Ekim ayında (Erken bir ''Genel Seçim ''olmaz ise) bu yılın son seçimi yapılacak. 30 Mart'ta yapılan Yerel Yönetimler seçimi ve 10 Ağustos'ta, ilk defa Milletin oyları ile yapılan Cumhurbaşkanlığı Seçimi'nden sonra Mersin Üniversitesi Rektörlük seçimi yapılacak.

  Temmuz 1992'de TBMM'de kabul edilen kanunla kurulan ve 10 Kasım 1992'de faaliyete geçen Üniversitemiz için çok kritik bir seçim olacak. Prof.Dr Vural Ülkü'nün Kurucu Rektör olarak, Metropol İş Merkezi'nde kiraladığı 2 kat dairede faaliyete geçen üniversitemiz 2006 yılına kadar çok önemli büyüme ve gelişmelere imza atarak kiradan çıkıp kampüslere kavuşmuştu. Gerek fiziki gerekse akademik ve eğitim anlamında önemli aşama kaydetmişti.

  Öyle ki Bu gün faaliyette olan yaklaşık 16 adet fakültenin 11 tanesi 2001 yılında hizmete açılmıştı. Mersin'de yaşayanlarla sürekli istişare içerisinde olmaya gayret eden yönetim anlayışı ile Sayın Prof.Dr.Vural Ülkü'yü her zaman minettarlık duyguları ile şükranla anacağız ve unutmayacağız.

 Sayın Ülkü'nün emekli olmasından sonra göreve gelen Prof.Dr Uğur Oral ile Mersin Üniversitesi Asker menşeili bir Rektör ile tanıştı. Askeri vesayeti ya da anlamını Sayın Uğur Oral'ın dönemini uzun uzun anlatma gayretine girmeyeceğim. Akıllarda kalan bir 28 şubat dönemine ait fişleme iddiaları, bir de kampüs etrafına çektiği şehirle üniversite'yi birbirinden ayıran iletişimsizlik duvarı. Eskilerden kalan utanç duvarı!

  1998-2006 dönemi askeri vesayet altında dışa kapalı bir yönetim anlayışı ile kaybedilmiş bir dönem olarak üniversite tarihine gecti. 2006 yılında Sayın Oral'dan görevi devralan  Prof. Dr. K. Suha Aydın da aynı Oral gibi asker kökenli bir bilim adamı olarak yönetim anlayışında çok bir değişiklik hissettirmedi(!) Üniversitemizin Mersin'le ilişkilerini minimum seviyede tutmayı başardı.

Seçimler arefesinde skandal uygulamalara imza atarak diyaloglarını kimlerle maximize ettiği konusunda da önemli ipuçları verdi(!). Yeni binasına taşınan Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi bünyesindeki otopark ve işyerlerinin kiralanması aşamasında tercih edilen 3-5 aylık yeni kurulmuş firmalar, işletme süresi, alış-veriş merkezi ile ilgili iddialar, dışa kapalı yönetim anlayışının tüm gizlilik tedbirlerinin uygulanmasına rağmen Mersin kamuoyuna bomba gibi düştü.

 STK'lar ağır ithamlarda bulunarak yanlışlardan dönülmesi adına tepkilerini koydular. (Bu iddialar ile ilgili başta adli makamlar ,sayın valimiz ve ilgili bakanlıkların gereğini yapmak üzre harekete geçeceğinden şüphem yok). Dışa kapalı yönetim anlayışının içte de farklı olmadığını talihsiz olaylarla görme şansımız oldu. Kampüs içerisindeki trafik kazaları,Üniversite ile Yurt arasında kız öğrencilere adeta mayın tarlasında yürüme eğitimi yaptıran ulaşım şartları gibi bir çok olayda ne yazık ki  Sayın Aydın'ın döneminin gerçekleriydi.

Bu yazıyı hazırlarken Üniversitenin web sitesini ziyaret ettim, genel bilgiler sayfasında ''Basında Mersin Üniversitesi'' ni tıkladığımda Hatalı veya eksik parametre(hata:2). uyarısını gördüğümde ne yazık ki kocaman bir hayal kırıklığı daha yaşadım diyemedim (!) 

Şehirle, Türkiye ile Dünya ile bütünleşmenin en temel kaynağı olan üniversite websitesinin ''medyatakip''e emanet edilmiş aşikar bir sürü eksikliğiyle...
Aydın'ın yönetim anlayışını, bilimin ve çağdaşlığın ışığında ki dünya üniversitesinin açılmayan websitesiyle bir kez daha teyit etmiş oldum. 


Kısacası nereden tutsanız elinizde kalacak bir üniversite yönetimi. Yazımın başında Ekim ayında yapılacak olan seçimin Mersin için çok kritik bir seçim olacağını belirtmiştim. Gerçekten de öyle...
Kaybedilen yılların telafisi o kadar zor ki....

Son yıllarda demokrasi adına yenileşme adına o kadar çok önemli adımlar atıldı. Ülkemizde ve dünyada çok şey değişti. Kimse kolaya kaçmıyor, kolaycılığa prim vermiyor. En son 10 Ağustos'ta yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimi bariz bir örnek.! 12.Cumhurbaşkanı seçilen Sayın Recep Tayyip Erdoğan, cumhurbaşkanlığı seçimini halkın iradesine bıraktı, şahsi olarak düşündüğünde riskti ki seçim sonucuda bunu gösterdi, %52 lik bir oranla seçildi.

  Amaç sadece kendisinin cumhurbaşkanlığı olsaydı kolay yolu vardı TBMM'de Ak Parti'nin 312 milletvekili vardı. Bu sayı en kötü ihtimalle 3. turda kendisine Çankaya'nın yolunu açardı. Ama asıl olan daha çok demokrasi, daha çok milletin sesi idi. Ve kolaycılığa kaçmayarak büyük bir değişimin önünü açtı. Mersin Üniversitesi'de dünyadaki ve ülkemizdeki hatta Mersin'imizde ki değişime ayak uydurmak mecburiyetindedir. Çünkü üniversite aydınlığın bilimin demokrasinin merkezi, ana kaynağıdır.

 Seçimlere kısa bir süre kaldı. Değişik adaylar ortaya çıkmaya başladı. Seçim sürecinin doğal gerçeği...  Bu süreçte yeni adaylar da çıkacaktır.
Mevcut adaylar içerisinde 4 isim dikkat çekiyor. Prof Dr. Ahmet ÇAMSARI, Prof.Dr.Halil KUMBUR, Prof.Dr.Tuğba YANPAR YELKEN ve Prof.Dr İrfan ŞENCAN.

Prof.Dr.İrfan Şencan;

>>> Doğma büyüme Ankara'lı diyebileceğimiz, Ankara'da doğmuş, ilk, orta,l ise ve Üniversite'yi Ankara'da okumuş, belirli dönemler hariç çalışma hayatının da önemli kısmını sağlık bakanlığında geçirmiş bir bilim adamı ve yönetici. Sağlık Bakanı Müezzinoğlu ile ters düşüp Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlük görevinden affını istemiş, paralel yapı ve değişik konularla ilgili hakkında çok sayıda soruşturmaların açılmasından rahatsızlık duyduğu iddiaları kamuoyuna yansımış, cemaatçi olarak bilinen biri.

  Sayın İşcan'ın Mersin ile üniversite ile ilgili bilgi birikimi ve hedefleri var mıdır? bilemiyorum ama muhtemelen gündeme getirenler, öne düşenler, 2 dönemdir devam eden vesayet anlayışının devamını arzulamaktadırlar. Bu şehir kontenjan gereği ithal siyasetçilerden çok çekti. Hiç biri Mersin'in yaralarına deva olmadı. Üniversite yönetiminde de Mersin'i bilen, üniversiteyle bütünleşmiş, Mersin'de yaşayan birinden daha iyi kimse değişimi başaramaz.Üniversitemizi şehirle Türkiye ile Dünya ile kucaklaştırmayı başaramaz diye düşünüyorum.

Prof.Dr.Halil Kumbur;

>>> Doğma büyüme Mersin'lidir. Kuruluşundan bu yana Üniversite'nin bünyesinde öğretim üyesi ve idareci olarak çalışmaktadır. Geçen dönemdeki seçimde önemli bir başarı sağlamış, YÖK tarafından Cumhurbaşkanlığına sunulan 3 isimden biri olmuştur.

Prof.Dr.Tuğba Yanpar Yelken; 

 >>>Sayın Kumbur gibi Mersin'de doğmuş Üniversite' de 2005'ten bu yana çalışmaktadır. Geçen dönem onun ismi de YÖK tarafından sunulan listede var idi. Sayın Yelken çalışmalarında siyasi atmosferden etkilenir bir görüntü çizmektedir.

  Seçim sürecinde Üniversitede ki kadroları seçim vaadi olarak kullanmaktadır.

  Kulislerde Memur Sen'den destek alabilmek için bir önceki dönem Memur Sen İl Başkanı Olçum'u genel sekreter yapacağı iddiaları konuşulmaktadır.Bu da bu vaatlere çarpıcı bir örnektir.

 ****Dezavantajı ise Dekanlığı döneminde yönetimde eşinin kendisinden öne çıktığı iddialarıdır.

Prof.Dr.Ahmet Çamsarı;

>>>
Kahramanmaraş'ta doğmuş, 2001 yılında Tıp fakültesi'nin kuruluş aşamasından bu yana Üniversite'de çalışmaktadır. Üniversiteyi ve Mersin'i bilen tanıyan Mersin'de yaşayanlarla iç içe bir bilim adamıdır.

    Kaybedilen 2 dönemden sonra bu kritik seçimde başta Üniversite'de oy kullanacak öğretim üyeleri olmak üzre İlimizdeki siyasi irade temsilcileri, milletvekilleri, Ankara'daki uzantıları YÖK  gerekli ortamı sağlayacak şekilde her türlü siyasi çıkar kaygılarından, küçük hesaplardan uzak değişimin önünü açacak adımları cesaretle atmalıdırlar diye düşünüyorum.