Anadolu müzik kültürüne yön veren sanatçılardan olan Barış Manço’nun vefatının üzerinden 25 yıl geçmiş. Her Şubat ayı geldiğinde onu yeniden hatırlar, bir şeyler yazma gerekliliği hissederim ona dair.

Barış Manço’nun bir öğretmen olarak bendeki özel yerinin sebebi doğrusu onu Türkiye’nin adam olacak çocuklarının öğretmeni olarak, şarkılarını da bir öğreti olarak görmem.

Kaleminde ve sesinde müzik her zaman eğitim işleviyle ön plana çıkmış olan Barış Manço, müzikle her yaşta bireye bir şeyle öğretmenin mümkün olduğunu bize yaşayarak/dinleterek öğretmiştir.

***

Barış Manço’nun şarkılarını bir öğretmen olarak dinlediniz mi bilmem.

Ben dinledim.

İdealist bir öğretmenin dokunuşlarını hissettim her bir parçasında.

“Bir çorbayla karnım doydu, Hırka bana yorgan oldu, Birde kalem tutmayı öğret, Kırk yıl sana hizmet ederim” parçası ile kanaatkarlığı, yetinmeyi, öğretmenin ve öğrenmenin önemini öğretti.

“Kul Ahmet’in Ceketiyle” malın, mülkün, zenginliğin anlamsızlığını öğretti.

“Halil İbrahim Sofrasıyla” paylaşmayı, yakınlaşmayı, paraya pula tamah etmemeyi öğretti. Asıl zenginliğin ne olduğunu öğretti.

“Sarı çizmeli Mehmet Ağayla” Yoksulları beslemeyi, yetim ve öksüzleri sevindirmeyi, dünyanın fani olduğunu ve dünya malına çok fazla önem vermemeyi öğretti.

“Unutma ki Dünya Fani, Veren Allah Alır Canı” ile bize ölümü hatırlattı. Dünyanın geçici yüzünü gösterdi. Allah’tan geldiğimizi ve yine ona döneceğimizi duygularımızı okşayarak öğretti.

“Yaz Dostum” parçası ile güzele ve özümüze dair yitirdiğimiz ne kadar değer varsa tek tek beynimize ve kalbimize yazarak öğretti.

“Gözlerimde Yaş Kalbimde Sızı, Unutamadım” ile asıl sevginin imkansız ve karşılıksız da olsa bitmeyen sevgi olduğunu öğretti.

“Bana yolun seç diyorlar, bozuk yolu seçer miyim, Eğri eğri doğru doğru” diyerek aklı kullanmayı, akılla hikmeti bulmayı, kişinin doğru bildiği yoldan uzaklaşmaması gerektiğini öğretti.

“Barış demek toprak demek ben kendimi verir miyim” şarkısıyla aslında toprağın, vatanın önemini, insanın taşıdığı manayı, insan teslim olursa her şeyin yitirileceğini inceden inceye öğretti.

“Bugün bayram erken kalkın çocuklar” parçası ile bütün dünya çocuklarının gülen yüzü oldu. Saygıyı öğretti. Bizi biz yapan bir arada tutan değerlerimizi çocukların minik yüreklerine çizerek öğretti.

“Var yoluna git diyorlar bir yol ile iş biter mi?” şarkısıyla sürekliliği, kararlılığı, pes etmemeyi, mücadelenin devam etmesi gerektiğini aksi takdirde sonuç almanın mümkün olmadığını öğretti.

“Aç gözünü daha vakit erken gör şeytanın gör dediğini
Bir kulak ver de dinle sağır sultanın duyduğunu, daha çok kazan tamam. Payla sevaba gir sevindir garipleri. Bir gün duyarsın elbet Dıral Dede’nin düdüğünü” sözleriyle helal kazancı, paylaşmayı, garipleri düşünmeyi, dayanışmayı, yardım etmeyi, sorumluluğun zamanında yerine getirilmesi gerektiğini, iş işten geçtikten sonra son pişmanlığın fayda etmeyeceğini mükemmel bir dille öğretti.

Sadece bazı parçalarını değil, hangi parçasını dinleseniz, hangi şarkı sözünü okusanız mutlaka bir şeyler öğrettiğini görürsünüz.

Meslek olarak öğretmenlik yapmamıştır ama öğretmen olabilmiştir o.

Vefatına yakın bütün çocuklara yani öğrencilerine şu nasihatlerde bulunmuştur “Evet çocuklar, ben gidiyorum diye, ıspanak yememek, süt içmemek, arabanın önünde oturmak filan yok. Evet, uzaklara gidiyorum ama gözüm ve gönlüm daima üzerinizde olacak”

Aslında o bu sözleriyle bir gün gitsek bile verdiklerimizle, eserlerimizle öğrencilerimizin öğretmeni olmaya devam edebilmemiz gerektiğini anlatmıştır.

Türkiye’nin adam olan bütün çocuklarının öğretmeni olan Barış Manço, yıllar geçmesine rağmen hala eserleriyle dokunduğu herkesin gönlünde yaşıyorsa o öğretmenliğini iyi yapmış demektir.

***

Bizde bir gün gitsek bile güzele dair söylediğimiz/yaptığımız işler ardımızda kalsın.

Bir gün ölsek bile dokuduğumuz her yürekte eserimiz yaşasın.

Hep hayırla anılsın adımız.

Onun gibi.