Saçaklar altından
Islak adımlarla yürüyorum
Şehir sırılsıklam
Aşka düşmek üzere
İnsanlar telaş içinde
Yeni bir rüzgarı duyuruyor
Radyomun bozuk frekansları...
Şimdi ben bu zamanda
Tam da ıslanıyorken
Sana hangi kelimelerle
Ağlayacağımı bilmiyorum
İsmin
Bayraktan sonra geliyor
Susuyorum.
Ve demin
Hemen yanımdan
Geçti çaresizlik
Çıplak ayaklarıyla
Üşümeye direnen eda
....
Keselim bu bahsi
Sana dönelim
Hiçbir çaresizlik
Gözlerine bakıp
sana özlem duymak kadar
Asil olmamıştır.
Daha nasıl ifade edilir bilmem
Fuzuli 'den bir kaç beyit mi alsam
Bilmiyorum
Beş yüz yıl önce de böyle miydi aşk?
....

Islak adımlarla yürüyorum
Arabaların camları ıslak
Mendil satan çocuk yok bugün
Cam silen de
Benim gibi birkaç divane
Islak....
Radyomun bozuk frekansından
Bir şiir geçti çabucak
Ne anlattığını
Anladım sanırım
Eksik yerlerini seninle tamamlayınca
şiir de tam oldu.
Bilirsin korunmayı sevmem yağmurdan
İçime işlesin isterim
Her damla şükür....
Gel bitsin
Beni tasalandırma
Şehir için
Bak bugün mutlu olabiliriz
Bozuk sesimle şiir de okurum
Seversin bilirim.
Peçete satan çocuk yok ışıklarda
Camlar ıslak
Elinde kirli bezlerle
Aydınlık yüzler de yok...
Birlikte haykıralım
Yağmur ürkmesin sesimden
Sen olsan sorun yok

..........

Şiir burada başlıyor. Noktayı attıktan sonra asıl iş.
Mersin sokakları ve aşk. Şiirin gücü burada.
Hem sosyal konular hem de kişisel konular iç içe daha güzel nerede geçer ki?
Yakınsak ve çoğu kez kızsakta bu şehir hepimizin. Sokaklar hepimizin. İstiklal Caddesi yılın her anı yoğun. Hele Hastane Caddesi ile kesiştiği yer.
Seyyar satıcılar, esnaf müşteri beklerken ışıklarda çocuklar direksiyon başındaki kişinin gözlerinin içine bakar. Olumlu bir haraket çocuğu yerinden fırlatır. İki üç el hareketi ile camları siler.
Şiirin yazıldığı gün yoktu çocuklar.
Alışkanlık işte. Çocukların sokaklarda olmaması için yağmur yağmasını arzulamak ne acı.
Ve bu caddede yılın genelinde çok uzak yerlerden görünen bir Ay-Yıldızlı Bayrak vardır. Hayatın telaşı içinde heybetine rağmen az insan farkeder. Şiirin cümleleri içimde büyük bir işçiliğe başlamışken durup uzun uzun baktım. Islak ıslak.
Güzel veya çirkin, iyi veya kötü, aşklı veya aşksız yaşıyorsak bu bayrak dalgalandığı için.
Değil miydi?
Sevgiliye seslenirken bayrak sözcüğü sözcükleri boğazıma düğümledi.
Tabi ki çaresizlik.
Asil.

ŞİİRLE KALIN, SEVGİYLE KALIN