Türkiye, sadece Gümrük Birliği’ne üye olduğu ve Avrupa Birliği’ne henüz tam üye sıfatını kazanamadığı için ABD-AB Serbest Ticaret Anlaşması’nın(Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı) hiçbir yerinde değil.Yürürlüğe girdiğinde, ABD mallarına kapılarımızı açmak durumunda kalacağız.Yani, hiçbir gümrük vergisi uygulamayacağız. ABD’ne olan ihracatımızda mevcut ABD vergileri aynen devam edecek. ABD-AB Serbest Ticaret Anlaşması‘nın 650 milyar dolar civarında bir ticaret hacmini kapsadığı düşünülürse konunun önemi daha iyi anlaşılacaktır.

Gümrük Birliği’nde malların serbest dolaşımı esastır. Serbest Ticaret Anlaşmalarında ise, taraflar birbirlerine karşı tercihli rejimler uygulamakta, ancak ortak ticaret politikaları veya ortak rekabet kuralları uygulama zorunluluğu bulunmamaktadır.Taraflar,üçüncü ülkelere  karşı kendi gümrük tarifelerini uygulamaktadırlar.ABD ile Avrupa Birliği’nin Serbest Ticaret Anlaşması ile ilgili müzakerelerinde, Türkiye’nin de aynı masaya oturamayacağı anlaşılmaktadır.

Zaten Avrupa Birliği de, diğer ülkelerle yaptığı Serbest Ticaret Anlaşmalarında olduğu gibi, Türkiye’ye, kendisinin ayrı Serbest Ticaret Anlaşması yapması yolunu göstermektedir.STA’yı hangi ülkeyle yaparsanız yapın yoğun bir diplomatik ve ekonomik çabayı gerektirmektedir. Avrupa Birliği üyesi olmayan Norveç ve İsviçre de sözleşmeye dahil olma çalışması içindedir.

Prof. Dr. Süleyman Değirmen’in bir sunumunda belirttiği gibi, ABD ile AB arasında görüşmeleri devam eden Transatlantik Anlaşması’nın temel hedefleri, karşılıklı refah artışı, etkin devlet ve küresel anlamda rollerini artırmak yani ÇİN ekonomisine karşı bir hamle olarak görülmektedir. Dünya ekonomisinde sürekli değişen koşullar önemsenmektedir.

     ABD-AB Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) olarak adlandırılan bu serbest pazar kurma girişimlerinin müzakerelerinin taraflara göre oldukça yapıcı geçtiği belirtilmektedir. Türkiye’nin bu anlaşmanın dışında kalması durumunda ulusal gelirinin yüzde 2,5’i oranında yıllık kayba uğramasının söz konusu olacağı düşünülmektedir.AB Bakanı Volkan Bozkır’ın “TTIP’ya alınmazsak Gümrük Birliği üyeliğini dondururuz” şeklindeki çıkışının, Türkiye’nin derinden yaşadığı kızgınlığı yansıtmasından başka bir önemi olmaz.

Bir kez daha tekrar etmekte yarar var. TTIP, ABD ürünlerine AB üzerinden Türk pazarına serbest giriş olanağı sağlarken, Türkiye’nin ABD’ye ihracatı gümrük vergisi, fon vb. uygulamalara tabi olmaya devam edecektir. Bu durum, bir yandan ABD ile olan mevcut ticaret hacmini ve dengesini olumsuz etkileyecek, diğer yandan ise Türk ürünlerinin AB ürünleri karşısında ABD pazarındaki rekabet olanağını azaltacaktır.

Daha önemlisi, TTIP Türkiye’nin dış ticaretinde çok önemli bir paya sahip olan bu iki ekonomiyle mal ve hizmet ticareti ve yatırımlar alanında yeni belirlenecek düzenlemeler, kurallar ve normlara göre hareket etmesini gerektirecektir. Bu koşullar altında, Türkiye’nin ABD ile bir Serbest Ticaret Anlaşması yapması giderek ve artan şekilde önem kazanmaktadır."