23 ay önce görevlendirildiğim ve toplamda yaklaşık 20 ay sürdürdüğüm koruyucu sağlık hizmetleri ilçe idareciliğinin son günlerinin de etkisiyle bir muhasebe süreci içindeyim. Baştan belirtmekte fayda var bu bir vicdan muhasebesi değil ki vicdan muhasebesinin her gün ve her an yapılması taraftarıyım.

Bahsettiğim muhasebe aslında gerçekleştirdiğim işler kapsamında olgu ve algı süreçlerinin toplamı. Bu toplamın hayatım boyunca unutamayacağım ve dikkate alacağım önemli tecrübeler ve gerçekleştirdiğim ciddi bir öğrenme süreci olduğunu belirtmeliyim. Özellikle çok sayıda insanla muhatap olmak; birbirinden farklı ve bazen birbirine benzer çok sayıda vefa, özveri, samimiyet, ihtiras, ihanet, istismar, itilaf, ittifak, husumet, emanet, vs süreçlerine şahit kıldı beni.

Zira arkadaşı için canından geçmeye hazır olanlara da belli bir imkan için kardeşlerinin etini yiyenlere de, ya da binlerce insana iyilik için kendini paralayanlara da ve binlercesinin yerine kendi menfaatini üstün tutanlara da, tevazu ile derinlerde olanlara da kibirle Kaf dağının zirvesinde duranlara da, her şeyden çok Allah'tan korkanlara da Allah'tan başka her şeyden korkanlara da şahit olduğumu anlatmaya çalışıyorum.

Belirttiğim 20 aylık sürecin müthiş ve paha biçilmez bir eğitim süreci ve tecrübe olduğunu tekrar vurgulamakta fayda var. Bu tecrübeyi paha biçilmez kılan sebeplerden biri ise sivil toplum çalışmaları kapsamında edindiklerimi ve ürettiklerimi devlet memuru olarak uygulayabilecek şansı yakalayabilmiş ve teori ile pratiğin uyumunu test etmiş olmam. Yıllarca eleştirdiklerimin yerine koyabildiklerimin ve hedef olarak belirlediklerimi gerçekleştirebildiklerimin hesabı belirttiğim 20 ayın muhasebesinin özeti aslında.

İlginç bir ikilemin de içinde oldum bu 20 ay boyunca. Kurumlardaki işleyiş ve pratiğe yönelik kişisel eleştiri getirip çözüm üretmeye çalışan biri ile ilçedeki bir devlet kurumunu temsil ederek işleyiş ve pratiği yönetmeye çalışan arasında gidip gelmek. Yani bir tarafta takım elbiseli oligarşi ya da ayrıcalıklığı eleştirirken diğer tarafta takım elbise giymeye mecbur kalmak olarak durumu basit bir şekilde ifade edebilirim.

Geçen akşam ASTAM Siyaset Çalışmaları Grubu Okuma Programı kapsamında siyasal iktidarların toplumsal meşruiyetinin bir parçası olarak bürokrasi kavramını tartışıyorduk. Gençlerdeki bürokrasiye karşı mesafeli hatta olumsuz duruşu fark ettim. Devlet denilen toplumsal sözleşmenin ya da soyut düzenin sigortasının bürokrasi olduğunu ifade ederken gençlerinse bürokratik yapının bir oligarşiye dönüşme durumu ve riskinin üzerinde yoğunlaştıklarını gördüm. Hatta aralarından birinin sigorta niteliğinde bürokratik yapı sürecinden oligarşik bürokrasiye geçişin engellenemeyeceğini ifade etmesine şaşırdım. İddiası; bir toplumda bürokratın konumundan ve görevinden dolayı ayrıcalıklı görünmesi, şahsi ve kitlesel ayrıcalıklar dayatması durumunda kaçınılmazdı. Lakin herhangi bir ayrıcalık talep etmeksizin ve ayrıcalık hissi taşımaksızın görevini yerine getiren bürokratın toplumdaki sosyokültürel ve ekonomik seviyesi düşüklerin, kimsesizlerin, gureba ve fukaranın hakkını koruyan ve sunan yani toplumun belirttiğim kesiminin sigortası olduğunda ısrar ediyorum, bürokrasi ve sıradan vatandaş arasındaki ilişkinin lütuf ve vicdani borçlanma algısının yerine bürokratik sorumluluk ve kişisel hak olarak netleştirilmesi kaydıyla tabii ki.

Bürokrasi kavramı tartışılırken bürokratın görev tanımı üzerinde de mecburen duruldu. 'Belirlenen politikaları uygulamak ve denetlemek' ifadesi çelişki durumunun yaşanma ihtimali olup olmadığı sorusunu beraberinde getirdi. Ve tabii ki bürokratın belirlenme kriterleri; ehliyet mi aidiyet mi ya da liyakat mi sadakat mi? Çok zor sorular, değil mi? Bu sorulara ben de yaşadığım son süreci anlatarak cevap vermeyi tercih ettim. Gençlere 20 aydır sürdürdüğüm sağlık yöneticiliği görevi kapsamında yapmaya çalıştıklarımı özetledikten sonra idareci değişim gündemi arasında bir gün iktidar partisi ilçe temsilcisi tarafından aranıp Sağlık Bakanlığı tarafından ilçeye kurulmuş nitelikli ve özellikli yaşam merkezine ilçe belediyesi tarafından hediye edilen çocuk oyun alanı ve spor alanının ilçe belediyesince hediye edildiği bilgisini içeren tabelaların kaldırılması ve kanser tarama programı kapsamında ilçe belediyesinin sunduğu ücretsiz toplu taşıma aracının kullanılmaması gerektiği konusunda uyarıldığımı, uyarıları dikkate almamam durumunda konunun bakanlığa taşınacağı ve başımın ağrıyacağının dile getirildiğini ve benim de verilen mesajı alarak istifa dilekçemi sunduğumu belirttim.

Bürokratın belirlenmiş politikaları uygulama ve denetleme görevi kapsamında çelişkiye düşme olasılığı durumunda ne olacağı sorusuna ise; çelişme potansiyeli yüksek olanın bürokraside görev almasının ruh ve vicdan sağlığına pek iyi gelmeyeceğini ifade ettiğimi söylemeliyim. Zaten bu metin de çelişkili ve zor bir sürecin geciktirilmiş fikri özeti...