kuyunun da zaten kapanması gerektiğini düşünür ve eşeği çıkartmaya değmeyeceğine karar verir.
Bütün komşularını yardıma çağırır. Her biri birer kürek alarak kuyuya toprak atmaya başlarlar. Eşek ne olduğunu fark edince, önce daha beter bağırmaya başlar. Sonra, herkesin şaşkınlığına, sesini keser. Birkaç kürek toprak daha attıktan sonra çiftçi kuyuya bakar. Gözlerine inanamaz. Eşek, sırtına düşen her kürek toprakla müthiş bir şey yapmakta, toprağı aşağıya silkeleyerek yukarı çıkmasına basamak hazırlamaktadır.
Bir süre sonra, komşular toprak atmaya devam edince, herkesin şaşkınlığı altında eşek, kuyunun kenarından dışarı bir adım atıp, koşarak uzaklaşır!

Hayat üzerinize hep toprak atacaktır; her türlü pislik ile kuyudan çıkmanın sırrı, bu pisliği silkeleyip bir adım yükselmektir.
Sıkıntılarımızın her biri bir adımdır. En derin kuyulardan bile yılmayarak, usanmayarak çıkabiliriz. Silkelenin ve biraz daha yukarı çıkın.
Yaşam bir kerelik bir şans. Bu şansı en iyi şekilde kullanmak gerek. Korku yaşamın en büyük düşmanı. Korkuyu yenmenin tek yolu da huzur. Daha iyi bir yaşamı tüm insanlar gibi Türk halkı da hak ediyor.