Son yıllarda eğitim denilince sıkça sıkça konuşulan Açıköğretim Liselerini ele aldık.
Ne zamandır bu konu ile ilgili bir yazı düşünüyordum.
Söylemek istediklerime geçmeden önce bazı veriler ve bilgiler aktarmak istiyorum.
Açık Öğretim Lisesi 1992 yılında kurulan uzaktan öğretim teknolojilerini kullanarak lise öğrenimi veren ve bu hizmeti merkezi sistemle yürüten, 
Film Radyo ve Televizyonla Eğitim Başkanlığı bünyesinde kurulmuştur.
Film Radyo ve televizyonla Eğitim başkanlığı ile Bilgisayar Eğitimi ve Hizmetleri Genel Müdürlüğü 03.04.1998 tarih ve 4359 sayılı kanunla hizmetlerini Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü adı altında toplamıştır.
Açık Öğretim Lisesi 3 Nisan 1998 tarihinden itibaren Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü bünyesinde eğitim etkinliklerini devam ettirdi.
Açık Öğretim Lisesi halen faaliyetlerini, 14 Eylül 2011 tarih ve 652 sayılı kanun hükmünde kararname ile kurulan
Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü bünyesinde sürdürmektedir.
Halen yönetmelik gereği ders geçme ve kredi Sistemine göre mezun vermekte olan Açık Öğretim Lisesinde uzaktan öğretimin temel süreçlerinden yararlanılmaktadır.
2006 yılında tüm okulların 4 yıla çıkarılmasıyla birlikte Açık Öğretim Lisesi de 4 yıla çıkarılmış ve Yönetmeliği de bu çerçevede yeniden düzenlenerek sistem değiştirilmiştir.
Eğitimde 4+4+4 düzenlemesine geçilmeden önce MEB verilerine göre açık öğretim lisesinde 940 bin öğrenci bulunuyorken, 4+4+4 sonrasında hızlı bir artış seyri yaşanmış ve 2016-2017 eğitim öğretim yılı sonu itibariyle açık öğretim lisesindeki öğrenci sayısı 1 milyon 554 bin 938'e çıkmıştır.
Bu artışın temel nedeni muhtemelen TEOG sistemi nedeniyle istemediği halde meslek lisesi ya da imam hatip lisesine otomatik kaydı yapılan öğrencilerin bu okullarda okumak yerine açık liseye kayıt yaptırmalarıdır.
(Eğitim-Sen verileri)
Eğitim - Sen bu artışı yeni sisteme bağlamış. Ama asıl sorun başka ve çok daha önemli.
Düz Lise, Anadolu Lisesi, Meslek Liseleri ya da Fen Lisesinde okuyan öğrenciler içinde kayıt sildirip Açıköğretime geçen sayısı da az değil.
Teog puanı bir liseye yetmeyenleri sistem Açıköğretim Liselerine atıyordu.
Bu öğrencilerin sayısı kadar kendi isteği ile geçen oluştu.
Özellikle lise son öğrencileri içerisinde revaçta bir durum.
Peki neden öğrenciler liselerinden kayıt sildirip Açıköğretime geçiyor?
Müfredat vurgusunu sürekli dile getiren Milli Eğitim buna çözüm bulmalı.
Öğrencilerimizi lisede tutamamaya başladık.
İyi bir üniversite hedefi olan öğrenciler okul derslerini gereksiz görmeye başladı.
Yazılı, ödev, performans, yoklama, proje vesaire...
Bu unsurlar üniversite hazırlıkta gencin önünde engel olmaya başlıyor.
Üniversite giriş sisteminin sadece soru çözmeye dayalı yapısı liselere olan talebi olumsuz etkiliyor.
Milli Eğitimin, Özel Öğretim kurslarına yönelik değişiklikleri de yine bu talebi arttırdı.
Eski sistemde öğrenci okul ile birlikte dershanelerden takviye alıyordu.
Yeni sistem tek ders eğitimini getirdi.
Öğrenciler özel derse yönelmeye başladı. Sınava yönelik hazırlıklarını daha sağlıklı sürdürmek için de liselerinden kayıt sildirmeyi ön planda tutuyor.
Milli Eğitim acilen liseler ile ilgili kalıcı, çağdaş, teknolojik gelişmelere açık bir sisteme geçmelidir.
Üniversiteye girişte sadece sınav değil kişisel yeteneklerin ve ilgilerin önemsenmesi gerekmektedir.
Öğrencilerimizi liselerde tutmazsak birkaç yıl içinde Açıköğretim Lise öğrenci sayısı diğer liseleri yakalayacak.
Kalın sağlıcakla.