Kıymetli Mersintıme okurları hepinize selamlar.

Bu köşeden geçmişte Harese bitkisi ve develer ile ilgili bir hikaye anlatmıştım.

Uzun uzun anlatmak yerine minik bir özetle hatırlatayım.

Develer çölde yürürken harese adında bir bitki. Çok dikenli ve bir o kadar tatlı bir bitkiyi iştahla yerler,yedikçe ağızlarında kan oluşur.Eğer yemeği bırakmazlarsa kendi kanlarında boğularak ölürürler. Arapçadaki hırs kelimesi de bu harese ile ilişkilidir. Kısaca hep daha fazlasını daha çoğunu istemek şeklinde tanımlayabiliriz.

...

Sosyal medyanın hayatımızda kapladığı alan büyüdükçe çok ilginç şeylerle de karşılaşmaya başladık.

Yaptıkları abuk sabuk işlerle kısa sürede çok ciddi hayran kitlesine ulaşan fenomenlerin! sayısı her gün artmakta.

Bu fenomenlerden Polatgiller, sadece sosyal medya ile değil televizyon programları ile de öne çıktı.

"Sonradan görme"liğin sınırlarının zorlandığı birçok tuhaf harekete imza attılar. Fenomenlikten elde edilen gelirle bunların yapılamayacağı her ne kadar tahmin edilse de yüzlerce ,binlerce insan bu hayatlara özendi Aslında gerçeğin çok farklı olduğu da yine bu hırslarının ön planda olmasından kaynaklı ortaya çıktı.

Günde 700 bin TL'yi harcadıklarını , kahveyi altın tozuyla içtiklerini ifade etmeleri ve birkaç kişiyle atışmaları onların sonu oldu. (Bu arada onları destekleyen,takip edenlerin çoğu bırakın altınlı kahveyi normal olanı içmekten yoksun olmaları ayrı dert.)

Çünkü bu şaşalı hayatın arkasında büyük bir dolandırıcılık şebekesi olduğu ortaya çıktı. Hırsları, daha çok'u istemeleri o şaşalı hayatı bir anda bitirdi. Benzeri hayat sürenler ülke dışına kaçmaya başladı.

Bunlarda biri olan Polatgillerin benzeri bir hayat süren Tayyargiller de aynı şekilde Türkiye gündemine oturdu.

Çok kısa sürede maddi varlıkları birken bin olan bu insanların "ekranlarda verdikleri görüntülerin" kaynağının büyük bir dolandırıcılık şebekesi olduğu ortaya çıktı. Sosyal medya hesaplarıyla o kadar lüks yaşanılmayacağını da göstermiş oldular.

Polatgiller ve Tayyargiller buz dağının sadece görünen yüzü bence.

Bunlardan çok daha fazlası olduğunu düşünüyorum.

Gel gelelim Fongillere.

Türkiye futbolunun tanınmış bir çok ismi paralarını değerlendirmek için! birilerine fon adı altında teslim ediyorlar. Bu isimler menajer ve avukat olmadan adım atmayan isimler. Genç yaşlarda milyon dolar kazanan isimler. Helal olsun.

Spor dünyasıdır.

Başarıdır kazanmıştır.

Buraya kadar tamam.

Ancak bir fon açabilmenin bir sürü yasal prosedürü var.

SPK bu işlerin öyle basit olmadığını açıkladı. Parayı yatıranların da yine daha çok para kazanma hırsı ön planda olduğu için işin bu kısmıyla çok ilgilenmediler.

Ya da yasal olmadıklarını bildikleri halde parayı teslim ettikleri kişilerin tefecilik yaptığını o paraları satarak para yaparak katacaklarını düşündüler.

Adının Fatih Terim Fonu olması apayrı bir komedi.

Parayı alan bankacı aracı olarak başka birini kullanıyor.

Para bankada resmi bir işlemle değil ne hikmetse çantalarla elden alınıyor.

Bu da yine buz dağının görünen yüzü.

Deveyi öldüren harese; Tayyargiller, Polatgiller ve Fongilleri ne hâle düşürdü.

Sevgiyle kalın.