Sararıyordıu günden güne yapraklar. Bazen içimizi hüzün kaplasa da doğanın yeniden yeşereceğini bilmek umudun temsilcisi oluyordu. Değişimi an be an görmek yaşadığımızın bir kanıtıydı. Doğayla bütünleşmek, o anın tadını çıkarmaktaydı tüm gerçek an. Çıtırdayan yaprakların melodisi, sonbahar esintisiyle dans eden dalların ritmi, bulutların ahenkle dans edişi… Sıcak bir kahve buluşturuyordu kalpleri, yanında lezzetli çikolatanın tadı sararken, damaktan ruha uzanıyordu keyfi.

İyi olmaktan korkmamaktı tüm cesaret. 

İyilik beslemeliydi düşleri, gülüşleri, sevinçleri. Zor günlerin, gri bulutların ardında hep bir güneş vardı. Yeter ki o güç, sabır ve itikat içimizde olsun. Yolculukta cam kenarında akıp geçen manzara gibi geçse de hayat, hayatı elinden tutup kaldığı yerden devam ettirebilmekteydi tılsım. 

Sarı yaprakların pembe umutlara dönüştüğü, içimizin güzelleştiği, tebessümü eksik etmediğimiz günlere, mevsimlere…

Keyifle…