2021 yılına girdiğimiz bu günlerde; Çevre ve insan haklarının 21. yüzyılın yükselen değerleri olduğu, çevre sorunları, küresel ısınma, iklim değişikliği, kuraklık, Covid-19 pandemisi, su kaynaları ve su yönetimindeki başarısızlıklar Kuraklık ve Su sorunlarını ön plana çıkarmaktadır.
Çevre sorunları günümüzde tüm insanlığın ortak sorunu olmuş, kirliliği önleme ve kirlilikle mücadele ise en güncel ve gerçekçi uğraş alanlarından birisi halini almıştır.
Tarım, ticaret, turizm, sanayileşme, ulaşım, enerji, plansız şehirleşme, hızlı nüfus artışı vb. gibi faktörler sonucunda çevre sorunları hızla artmaktadır.
Çevre sorunlarının; ekolojik, teknolojik, ekonomik, politik ve katılımcılık yönleri vardır. Sorunların kalıcı, ekonomik, sürdürülebilir çözümü için siyasi iktidarlar ve yöneticiler çevre konusuna önem vermeli ve ayrıca hizmet alanların da katılım ve katkısı sağlanmalıdır.
Küresel ısınma(sera etkisi), asit yağışları, ozon tabakasının delinmesi gibi küresel ölçekteki çevre sorunları sınır tanımaz sorunlardır. Bununla birlikte; hava kirliliği, su kirliliği, altyapı-kanalizasyon, atıksu, katı atık (arıtma çamurları, tıbbi atık, tehlikeli atıklar vb.) toprak kirliliği, gürültü kirliliği, görüntü kirliliği, mimari kirlilik, plansız kentleşme, tarihi ve kültürel çevredeki sorunlar, mevsimsel çevre sorunları (sinekle mücadele, yaylalıklar, sahillerdeki kirlilikler, vb.) da günümüzde önem verilmesi gereken ülkesel, bölgesel, yerel çevre sorunları haline gelmiştir ve öncelik sırası kentlere göre değişmektedir.
Bu sorunlar Ülkemizin bütün kentlerinde olduğu gibi Mersin İli’nde de belirli ölçülerde mevcuttur
Erozyon; Ülkemiz genelinde önemli bir sorun olmakla birlikte kentsel alanlardaki diğer çevresel sorunların gölgesinde kalmaktadır.
2021 yılına girdiğimiz bu günlerde; sıcaklıkların mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi ile mevsimler ötelenmiştir, meteorolojik, hidrolojik ve tarımsal kuraklık oluşmuş ve akabinde alışık olmadığımız hortum felaketleri görülmeye başlanmıştır.
Diğer taraftan korona virüs (Covid-19 pandemisi); Dünyaya, ekonomiye, teknolojiye, her türlü gelişmiş silahlara geçici de olsa meydan okuyan, ideolojileri, siyasi partileri, siyasal iktidarları, ülkeleri ve hatta birbirleri ile yan yana gelmeyen liderleri, kralları, mazlum milletlere hayat tanımayanları bir araya getirmiştir. Acil çözüm ise su ve sabunda bulunmuştur ve suyun petrolden daha önemli olduğu anlaşılmıştır.
Su canlı hayatı için önemli bir unsurdur. Temelde sanılanın aksine, sınırlı bir kaynaktır. Günümüzde su ve toprak, ulusal ve uluslararası politikaların belirlenmesinde önemli bir unsur haline gelmiştir
Türkiye’nin Akdeniz ülkeleri arasında iklim değişikliğinden en çok etkilenecek ülkelerin başında geldiği bilinmektedir. İklim değişikliğinin Türkiye üzerindeki en yıkıcı etkisinin de su kaynakları konusunda olacağı tahmin edilmektedir. Özellikle Mersin İli’ninde içinde olduğu Doğu Akdeniz Su Havzasında son beş yıl içinde %40 a varan azalmalar-kuraklıklar yaşanmıştır.
Türkiye’de 2030’da kişi başına düşen su miktarının tahmini 1.100 metreküplere, 2040’ta ise 700 metreküplere düşeceği tahmin edilmektedir. Bu durum iyi bir su planlaması yapılmazsa yakın gelecekte ‘su fakiri’ bir ülke olacağımızı göstermektedir.
Dünyamızın %71’i su ile kaplı olmasına rağmen bunun çok düşük bir oranından yararlanılabilmektedir. İnsanoğlunun ekonomik olarak kullanımına hazır olan tatlı su varlığı dünyadaki toplam su varlığının yaklaşık %0,5’inden azdır. Örneğin: Çok basit bir ifade ile dünyanın bütün su varlığı 5 litrelik bir bidona konulduğunda, ekonomik olarak kullanılabilecek tatlı su varlığı yalnızca bir çorba kaşığı kadardır.
Orta Doğu Ülkeleri arasında son yıllarda ortaya çıkabilecek anlaşmazlık konularından birisi de “su” dur. Su sıkıntısı en üst düzeyde olan bu ülkelerin çoğu hem petrol, hem de su yoksulu ülkelerdir. Dicle ve Fırat Nehirlerimizin, bazı Ortadoğu Ülkelerine ait topraklardan geçiyor olması nedeni ile “uluslararası ortak su yönetimi” dayatması Ülkemizi de yakından ilgilendirmektedir.
Türkiye Su Potansiyeli
Su kaynakları potansiyelimiz doğu bölgelerimizde ağırlıkta iken, ihtiyaçlar batı bölgelerimizde yoğunlaşmıştır. Türkiye, hidrolojik açıdan 26 akarsu havzasına ayrılmıştır.
Yılda ortalama 643 mm yağış, 501 milyar m³ su sağlıyor, çekilebilir yeraltı sularımızın miktarı 15 milyar m³, toplam kullanılabilir su potansiyelimiz(net) ise 110 milyar mdür.Suyun yaklaşık %76'sı sulama, %14'ü içme-kullanma, % 10 ‘u endüstriyel amaçlar için kullanılmaktadır. Sulama genelde salma-sulama şeklinde kontrolsüzce yapılmaktadır ve bu şekilde devam ettirildiği takdirde su kaynaklarımız yeterli gelmeyecektir. Mutlaka Sulama suyu teknikleri değiştirilmelidir.
Mersin İli Su Potansiyeli
Mersin İli yerüstü-yeraltı su potansiyeli yıllık 7.4 milyar m’ dür. Su kaynaklarının bulunduğu bölgeler ile ihtiyacın olduğu yerler arasında uyumsuzluk vardır. Sektörel bazda su kullanım oranları yaklaşık: %6 (403 milyon m/yıl) konutlarda, %14 sulamada (1.01milyar m), %1 (58 milyonm/yıl) endüstride ve kullanılmayan %79 (5.855milyar m/yıl) şeklindedir.
Berdan, Göksu, Lemas, Dragon vb. akarsularımız ile yapılmış ve yapılmakta olan Berdan, Pamukluk, Sorgun, Aksıfat, Gezende, Kayraktepe, Alaköprü barajları Mersin’in en önemli su kaynaklarıdır.
Göksu Nehrinden Mavi Tünel Projesi ile yıllık 414 milyon mKonya Ovasına ve Anamur Dragon Çayından 75 milyon m Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC)’ne Deniz seviyesinden 250 m aşağıdan 106 km uzunluğundaki hat ile su verilmektedir.
Günümüzde su havzalarının-kaynaklarımızın korunması, su maliyetlerinin yüksek olması, kaliteli su temini, suyun nakli ve depolanması, suyun kullanıcıya ulaştırılması, su kaçakları, sulama teknikleri vb. konularında ciddi sorunlarımız olduğu gibi suyu yetersiz yerleşim birimlerimiz de bulunmaktadır.
Su sorunlarının giderilmesi için Ülke ve Kent genelinde yapılması gerekenler;
Su havzalarımız korunmalı, kuraklık risk haritaları hazırlanmalı, geleceğe yönelik su projeksiyonları ve su bütçesi oluşturulmalı, su ayak izleri, su sanal kullanım planları, plansız tarım, uygun bitki-sebze seçimi ve ekim-dikim tarihleri, , sulama suyu teknikleri geliştirilmelidir.
Ayrıca suyun depolanması, kayıp-kaçaklar, suyun geri kazanımı, yağmur sularının değerlendirilmesi, kaliteli, ucuz su temini, su tasarrufu, su yönetim sisteminin oluşturulması, alternatif su temin yöntemleri vb. konularında kısa, orta, uzun vadeli kalıcı, ekonomik, sürdürülebilir planlar, programlar ve projeler yapılmalıdır.
Suyun hiç bir alternatifinin olmadığı unutulmamalıdır..
Mersin’in bir Dünya kenti olabilmesi: hava, su vb. sorunları çözülmüş yaşanabilir temiz bir çevre ile mümkündür.
Tüm çevre sorunları çözümlenmiş bir Mersin’de yaşamak Mersinlilerin ortak arzusudur.