Mersin Polifonik Korolar Derneği tarafından 2000'li yıllarda başlatılan Umut Işığı projesinden bahsetmek istiyorum. Mersin 'de sessiz sedasız 17. yılına giren proje sanatın insan hayatını nasıl değiştirdiğinin en güzel örneği.
Özellikle göç ile şehre gelen, Mersin 'nin kırsal kesimlerindeki mahallelerinde ikamet eden çocukların müzik ile tanışmışsını amaçlayan projede geride kalan yıllarda yüzlerce genç hayata kazandırıldı.
Projenin fikir öncüleri Mersin 'in müzik üstadı rahmetli Prof.Dr. Nevit Kodallı, Dernek Başkanı Selma Yağcı ve dernek üyeleridir.
Projede özellikle hem eğitimini devam ettirip hem de çalışıp ailesine maddi katkıda bulunan çocukların yer alması öncelikli gözetildi.
2000 yılında bu fikirden hareketle beni de koroya kazandırdılar. İlk koroydu. Selma Yağcı ile tanıştıktan sonra hayatımın değiştiğini gördüm. Umut Işığı Korosu ilk konserlerini vermeye başladıktan sonra sesimde değişimler oldu. Ama bu güzel çalışmanın içinde yer almaya devam etmek istiyordum. Selma Yağcı 'ya giderek ben ayrılmak istemiyorum dedim. O süreçten sonra yaklaşık 3-4 yıl koroya korist kazandırma çalışmalarında yer aldım. Konserlerde sahneye çıkıp Selma Yağcı ile birlikte projeyi anlattım. Ve Umut Işığı Korosu abisi olarak anılmaya başladım...
Projede yer alan birçok genç özellikle Güzel Sanatlar Fakültelerine girdi.
Sadece Türkiye'de değil Avrupa 'da da konserler verdi.
Türkiye 'deki Müzik Festivallerine oldukça fazla konuk edildi.
Ayrıca Umut Işığı Korosu 2010 yılında Var Mısın Yok Musun adlı Tv yarışmasına konuk edildi.
Mersin 'de görev alan valiler projeye desteklerini esirgemediler.
Yerel medyada yer bulmakta zorlanan proje defalarca ulusal medyada yer buldu. Yakın zamanda Hürriyet Gazetesi Çukurova ekinde projeyi anlatan habere geniş yer verdi. Daha önce de hem gazete hem de dergilerde Umut Işığı Korosu anlatıldı.
Peki neden Umut Işığı Korosu önemli?
Yaşadığı çevre gereği çok sesli müzik ile tanışmayan çocuklar bir grubun içinde çok sesli müzik ile tanışıyor. Alanında uzman eğitmenlerden müzik eğitimi alıyor. Koronun bir parçası haline gelen çocuk hayata da sıkı sıkı tutunuyor. Özellikle kendini ifade etmekte zorlanan çocuklar binlerce insan karşısında sahne alacak hale geliyor.
Kötü alışkanlıklardan uzaklaşıyor. Sosyal anlamda gelişiyor.
Ve en önemlisi bu fikirde ve yapıda bir projenin dünyada örneği yok.
Selma Yağcı projeyi anlatırken özellikle şuna vurgu yapar.
' Tüm dünya çocukları eşittir. Nerede olursa olsun hepsinin müzik eğitimi alması gerekiyor '
Müziğe temas eden çocuklar vatanına, milletine hayırlı bireyler olarak toplumda yer almaya başlıyor.
Gelin bu projeyi her şehre hatta tüm dünyaya yayalım.