Recep İvedik 5, filmi birçok salonda oynayarak gişede rekorlar kırmaktadır. Her Recep İvedik filminde olduğu gibi sinemacılar, eleştirmenler serinin son filmi ile eleştiriler de bulunmaktadır. Ama serinin beşinci filminde, film kadar komik bir şey oldu ve filme bazı kesimler politik bazı misyonlar yüklemeye çalıştılar. Hatta bunun bir proje ve toplumun geldiği son nokta olduğunun, Türkiye İslamcılığının çocuğu olduğu, iktidarın veya Yeni Türkiye’nin ürünü olduğugibi birçok komik ve zorlama, hatta bazen de haddini aşan yorumlar yapıldığını görmekteyiz.
Recep İvedik sadece kaba bir güldürü örneği olan ve insanları hoşça vakit geçirmeyi hedefleyen bir film. Her film sanatsal olacak bir şey de yoktur. Geçmişte de Türk sinemasında, Yılmaz Güney filmleri olduğu gibi, Kemal Sunal filmleri, hatta bazı dönemlerde erotik filmler, bazı dönemlerde ise arabesk filmler var idi. Dünya sinemasında da böyle kaba güldürü filmleri veya kahramanların örneklerini de görmekteyiz. En benzer örnek Borat karakteri. Yönetmen Ezel Akay’da bu benzerliğe vurgu yaparak şöyle demiştir: “Bugün Borat, böyle nasıl rahatsız edici, üstüne düşülmesi gereken bir etki yarattıysa, Recep İvedik'te bir başka açıdan bakılmayı hak ediyor. Türk insanı nefret ettiği her şeyi orada gördü. "Allah'a şükür ben böyle değilim" diyenler sevdiler. Veya gıcık oldukları bütün elit ve sosyetik şeylerle dalga geçtiği için sevdiler, bunu unutmamak lazım. Herhangi bir karakter değil o, saldırgan bir karakter. Bizim iyi, güzel, hoş bulduğumuz her şeye saldırıyor bu karakter. “Dünya sinemasında da kaba komedi filmi örnekleri olarak Mr. Bean, Pembe Panter, Louis de Funès, Ah Mary Vah Mary, Hayvan Dedektifi, Çıplak Casus ve Çıplak Silah filmlerini sayabiliriz.
Recep İvedik serisinin çok küfürlü olduğu da eleştiriliyor. Buda yeni bir olgu değildir ve Türk insanı oldum olası küfürlü esprileri sever. Yönetmen Tunç Başaran’da, Türk halkının küfür edilmesini seyretmeye bayıldığını vurgulayarak, filmle ilgili şu eleştiri de bulunmuştur: “Bunun bir örneği de Zeki Alasya- Metin Akpınar tiyatrolarıdır. Özellikle o oyunlarda Metin Akpınar belden aşağı espriyi patlatırdı. O zamanlar en pahalı oyundu. 30 lira fiyatı vardı. Sinemada çok başarılı olamadılar. Çünkü sansür denilen bir bela vardı. Çok şükür şimdi onu atlattık. Sansür olmadığı için şimdi ana avrat küfür ediliyor. Recep İvedik'in iş yapmasının sırrı belden aşağı sözler ve basit oluşu. Film niteliği taşımıyor. Şansı açık olsun”.
Yüksel Aytuğ, filmin gişe başarısının, çok iyi veya oyunculukların başarılı veya ince espriler olduğu için değil zekice kurgulandığı, halkın gerçek gündeminden haberdar olduğu, insanın kendinde olmasını istemediği tüm kötü özellikleri, bir anti-kahramanda toplayıp onu hedefe koyarak rahatlaması durumundan (yansıtma) kaynaklandığını belirtmektedir. Psikolojik bir olgu olan “yansıtma”yıbir çok bilgisayar oyununda da görmekteyiz.
Diğer bir eleştiri ise toplumun Recep İvedikleştiğidir. Buna da katılmak mümkün değildir. Bu karakter zaten biraz abartılmış ve karikatürize edilmiş bir karakterdir. Hatta film ile ilgili bir soru üzerine Zafer Alagöz, “Recep İvedik'te oynasam, Cem (Yılmaz) bana bozulmaz. Bizim ayrı ayrı yaptığımız projelerde var. Ama teklif gelse ben 'te oynamam zaten. İsterse gişede 17 milyon yapsın, benim ilgimi çekmiyor. Türkiye'de Recep İvedik gibi bir karakter olduğuna da inanmıyor. Şahan kardeşim sözlerime alınmasın, benim sözlerim onun şahsına değil, Recep İvedik karakterine." diyerek filmi eleştirirken aslında toplumda böyle bir karakter olmadığını vurgulamıştır.
Senaristlerin el kitabı olarak bilinen "Story" kitabının yazarı McKee, 10–18 Kasım'da düzenlenen 4. Uluslararası Boğaziçi Film Festivali'nin davetlisi olarak İstanbul'a geldi.
1984'ten beri 100 binin üzerinde öğrenciye ders veren profesörün, 60 Oscar, 200 Emmy, 100 WGA (WritersGuild of America), 50 DGA (Directors Guild of America) ödülü sahibi, bin Emmy, 250 WGA ve 100 DGA Ödülü adayı bulunuyor.McKee, sohbet sırasında “Siz nelerin komedisini yapıyorsunuz?' diye sormuş. Bizim katılımcılar demişler işte maalesef çok kısıtlı bizde. Recep İvedik falan yapılıyor, konusu şöyle böyle demişler. McKee, ‘Bayıldım buna, mükemmel bir komedi olur bu konudan, eğer eğitimsiz fakir biri zenginlerle alay ediyor ise nefis bir komedi çıkar, zenginler bir de eğitimli olursa daha da harika’ deyince katılımcılar şaşalamış, homurtular, öksürükler falan... "
TV’de her zaman veya herkes belgesel seyretmediği gibi, Survivor’da, magazin programı da, dizi film de izlenebildiği gibi, sinemada da her zaman veya herkes sanatsal filmler seyretmeyebilir, komedi, korku, macera gibi farklı filmlerde izleyebilir. Herkes her istediği program veya diziyi seyredebilir, istediği kitabı okuyabilir. Recep İvedik ne politikacıdır, ne politik bir filmdir. İnsanları birkaç saat hoşça zaman geçirmeyi amaçlayan ticari bir filmdir. Bu kadar her şeyi politize etmeyelim ve bazen de zihnimizi boşaltalım ve rahatlayalım. Hıncal Uluç’ta filmle ilgili, “Sakın ola sosyopsikolojik yorumlara girmeyin. Gidip gülenlere sevinin, siz gitmeseniz bile..” demiştir. Bırakalım insanlar gülsün. Bu toplum keşkehep gülse ve gülmek isteyenlere de bunu çok görmeyelim.