Değerler kişiler arası etkileşimden, aileden ve diğer toplumsal etkilerden denenerek ve gözlemlenerek öğrenilir. Değerler, uzun bir süre bireysel hayatla sınırlandırılmış ve sosyologların ilgi alanına girmemiştir.Daha sonra değerler, önemli bir sosyal olgu olarak kabuledilmeye başlanmıştır. Sosyolojide değerler, bireylere, gruplara, örüntülere, hedeflere ve sos yo-kültürel nesnelere verilen önemüzerindeki değerlendirmelere dayanan ölçütler temel alınarak tanımlanırlar.
Değişen ve gelişen dünyada öz benliğini kaybetmeden değişime ve gelişmelere ayak
Uyduran bireyler yetiştirmenin zorlukları eğitimciler tarafından bilinmektedir. Bir yanda, dünyada
her an bulunan yeni teknolojik buluşlar ve bu buluşların toplum tarafından kullanılmasıyla
toplumun yapısındaki sosyolojik ve kültürel değişiklikler, diğer yanda ise devletin sağlamlığı
açısındangerekli olan milli birlik ve beraberlik duygusunu genç nesillere aşılama sorumluluğu
bulunmaktadır. Bu sorumluluk değerlerin genç nesillere aktarılması ile yerine getirilebilir.
Değerler; genelde inanılan, arzu edilen ve davranışlar için bir ölçüt olarak kullanılan
olgulardır. Değer, belirli bir durumu bir diğerine tercih etme eğilimi olarak tanımlanmakla beraber,
davranışlara kaynaklık eden ve onları yargılamaya yarayan anlayışlar olarak da gösterilmektedir.
Değer, bireylerin topluma uyumunu sağlayan standartlardır. Bu bağlamda değerler, bilinçli ve
amaçlı davranışın genel ölçütü olup sosyal eylemde bulunan bir kişinin sosyal olarak kabullenilebilen olgu ve istekleri için temel atıf noktası görevini görmektedir. Yapılan tanımlara bakıldığında değer kavramı hem bireysel hem de sosyal olguları içinde barındırmaktadır.
Toplumsal yaşam içinde değerlerin önemli özellikleri ve bu özelliklere bağlı olarak yerine getirdiği çeşitli işlevleri vardır. Gerçekten de değerlerin en önemli işlevi, sosyal hayatı biçimlendirmektir. Hukuk, din, dil, sanat gibi tüm kültürel varlık olguları bir değer yapısının gerçekleşmesidir.
İşlev bakımından sosyal yapıyı bu derece etkileyebilen değerlerin yapısı bozulmadan yeni nesillere programlı bir şekilde aktarılması gerekmektedir. Bu nedenle değerler eğitimi önemli bir kavramdır.
Değerler toplumu bir arada tutan yapı taşlarından olmakla birlikte bireylerin bu evrenin içerisinde, onun bir parçası olarak varlığını sürdürmesini sağlayan evrensel gerçeklerdir. Bu gerçeklerin bozulmadan aktarılabilmesi bireylere verilecek değerler eğitimi sayesinde gerçekleştirilmektedir.
Yaşadığımız toplumda değerlerin eğitimdeki gerekliliğini ifade etmek için mutlaka dindar olmak şart değildir. Ülkemizdeki okullarda öğretmen, öğrenci ve veli işbirliğinde elde ettiğimiz tecrübeler buna işaret etmektedir. Bir kısım kişilerin değerler eğitimi dendiğinde ön yargılı yaklaşması bireyin ve toplumun temel özelliklerini taassup içerisinde reddetmekten başka bir şey değildir. Doğası gereği insan hep değer ifade eden şeylerin arayışındadır. Dolayısıyla asıl mesele artık değerlerin ve değerler eğitiminin gerekli olup olmaması değildir. Asıl mesele milletimizin ve memleketimizin geleceği için nesillerimizi değerlerimizle nasıl donanımlı hale getireceğiz sorusunun cevabıdır.
Öz benliğini,kişiliğini,kültüreldeğerlerini,inanç dinamiklerini ve medeniyet değerlerini kaybetmek,insan için yok oluşun bir başlangıcıdır.Mazi ile irtibatını sağlam temellere oturtamayan insan,gereksiz bir şekilde aslında sadece kendisi ile kavgalı hale gelir.Kökünükaybetmiş,değer yargılarından uzaklaşmış toplumlar,aslında geleceğini kaybetmeye başlamış demektir.Dolayısıyla değerleri ve değerlerin nesillere aktarılmasının gerekliliğini tartışmak abesle iştigal etmektir.
Bence bugün tartışmamız, müzakere etmemiz gereken şey köklü medeniyet değerlerimizle, kültür mirasımızla, medeniyet köklerimizle, inanç birikimimizle nesillerimizi, çocuklarımızı nasıl donanımlı hale getireceğimizdir. Zira metodlardaki yanlışlık sebebiyle nesillerin değerlerinden yoksun yetişmesine sebep olan bir çok sorunla bugün karşı karşıyayız.
Gittikçe yüzeyselleşen,şekilciliğe bürünen din anlayışı ve yaşantımız,özünü kaybetmiş riyakârlığa bürünmüş tavır ve davranışımız,dine olan karşıtlığı sebebiyle değer adına ne varsa hepsine karşı olan duruşumuz,yapmadığı şeyleri çocuklarına söyleyen anne ve babalarımız,kendisi sigara içip öğrencilerinden sigara içenlerin peşine düşen idareci ve öğretmenlerimiz aslında nesillerin değerlerle buluşmasının önündeki temel engellerdir.
Değerlerin nesillere aktarılmasında gerekli olan usül ve esasları,metodolojik sorunları bir sonraki yazımızda dile getirmek dileği ile iyi haftalar..